üniversite kazanmak için didinen ama kazanamayan öğrenciler için bir teselli olmuştur.
herkes başbakan oğlu veya milletvekili akrabası olsun, bakan yakını olsun; üniversiteler kapatılıp adam kayırma büroları açılsın, herkes kadrolaşmalardan faydalansın, dayısı olan sırtını dayasın o zaman...
doğru bir önermedir. kimse kimseyi üniversite okumaya zorlamıyor. adam lise mezunu ama zehir gibi. her istenileni dört dörtlük yapıyor ise neden açıköğretim mezunu veya celal bayar üniversitesinden mezun birini işe alayım? zaten boğaziçi, odtü, ege gibi yerlerden 4 yıllık kabul gören bir bölüm* bitirmiş bir mezunun iş bulamama gibi bir endişesi yoktur. her şirket böyle birini işe almak ister. tabi kişi götünü nirvanaya taşıyıp 3000tl maaş istemiyorsa...
Türkiye gerçeğini anlatan mükemmel bir sözdür.
Bu sözü başbaşkan söylemese o zaman neden üniversite okuduk gerizekalı diye cevap verilebilirdi ancak başbakana saygımız sonsuz.
üniversite niye okunur? iyi bir işe sahip olmak için. hımmm. o zaman bu işte bir yamukluk var. işte mi yamukluk var, söylenen sözde mi? söylenen sözde mi yamukluk var yoksa söyley... neyse birşey demiyorum ben.
iş potansiyelini düşürdükçe düşürdükleri bir ülkede, yeni üniversiteler açarak pekiştiriyorlar düşüncelerini.
kendimden örnek vereyim.
30 senelik aile mesleğini devam ettirebilmek adına diş hekimliği okuyorum, ben okul bitmeye yaklaşmışken, yeni açılanlarla birlikte diş hekimliği fakültelerinin sayısı 30'a dayandı. bireysel muayenehaneciliğin ölmesi için yeteri kadar insan mezun etmeyi başardılar. bizi diş hastanelerinde 5 sene sonrasına randevu vermeye mecbur etmeyi, toplumu ağız sağlığından büyük ölçüde mahrum etmeyi deniyorlar sanırım. ne gerek var dişe gibisinden. yalan söyleyemem, türkiye'de yaşayan biri olarak yapacağım mesleğin geliri hakkında kaygılarım var.
türkiye'de mezunlarına bakacak gerekli altyapı yokken, halk açılan fakülteleri alkışlıyorsa, hepimize bok yemek düşer sanırım.
efendim kontejanları herkes üniversiteli olsun diye artıracağına üniversitede okuyanlara iş imkanı bul dedirten hadise.beklenir sayın boşbakandan pardon başkandan alışmış bir topluma daha ne desin..
(bkz: her tc vatandaşı iş bulacak diye bir kaide yok)**
üniversite iş bulma kurumu değildir, burası doğru. ama üniversite bitirsin veya bitirmesin gençlerine iş bulamayan bir ülkenin** oturup düşünmesi lazımdır.
bütün ülke'nin pratikte aynı anda oturup düşünmesi mümkün olmadığından, ülke vatandaşları da kendi yerine düşünmeleri, çözüm bulmaları için milletvekilleri, başbakanlar seçerler.
ancak çözüm bulması gerken kişiler;
'her ünv bitiren iş bulacak diye bir kaide yok' türünden aforizmalarla* 'madem çözüm bulamıyorum, o halde yarın' mantığının en güzel temsilini vermektedir.
"her ünv bitiren iş bulacak diye bir kaide yok" demeden önce (bkz: ahmet mücahit arınç), "askerlik yan gelip yatma yeri değildir" demeden önce (bkz: bilal erdoğan)
bu kişilerin üzerinden görüş üretmek doğru değil, ancak mantıklı her insan;"be kardeşim, benim babam başbakan mı ki askerde yatayım, milletvekili mi ki tobb'da iş bulayım" der, haklıdır da.
şu da bir gerçektir ki, kişiler aileleri ile yargılanamazlar. ancak sözleri ile davranışları arasında bir tutarsızlık varsa, dürüst insanların da söyleyecek sözleri vardır.
Tc anayasasına aykırı bir açıklamadır. Türkiye sosyal refah ve hukuk devletidir mantalitesine uygun olmayan bir siyasettir. bu açıklamadan sonra hani nerede sosyal refah devleti dedirten bir gaftır...
bireyleri merkez alan, gelişmiş bir toplumsal sistemde, herkesin tabi ki eğitimli olması, tabi ki iş bulması gerekir. normalde, olması gereken herkesin bir iş bölümü içerisinde çalışması, ve çalıştığı şekilde onun karşılığını almasıdır. ancak o zaman insanlar artık geçim derdini düşünmeyi bırakıp kendini daha da geliştirmeye, yaşadığı hayatı daha güzel yapmaya başlayabilir. böyle bir lafı eden eğer bir ülkenin yöneticisiyse, bu onun ne kadar başarısız bir yönetici olduğunu gösterir.
