Ancak soyle olur ki, mesai saatleri boyunca kafayi isten kaldirmamak, tuvalette oyalanmamak ve isten kaytarmayi dahi dusunmemekle.is gucunu maksimum duzeyde tutup, verimi olabildigince artirmaya calisarak.aksi halde kariyer yapabilmeniz mumkun degil, 2.aya kovulursunuz hatta belki maasinizida vermezler.
yagmurun altinda, uc kurus paraya aksama kadar dolasip, yazin sicagi yiyerek calisip, 2-3 otobusle ise gidip gelip aksama kadar binbir turlu insanla ugrasip, omrunun saatlerini uc otuza satip kazanilan maastir.
başkasının hakkına girmeden layığıyla işini yapan insanın aldığı karşılıktır.
Memur, işçi, müdür, çaycı farketmez görev tanımına uygun çalışıyorsa o kişi, hakkını savunurken nalıncı keseri değilse dili, işini yaparken boğazından geçecek olan paranın her kuruşunda emeğim var dlyorsa kişi maaşı haktır muhakkak.
Olay dönüp dolaşıp istemek için vermeye geliyor ne yazık ki.dağda çobanda olsan, şehirde müdürde olsan önce hak etmek lazım hak edilmişi almak için.
denizcinin aldığı maaştır. son kuruşuna kadar hak eder bir denizci aldığı maaşı. herkes yaptığı iş karşılığında alır maaşını, denizciyse çektiği hasretin.
hak etmek için çalışmak gerekli mi bu teknoloji cağinda insanların ne kadar çalışması gerekiyor çalışmak sistemin dayatısıdır olayı anlamak isteyen zeitgeisti izlesin. çalışmasa da temel giderlerini karşılayacak kadar gelir herkesin hakkıdır çünkü ortak malımız olan kainat ve ve insan zihninin teşekkülü teknoloji bunu bize sağlıyor kimsenin vermesine gerek yok.
mesleğini en iyi şekilde icra etmeye çalışan, yetkilerini kötüye kullanmayan, rüşvet yemeyen, gece yattığında vicdanı çok rahat olan kişinin maaşıdır. hangi işi ne süreyle yaparsa yapsın önemli değildir zira bu fıtrattaki kişiler memur olmuş işçi olmuş görevini, konumunu, işini kötüye kullanıp yan gelip yatabilir. yani diyorum ki devletin milletin parasını cukkalayan kamu görevlisiyle gece uyuyan bekçi arasında hak etme ve etmeme arasında maaş farkı yok.