12-13 yaşında bir dolu hayvanın tecavüzüne uğradıktan sonra "rızası var" görüşü dillendirilen bir zamanda duyulması çok da şaşırtmayan başbakan söylemidir.
Tecavüzcüsüyle evlendirilmeye zorlanan kadınlara reva görülen bu mudur gerçekten? Her gün neredeyse bir kadının öldürüldüğü ülkemizde bu cinayetler önlenemiyor ama istenmeyen gebeliklerde kadın doğuma zorlanıyor. Başbakan söylediyse yakında kürtaja sert denetlemeler ve sert yasaklar getirilir.
Ülkede her sene kaç çocuk cami avlusuna, çocuk esirgeme kurumlarına bırakılıyor acaba? Tabi bunlar yine biraz da olsa şanslı olanlar... Çöp tenekelerinde canlarını yitirmiş nice bebek cabası.
Tabi bir çok şeyde olduğu gibi ülkemizde bu da bir kısır döngü.
Öncelikle kadın ülkemizde bir birey değil bir araç olarak kullanılıyor. Kadın çocuk doğurma aracı, anne olursa şevkat görme aracı, yemek yapma, temizlik v.s. v.s.
Sanatçı olmaya özendi mi horlanır, sporcu oldu mu yadırganır. Erkek dilediği kadınla düşüp kalkar ama kadın birine baktı mı adı lekelenir. içişleri Bakanı tarafından ülkemizdeki işsizlik oranının düşmesini engelleyen çalışan kadınlardır. Erkek çalışır ama kadın evde kalmalı ve hayattaki görevi eşinin gölgesi olmaktır. Birisine gönlü mü kaydı, adı lekelenir... Bir erkekle mi konuştu ya da bir erkekle bir yerlerde mi oturdu... Cezası dayaktır. Ağzı gözü patlatılır. Hele hele birisiyle cinsel ilişkiye girdi mi artık cezası ölüme çok yakındır. Bu cezayı abisi, kardeşi ya da bir yakın akrabası infaz eder. Kızlarının, kadınlarının namusunu temizlemek için çoğunlukla ailenin en küçüklerine bu suçu işletirler ya da suçu üstlenmelerini sağlarlar. Böylesine ikiyüzlü ve riyakardırlar. Bu toplum piyasaya namus uğruna kendi kardeşini öldürecek kadar gözü dönmüş ya da uyuşturulmuş erkekler salmaktadır piyasaya. Nedense bu kadının kürtaj yapmasından daha az rahatsız eder. kadının çilesi evlense de bitmez. Benzer çile el değiştirerek kocadan gelmeye başlar. Dayak, şiddet devam eder. Cinsel ilişki sonrası hamile kalırsa suçlu kadındır. Bu devirde doğum kontrol yöntemlerini sadece kadınlardan bekleyen yığınla erkek var bu ülkede... Kocasının tecavüzüne uğrayan kadın napsın peki... Bakamayacağı bir çocuğun daha geldiğini bildikten sonra. Anne yüreği erkekten daha fazla sevgi içeriyor. Evdeki çocuklar zaten yoklukta zar zor büyürken aynı sefalete birini daha üye yapmanın anlamı nedir? Bundan başka anne olması, hamile olması da engellemez kadına yönelik şiddeti. Çocuklarının önünde de öldürülür, çocukları henüz içindeyken de... Koca şiddetine dayanamayıp sığınma evlerine kaçan ya da sığınan kadınlar orada da öldürülür... Zira karısını arayan kocaya bizzat polis bildirir. Başbakana iki laf ettin mi aylarca hapis yatarsın ama defalarca ölümle tehdit eden kocaya dişini geçiremez adalet. En sonunda yine öldürülür. BArışma vaadiyle kandırılıp götürüldüğü evinde öldürülür, sığınma evinin içinde öldürülür, sığınma evinin önünde öldürülür. Kadın her yerde öldürülür. Ama bu devleti nedense rahatsız etmez. Vicdanlar temizdir. Öyle ki katil koca mahkemede "kıskanıyordum", "dışarı tek başına çıkıyordu" ya da "dedikodular vardı" dediği zaman tahrik indiriminden yararlanabilir bu ülkede.ev
Kürtaja laf sokan iktidarın bir çift lafı da doğum kontrol yöntemleri üzerine olmalıdır. Ama devir öyle bir devir ki "elele dolaşanları içime sindiremiyorum" diyenler emniyet müdürü olurken "flört fahişeliktir" diyenler bakan olabilmektedir.
Ama yine de olay bir kısır döngüdür. Başa dönersek...
Kadınlara bakışının bu denli kötü olduğu bir iktidara en büyük destek kadınlardan gelir yine de...
Kendilerini yok saymaya çalışan bir siyaseti gelir baş tacı yapar yine de kadınlar.
Kürtaj aslına bakılacak olursa çok da sıcak bir kavram da değildir. Ama ülkemizde kürtajı hangi kesim daha çok tercih ediyor. Aklı başında, eğitim almış, öğrenim görmüş kadınlar zaten doğum kontrol yollarını biliyorlar ve bu kesim kürtaja çok ender başvuruyor.
Ama daha geçen hafta iki dayısının tecavüzüne uğrayan kızımız hamile kalıyor, ne yapsın bu kızımız şimdi?
Üstelik öylesine tehdit ediliyor ki şikayetçi bile olamıyor. Bunlar bu ülkede oluyor ve an itibarıyla hala keskin çizgilerle korunamıyor kadın. Ve bu kesim o kadar geniş bir kitle ki... Devlet bu olayların önüne geçebilecek önlemler alsa kürtaj zaten olmaz. Sanki kadınlar zevkine mi aldırıyor çocuklarını... Ama iktidar artık kadınları siyaset malzemesi yapmaktan vazgeçsin...
Çocukları daha da küçükken diri diri gömmenin, dünümüzün cahiliye adetinin bugün tıbbi zorunluluklar hariç, zevk çin yapılan cinayetin modern adı kürtaja, bir de insaniyet açısından bakalım.
Başbakan Erdoğan'ın "ohhh gündemi gene kaynattık attık bir taş uğraşsın dursunlar şimdi" şeklindeki zihinsel rahatlamasının doz artırılış biçimidir. Aristo mantığı ile gidersek ;
-Her kürtaj bir Uludere'dir.
-Kürtaj cinayettir.
-O halde Uludere cinayettir.
önermesinin üstü kapalı söylenmiş halidir.
Tabi baktı kimse 3 çocuk önerisini ciddiye almıyo, millet birini okutamıyorum üçü ile ne yaparım ben diye yanaşmadı o da zorla yaptıracak. Misal Bi gidecen doktora üzgünüz baaayaannn 4 hafta 1 gün olmuş dün geleydin alırdık ama bugün YASSSAAK cümlesi , karşında ete kemiğe bürünmüş.Sonra da Beyy Beyy 1 gün ile kaçırmışız altıncıyı da doğurmak zorundayım deyince yiyeceğin dayaktan ölecek anne adayı olmuşsun . Ben söyliyim yakında bunlar önerge çıkarır bir tane ; haftada şu kadar adet seks yapmayan bizden değildir diye bir de onu kart basma yöntemiyle felan takip ederler.
-Hanım kartı okut bak ben yatıyorum gene gelmesinler Aile Bakanlığından kapımıza, geçen rezil olduk zaten konuya komşuya şeklinde olaylar da gelişir durur.
Faşizmin her türlüsünün gökyüzünden bir gecede inip tüm ülkeyi ele geçirdiğini zanneden herkese hatırlatırım. Kendileri küçük adımlarla gelmeyi tercih ederler ki geldiğini pek anlamayasınız. pat... pat... pat..pat..
her kürtaj bir uluderedir söylemi, kısacası başbakanın en iyi yaptığı şeyi yapmasıdır, yani sıkışınca çamura yatması. bu kez de aklını kullandı uludere uludere diye sıkıştırırken herkes adam attı kuyuya bir taş, şimdi 70 milyon uğraşıyor o taşı çıkarmak için, ta ki boşbakanın bir sonraki hamlesine kadar.
edit: adam kürtaj ve uludere olayı arasında bağlantı kurdu ve bunu bize yutturdu ya sevmesemde helal olsun diyorum, ya o çok zeki, ya da biz 70 milyon toptan mala bağlamışız.
gebeliğin 8. haftasından itibaren fetüsün tüm uzuvları insan minyatürüne benzer. bu bakımdan tıbbi tahliye denilen yöntemle bir insanın hayatı sonlandırılmış durumda kalınmaktadır. Kürtaj oranı yüksek olan ülkelerdeki problem doğum kontrol yöntemleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmamadan ileri gelir hatta kürtajı doğum kontrol yöntemi olarak kullanan insanların varlığı söz konusudur. bu günlerde kürtaj olayının tekrar alevlenmesinin nedeni başbakanın da olaya dahil olmasıdır. olayın tekrar ortaya çıkıp alevleniş biçiminde bir absürdlük mevcuttur. sen bir ülkenin başbakanısın sana bağlı sağlık bakanı, kadın ve aileden sorumlu bakanı onlara bağlı bakanlıklar onlara bağlı il müdürlükleri, onlara bağlı toplum sağlığı merkezleri dururken sen lap diye çık bu konuyu senden başka çözecek kimse yokmuş gibi ortalıkta emir kipleri içeren cümleler kur. evet kürtaj oranının artması bir problemdir ve yine evet her yıl yetimhanedeki çocuk sayısının artması da bir problemdir. bu iki problemin ortak kesiştiği noktalar söz konusudur. demek ki ortada yanlış giden başka şeyler var. bununla ilgili bakanlık proje yapar. doğum kontrol yöntemleri konusunda daha geniş kitlelere ulaşılmaya çalışılır. sosyal medya bu konuda daha fazla kullanılır. toplum sağlığı merkezleri gezici ekiplerle daha çok kişiye ulaşıp eğitim verir. hastanelerde gebliz takipleri sıklaştırılır. her hastaneye kürtajla ilgili stratejik hedef,indikatör konulması istenir. yıl sonunda sağlık bakanlığı çıkar proje neticesini dilerse halkla paylaşır. ama bunu bir başbakan yasaklayıcı ifadelerle söylemez, söylememeli. üstelik bir de bambaşka bir olaydan betimleme yaparak..baskı ile yasaklama ile yürütülen süreçlerde sistem hep bir yerinden patlak verir, vermiştir de. sen eğitmeden,organize hareket etmeden yasakla bakalım. bak sonra geblizlerin hepsi o protokol defterlerine kaydediliyor mu,bak sabah ezanı sonrası cami kapısındaki çocuk sayısı artışına. toplumun cinselliğe bakış açısı bile yasaklar örtüler tabular yüzünden abuk sabuk bir hal almışken bu yasağın patlak verdiği noktadaki insanda bir cana kıymanın bilincini nasıl sorgulayacaksınız. kaldı ki cana kıyma kararı veren kişi sayısı fazla, olayın ideolojisi bambaşkayken bi de uluderede ölenlerle fetüsleri ortak paydaya almışsınız. bu işler böyle olmaz.
bu konu 2 gündür kafamı siken bişeydi inatla bişey sölemeyip dinledim,okudum göz geçirdim kendi kendime sorguladım nedir bu her kürtaj bi uludere diye bir türlü net cevabı alamadım hakkaten nedir bu amk her kürtaj uluderedir hadidesi
kadının vajinası
1-kendisini ilgilendirir,
2-onun izin verdiğini ilgilendirir,
3-jinekologu ilgilendirir,
4-pezevengi ilgilendirir.
"her kürtaj uludere'dir" diyen bunlardan hangisi?
Devlet kendi yurttaşlarını korumak, onlara eğitim, sağlık güvenlik ve belirli bir refah düzeyi sunmakla oluşturulmuş bir kurumdur. Vatandaş ise ülkemizde vergi mükellefi, zorunlu asker, oy kullanmakla yükümlü herhangi bir birey Köylü geçimini sınır ticaretiyle sağlıyor. Bu durumu bölge yöneticileri ve asker biliyor, zaten başka gelir kapısı olmadığı için de bu duruma göz yumuluyor. Tarih 28 Aralık 2011, Genelkurmaya ait savaş uçakları sınırı bombalıyor, 34 yurttaş bu bombardımanda feci şekilde can veriyor. Bu durumun üzerinden 6 ay geçiyor ve sorumlular açıklanıyor. Bölge içindeki dış ittifak güçlerinden sınırda bir hareketlilik olduğuna dair rapor bildiriliyor, genelkurmay bu durumu etüt etmeden bombardımana başlıyor, evet devlet kendi eliyle katliam yapıyor, üstelik bu durumu öyle rahat bir üslup ve öyle asalak bir tavırla açıklıyor ki içişleri, kan emici dişlerin görüntüsü mide bulandırıyor
Her Kürtaj Bir Uluderedir
Kamuoyu tepkileri artınca, daha önce birçok kere olduğu gibi tepkiler bir başka konuya çekildi. Başbakan, Her kürtaj bir Uluderedir çıkışıyla, devlet eliyle işlenen katliamda nasıl durulması gerektiğini gösterdi. Gazetelerin 3. Sayfa haberlerini boy boy dolaşan kadın cinayetleri, töre kurbanları, reşit yaşa erişmemiş tecavüz mağduru çocuklar N.Ç-, kadına pozitif ayrımcılık politikasının nasıl işlediğini gösterirken kürtaj çıkışı bu adamların gerçekten kadının yanında olduğunu gösterdi(!)
Kürtaj
Kürtaj döllenmiş yumurtanın ana rahminden alınmasıyla gerçekleştirilen tıbbı bir vakadır. Bu duruma sebebiyet veren gerekçeler içerisinde anne sağlığı, embriyonun gelişimi, tecavüz, sosyal ve ekonomik durumlar yer alır. Embriyonun gelişimi belirli bir düzeye ulaşmadan uygulanması gereklidir. Son üç ay bu durum için sınır sayılabilir. Bu duruma sebep olarak, noron bağlarının 30. Haftadan sonra oluşmaya başlamasını bundan önce ceninin bitkisel yaşantıdaki bir birey kadar aktif olduğu, ciğerlerinin gelişmediği gösterilir. Kürtaj zorunlu olmadıkça kullanılmaması gereken bir doğum kontrol yöntemidir, bu tür ikilemlerden kaçınmak için insanlara daha nitelikli cinsellik eğitimi verilmelidir.
---
Mısırda, Nil vadisi yakınlarında yoğun bir nüfus artışı görülür. Uzmanlar bu bölgedeki insanlara cinsellik eğitimi verip prezervatif dağıtır ve ilişkilerinde bu aparatı kullanmaları tembihlenir. Bir süre sonra nüfus artışı karşılaştırıldığı vakit bir değişiklik olmadığını gören yetkililer halka sorar.
-Verdiğimiz prezervatifleri kullanmadınız mı? -Tabi ki de kullandık. -Peki bu durum neden ailedeki birey artışını engellemedi? -Verdiğiniz aparatlar büyük geldi, biz de başını kesip kullandık
Kocakarı kürtaj yöntemleri
Rahime ebegümeci kökü kaydırılır.
Kadın örümcekağı veya yılankabuğu adlı bitkinin tütsüsüne oturtulur.
Nalbantların yonttuğu katır tırnakları kurutulup dökülür, aç karnına bir çay kaşığı yenir.
Yumurta sarısı ve çiriş unundan hamur yapılıp fitil halinde rahmin ağzına konulur.
ilişkiden önce rahim ağzına kirli koyun yünü, limon tuzu ile kaynatılmış pamuk konulur.
Katranlı kayın kabuğu ateş üzerine dökülerek tütsüsünde durulur.
Gebe kadın ağır işler görür, ağır yük taşır, yüksekten atlar.
Gebenin karnı sıkıştırılır, rahim üzerine basılır.
Gebe kadının rahmine tavuk teleği daldırılır.
Pamuğa limon sıkılarak rahmin ağzına konulur.
Kibrit başları birbirine bağlanarak rahmin ağzına konulur.
Bir miktar kına suda eritilerek üç gün üst üste gebeye içirilir.
Çocuk istemeyen aileler çocuklarına 'yeter, kafi, sonsen, nihayet, songül, netice' gibi isimler koyar.
---
Ortadoğu halklarına baktığımız zaman maalesef ki kadın ikinci planda. Kadın sünneti, töre cinayetleri, kadını töre uğruna tecavüzcüsüyle evlendirmek, eğitim hakkının gaspı, oy hakkı, mahkemede ki şahitlik gaspı, recm Bu durumu çoğaltmamız mümkün, velhasıl ayıp-günah-yasak gibi kendi diktalarının kaygısına düşen siyasi otorite bu durumla ilgili kapsamlı bir eğitimi halkından sakınmakta. Bu nüfus kontrolünü engellediği gibi, din kullanılarak hüküm vermekte son derece geri bir zihiyet karikatürü çizmektedir, George Carlinin dediği gibi, eğer bu insanlar yaşamın kutsallığını savunuyorsa geçmişte bunun izlerini görmemiz lazımdı. Tarih sahnesine baktığımız zaman, katliamların altında yatan en güçlü iki otorite ırk ve dindir, bu yaşamın kutsal olmadığı aksine kutsal sayılanların kutsal yolunda ölmelerinin kutsallık kavramının absürtlüğünü gözler önüne sermekte.
34 canın katledildiği bir olay ile kürtaj mevzusunu aynı kefeye koyan insan beyanatı. kendisine şahan gökbakar tiplemesi nevriye budak' ın unutulmaz repliği ile seslenmek isterim :
(bkz: ne alakası var)
