siyasetteki boşluğu akp zekice dolduruyor, din duygusu sömürmeyi falan geçelim her kesimin nabzına göre şerbet dökmeyi beceriyor. halk belki de önünde hakettiği alternatifleri göremediği için layığını bulamıyordur. belki de baykalın ölümünü beklememiz gerekiyordur, kimbilir..
ismet inönü'nün o zamanlar akıllılık yapıp önünü açık bıraktığı söz. Şimdi de görüyoruz ne kadar haklıymış Türk milleti bugun öyle bir hal aldıkı dunya yansında benim bir gram samanım yanmasın demekten başka hiçbirşey yapmıyor sırf istikrar için başımıza getirilenlere bakın evet istikrarlılar çok istikrarlı bir biçimde herşeyi öyle güzel satıp önümüzü o kadar güzel kesiyorlar ki Americayla öyle yakınlar ki resmen dostumuz oldular gerçekten çok istikrarlılar eminim şimdi çok mutludur oy atanlar belli olmuyor mu uefa kupasını kazanan holiganlar gibi ateş açmalarından?
başa gelenler yiyebilir, çalabilir, küfredebilir, aşağılayabilir, ülkeyi satabilir, atatürk'E hakÂret edebilir, geçmişinde laik düzen karşıtı laflar edebilir vs. deyip oy kullanan halk için sonuna kadar doğru sözdür. sömürge olmak isteyin, gerisi kolay.
üç kuruşa kendi kendimizi, kendi oylarımızla sattık arkadaşlar. halkın kararı yapacak hiçbirşey yok. bir beş sene daha satılmak durumundayız ama şunuda bilelim; bu türk milleti %46,6 dan oluşmuyor...
Benzeri söz hz. peygamber tarafından ve platon tarafından söylenmiştir, düşünüldüğü vakit ne kadar anlamlı bir cümle olduğu kanısına varmamak elde değildir.
2009 yerel seçimleri tamamlandı. Bir çok şehiri akp kazandı. kıyı kesimleri chp'nin. DTP'de doğu vilayetlerinde üstünlük gösterdi.
Genel görünüme baktığımızda AKP %40 civarı türkiye genelinde oy almış.
ismail yk ile akp'yi aynı kefeye koyuyorum ben.
ismail yk 2008 yılının en çok satışını yapmış albümü olan bombabomba.com'u çıkartmış bir "şarkıcı"dır. gerçekten türkiye'yi yansıtan bir albüm müdür? evet. kesinlikle türkiye'yi yansıtmaktadır.
ne almanyada avrupalı olabilimiş, ne türiye'de türk olabilmiş bir kişinin çakma avrupalı türkücü motifi türkiyeye çok yakışmakta. bakın bu şarkıcıyı sen dinlemiyorsun çünkü sözlük okuyorsun, bir yanında last.fm, bir yanında emule var, istediğine ulaşıyorsun. sen türkiye değilsin, sen türkiye'deki şanslı bir kesimsin, TV'de dizi izlemekten başka seçneği olmayan bir genç değil internette sınırsız bilgiye ulaşabilen bir fertsin. bu nedenle senin kararların, senin fikirlerin türkiyeyi yansıtmaz.
"yahu aylarca akp'yi sözlükte yerden yere vurduk, bir çok kişi de katıldı. neden hala akp kazanıyor?" diye soran kişilere rastlıyorum.
bu millet parkına bakar, asfaltına, çöpüne bakar. bunlar iyiyse basar geçer 3 zarfa da aynı partiyi. türkiyede kimse yolsuzlukla uğraşmaz, başbakanın kabadayılığına alkış tutar, özelleştirme uygulanan onlarca şirketten 2 tanesinin ismini söyleyemez. çünkü halkımızda "yiyor ama hizmet de ediyor" mantığı vardır. çünkü bilmektedir ki o da başa geçse o da yer. o nedenle yemesinde sakınca yoktur. "devletin malı deniz, yemeyen domuz" atasözünü üretmiş bir milletiz biz. kime ne anlatacaksınız bu atasözle yaşarken?
her şey bir yana. AKP kazanmasın kim kazansın? neden? bunu sormak lazım kendimize.
CHP'nin başında atatürk gibi bir adam mı yoksa yoksa balkondan bağıran çirkef bir kadın mı var?
mhp'nin başında milletini için göğsünü siper eden biri mi yoksa göğsünden öksürükten başka bir şey çıkamayan, 2 kelimeyi bir araya getirmek için önündeki notlara muhtaç biri mi var?
Hal böyleyken denize düşen yılana sarılacak, baktı en büyük yılan kim ona sarılacak. hak ettiğini değil, layığını başa getirecek.
insanlar her zaman layık oldukları yönetim tarzıyla yönetilirler, kendileri iyi olurlarsa yöneticileri de iyi olur, kötü olurlarsa yöneticiler de kötü olur. Zira yöneticiler halkın içinden çıkarlar ve onların bir parçasıdırlar. Tikel tümelin niteliklerini taşır. Bunun için "Siz nasıl olursanız yöneticileriniz de öyle olurlar, onlar sizlerin eseridir. (hadis)
birkaç kelime ile sayfalar dolusu düşünceyi anlatma potansiyeline sahip olan cümledir. öngörülemeyecek istisnai durumlar haricinde gerçekleşebilecek tüm olumsuz gelişmelerden bizzat halkın kendisi sorumludur. çünkü bu anlayışta halk yeterince çalışmamış, yeterince mücadele etmemiş, kendini yeteri kadar olumsuz koşullara hazırlamamış ve olumsuz koşulları kendine dayatan yönetim kadrolarını tasfiye etmemiştir.
son yıllarda, özellikle şu son bir kaç yılda iyice haklılığına hak verdiğim önerme.
bizim ülkeyi ele alalım:
son 10 yılda tarım iyice bitmiş. "köylü milletin efendisidir" lafından vazgeçilmiş, darıyı bile dışardan alıyoruz. sıra hayvancılıkta, ithal hayvan almaya bile başladık.
köy nüfusu toplam nüfusun %13'üne gerilemiş. köyde eskiden zengin olanlar, şu sıralar şehirlerdeki fabrikalarda asgari ücretle çalışmak istiyorlar.
dolayısıyla göç ve şehir nüfusu artıyor. ve dolayısıyla yollar trafiği kaldıramıyor. tüpraş, tekel, telekom gibi ülkenin en çok kar getiren kurumları satılmış.
özelleştirme zarar eden kurumu satmaktır. kar edeni zaten herkes alır.
ancak bizde, kar getiren kurumlar bir kaç yıllık karı bedeline satılıyor. üstelik tekel'i alan adam, 10 katı fiyatına başkasına satmış.
limanlarımız israil'de artık.
telekom'umumuz, ki ulusal güvenliği ilgilendiren mesele aslında bu, arap'larda.
emekli sıkıntıda.
çiftçi bitmiş.
memur sözde isyanda.
ama hala bu kişiler, işçiler, memurlar, çiftçiler, hala akp'ye oy veriyor ise, kusura bakmasınlar ama hakkettikleri şekilde yönetiliyorlar. bunu hakediyorlar. şikayet etmeye hakları yok.
her halk layık olduğu şekilde yönetilirmiş. eskiden "açız", "işsiziz" diyenlere üzülürdüm. artık o kadar da üzülmüyorum. demek ki herkes hayatından memnun. müstahak o zaman ne diyelim.