girdiği ortama göre kendisi de şekilden şekle giren insandır. mesela kendisi ıspanağı hiç sevmdeği halde girdiği ortamdaki insanların hepsi ıspanağı çok seviyorsa bu da sanki ıspanağa bayılıyormuş gibi davranır. yaptığı bir davranış tepki görürse itrazsız o davranışını değiştirir. hiç bir zaman kendi düşüncülerini açıkça söyleyemez. her zaman ortamdaki en etkin kişiye katılır. bu tür insanlara halk arasında karaktersiz denir.
daima başkalarının fikirleri ve zevkleri doğrultusunda kendi hayatını şekillendiren kendi karakterini bir türlü yerine oturtamamış insandır. bu gibi insanlar kendi başlarına hiç bir şey beceremezler, çünkü sürü psikolojisinden kurtulamamışlardır.
yanaşma insandır. yaranmak için ne yapacağını şaşırır. onu sevsinler ortamlarına alsınlar diye ortam abilerine yavşarlar. sonucunda yavşadıklarıyla kalırlar. adam olsunlar önce..
henüz olgunlaşmamış kişi davranışıdır. her ortamın bir işe yaramadığını öğrenmesi; kendini iyi hissettiği, fikirlerini özgürce tartışabildiği ortamlarda bulunmasının yeterli olacağını öğrenmesi biraz zaman alacaktır.
bir ortamda mutlu olmanın yolunun ortamdakilere uymak olduğunun sanan insandır. halbuki nasıl davranmak istiyorsa öyle davranmalıdır bu insan. o zaman farklılığıyla sıradanlığa yaptığı agni kai çağrısı gayet mutluluk verici olacaktır.
her ortamda bukalemun gibi olanlara denir. ayrıca her insan için çok az bir dozda gereklidir aslında. biraz da kaynaşmak gerekir insanlarla, yoksa bir asosyallik alır başını gider. bazen öyle bir ortama girilir ki insan kendini uzaylı gibi hisseder, böyle durumlarda fazla uzun zamalı olmamak üzere hafiften yavşamak faydalı olabilir.
nabza göre şerbet veren insan modelidir. her ortama ayak uydururum dendiğinde baaak ne güzel denilir.
her ortamda tutunmak için farklı kişiliklere bürünüyo dendiğindede yerin dibine sokulur.. insanoğlu bi garip