cami önlerinden geçen kişilerin farkeylediği bir büyük ve önemli gerçekliktir. etrafta çok sayıda cami var ve fakat hiçbiri tam manasıyla dolmuyor. neden? çünkü yapmak için yapıyorlar camileri. kılmak için yapılan camilerse zaten dolup taşıyor ama çoğusu böyle değil. neyse işte milli kayıp bunların hepsi. bir de bu işlek olmayan camilere imam atayıp beleşten para veriyorlar. yazık.
ne yapsak lan, camiileri doldurmak için namaz vakitlerini 50 ye mi çıkartsak?
dönüşümlü namazkılıp camiilerin daha kalabalık görünmesini mi sağlasak...
çok büyük dert çok.
cami yaptırma derneği kuruyoruz.
araziyi bir yerlerden uyduruyoruz.
bağış topluyoruz bir yandan malzeme yardımı alıyoruz.
cami'nin altına vakıf ayağına dükkanları yapıyoruz.
elektrik , su vermiyoruz.
imam, müezzin maaaşı vermiyoruz.
kuran kursu açıp ekstra bağış vs topluyoruz. (cumadan cumaya zor gelen adamlar çocuğunu zorla buraya yollayıp kendi vicdanını rahatlatıyor hem de sadaka niyetine bağış yapıyor)
tribünler boş kalsa da ( cemaati olmasa da) zarar etmiyoruz.
özellikle büyük kentlerin dış mahallelerinde son 15 yılda dikilen camileri hayır hasenat adına yapıldı zanneden varsa özelden bana ulaşsın çok karlı öhhöm hayırlı bir projem var.
iki tane eksik olsa dabi r okul bir hastane daha fazla yapılsa dedirten durumdur. kardeşim ibadetini yapacak olan evinde de yapar tarlada da sokakta da. ne gereği var hazineyi içi boş kalacak moloz yığınlarına harcamaya. bu memleketin camiye değil okula hasataneye ihtiyacı var.
"Kilis ilginç bir yerdir. Yavuz, doğu seferine giderken ordugâhını Kilis'e kurmak istediğinde camilerin birbirine çok yakın yapıldığını görünce vazgeçmiş. Durumu da 'Bir yerde bu kadar yan yana cami yapılmışsa imana alamet değil, fitneye delalettir' diyerek açıklamış." Sırrı süreyya önder'in kerem öldürmeyen aşıklar adlı yazısından bir bölüm.
hiç camiye gitmeyenlerin tezviratıdır. adam atacak yer yoktur hınca hınç doludur. inanmayan gidip bakabilir...ama şu unutulmasın: cami cemaati sadece inanlara görünür.
