hafif kahvaltı ederken o günün gazetelerine göz atarım, düzenli spor yaparım, ve trafiğe girmemek için holdingteki işime pisikletle giderim'i de eklerse entelektüellikten kendi kuyruğunu yiyen yılan kıvamına gelmiş aşırı züppe, görgüsüz ve gösteriş budalası adamın beyanı olur. kendisine buradan tek bir şey söyleyebiliriz: yalanına sokuyum.
her sabah duş alır ve sert bir kahve içerim.
her sabah uyanır, uyanmamış gibi yapmak için elimden geleni yaparım ve gün kaçar.
her sabah kendime sert bir kahve yaparım, uyumadan önce.
balkona çıkarım, çökerim duvarın dibine.
ellerim var küçük. bardağı sımsıkı tutarım. düşüp de kırılmasın.
bilirim kendi düşmemden.
çay içmeyen adamın amına koyimdir. adam dediğin sabah demli çayın kokusuyla ayılır. ne lan öyle siktimin 50 gram fransız erkekleri gibi yok hafif kahvaltı yok sert kahve. otur gerçek bir erkek gibi çayını iç. taze ekmeğin kokusunu hisset yüzünde. sonra bir de menemen var oğlum. manyak mısınız amına bacağımı soktuklarım hafif kahvaltı ne lan? ne izliyorsunuz nelere özeniyorsunuz ibneler. sonuçta hepimiz yozgatlıyız, sivaslıyız, kayseriliyiz amk. *
sabah 5 dakika fazla uyumak için çalar saatinizle adeta sevişiyorken nasıl olur da erken kalkıp kahve için enerji harcıyorsunuz? Duş olayına hiç girmiyorum zaten.
Bu tip okulun ilk günü örtmeninin güne nasıl başlar, nasıl devam edersiniz sorusuna yeminlen şöyle cevaplar.
-her sabah mürebbiyemin narin elleriyle sıktığı portakal suyunu içer havyarla kahvaltımı yaparım, ulan o kadar özgünüm ki zeytini dalından koparıp masama koyarım. Akşam yemeğine aşçımız ormana çıkar geyik avlar. 87 model BMX marka mavi velespetim ile çınar ağacının altına geçer, bol susamlı kara fırın simidimi nazikçe ısırarak nietzsche okurum.
hem kendisine hem de çevresindekilere saygısından ötürü duşunu alan, afyonunu dağıtmak içinse kahveyi tercih eden; ne özenti ne de başka bir şey olan sade insan repliğidir.