Ve alisilmis bir yasamaktir çöker omuzlarima
Sarar benligimi birden
Büyük, devamli dalgalar halinde duygularim Her sabah seninle baslar
Ve ben her sabah
Ta içimde bir agri gibi yoklugunu duyarim
Ben alisilmis seyleri sevmem, bilirsin
Yasamaksa diledigim gibi yasamaliyim
Sevmekse gönlümce sevmeliyim
Kendi ellerimle yazmaliyim alin yazimi
Ölmekse istedigim anda ölmeliyim
ve yasiyorsam Her sey bambaska olmali seninle
Alisilmis seylerden öte
Yalanlardan, düzenlerden uzak
Yeter, yeter artik
Dönmesin o eski plak
Her sey gölümüzce olsun
Bulsun
Diledigi zaman ellerim ellerini
Paylasalim seninle bütün geceleri
Sabahlari, aksam üzerlerini
Görülmemisi görelim, tadilmamisi tadalim
Sarkilar söyleyelim kimsenin bilmedigi
Yüzüm her zaman aydinlik olsun aydinliginda
Her zaman sevgiyle gülsün gözlerimin içi
Yeter artik, yeter
Kirilsin o çemberler
Sarsin her yanimizi bir yasama sevinci
Ayriliklar, kederler, gözyaslari bitsin
Bütün bir ömür boyunca Seninle baslayan sabahlarim Seninle sürüp gitsin.
sanki de sevmeyi sevdigi kisiden daha cok seven birinin dizeleri,
kaderine razi gelmeyen, hayatinin senaryosunu, kitabin son sayfasini kendi yazmak isteyen.
Önce gözlerin girer odamdan içeri
Sonra ellerin, saçların dudakların
Bir bir hatırlarım
Her sabah senin olan ne varsa
Yüzüm aydınlanır
Şarkılar söylemek gelir içimden
Yakında bir kuş öter
Uzaklarda bir tren sesi
Sonra kornalar, çocuk ağlamaları
Vapur düdükleri
Sesler bir uğultu halinde yükselir büyük şehirlerden
Ve alışılmış bir yaşamaktır çöker omuzlarıma
Sarar benliğimi birden
Büyük, devamlı dalgalar halinde duygularım
Her sabah seninle başlar
Ve ben her sabah
Ta içimde bir ağrı gibi yokluğunu duyarım
Her sabah
Rezil insanlar bekler her köşebaşında beni
Yüzleri, yürekleri kadar kirlidir
Biri gider, biri gelir
Biri gider, biri gelir
Yakamda duygusuz iğrenç elleri
Ve soğuk gözbebekleri gözlerimde
O alışılmış yaşamak ki her sabah
iğreti bir elbise gibi durur üzerimde
Bir isyandır sarar içimi
Her şeyi üzerimden çıkarıp atasım gelir
Fakat insanlar, insanlar bırakmaz beni
Biri gider, biri gelir
Hep aynı ses, aynı şarkı
Aynı sağır gökyüzü
Dilsiz bir deniz
Kör bir düzen
Hep aynı kör döğüşü
Yalancı yüzler, aptalca bakışlar
O iki yüzlü selamlar
Hep aynı tempoda geçen manasız bir gün
Hep o değişmeyen puslu ikindi üstleri
Ve hep aynı yorgun, zoraki akşamlar
Ya o geceler satılmış, utanç dolu
Büyük avizelerin aydınlattığı sefil yüzlerimiz
Renkli kumaşlar, altın kol düğmeleri
Kristal kadehlerde kral içkiler
O hesaplı dostluklar
Satın alınmış sevgiler
Ben alışılmış şeyleri sevmem, bilirsin
Yaşamaksa dilediğim gibi yaşamalıyım
Sevmekse gönlümce sevmeliyim
Kendi ellerimle yazmalıyım alın yazımı
Ölmekse istediğim anda ölmeliyim
ve yaşıyorsam
Her şey bambaşka olmalı seninle
Alışılmış şeylerden öte
Yalanlardan, düzenlerden uzak
Yeter, yeter artık
Dönmesin o eski plak
Her şey gölümüzce olsun
Bulsun
Dilediği zaman ellerim ellerini
Paylaşalım seninle bütün geceleri
Sabahları, akşam üzerlerini
Görülmemişi görelim, tadılmamışı tadalım
Şarkılar söyleyelim kimsenin bilmediği
Yüzüm her zaman aydınlık olsun aydınlığında
Her zaman sevgiyle gülsün gözlerimin içi
Yeter artık, yeter
Kırılsın o çemberler
Sarsın her yanımızı bir yaşama sevinci
Ayrılıklar, kederler, gözyaşları bitsin
Bütün bir ömür boyunca
Seninle başlayan sabahlarım
Seninle sürüp gitsin.