kişinin aldığı maaşının her kuruşunu hak ederek almasıdır.
genelleme yapmanın yanlışlığını doğru kabul edersek, herhangi bir meslek grubu çalışanlarını toptan eleştirmek pek de doğru olmasa gerek.
bazan şırnak'a tayini çıkmış olan bir polis memurudur maaşını hakkı ile kazanan çalışan. ailesini götüremez oraya. çocuğunu koklayamaz birkaç yıl. ve hayat eşi ile dertleşemez. bir gün hain bir pusuda can arkadaşını şehit verir bir gün tek odalı lojman evine 24 saat uğramadan nöbette kalır.
bazan parmakları tebeşir tozundan görünmez olan bir öğretmendir maaşını hakkı ile kazanan çalışan. ailesinin maddi durumu kötü olan öğrencisine kendi cebinden çıkacak olan para ile kitaplar alan,ilim öğretmek için gözleri ağrıyana kadar çalışan bir hocadır.öğrencilerine faydalı olmak için anadolunun ücra bir köşesinde yaşamaya çalışan bir memurdur o.
bazan da köyünden çıkıp istanbul gibi büyük bir şehirde,suçun binbir türünün olduğu bir şehirde her zaman adaletin yanında olan bir kamu görevlisidir maaşını hakkı ile kazanan. belki alt kademelerde bir memur belki de bir kaymakam.
velhasıl...
toptan bir bakış açısı ile yorumlamaktansa çalışanın sadece erdemi düşünerek işini yaptığı ve bu halkın cebinden çıkan vergiler ile aldığı maaşının annelerinin sütü gibi helal olması durumudur aslolan... ve ne mutludur onlara...
mesleğini en iyi şekilde icra etmeye çalışan, yetkilerini kötüye kullanmayan, rüşvet yemeyen, gece yattığında vicdanı çok rahat olan kişinin maaşıdır. hangi işi ne süreyle yaparsa yapsın önemli değildir zira bu fıtrattaki kişiler memur olmuş işçi olmuş görevini, konumunu, işini kötüye kullanıp yan gelip yatabilir. yani diyorum ki devletin milletin parasını cukkalayan kamu görevlisiyle gece uyuyan bekçi arasında hak etme ve etmeme arasında maaş farkı yok.
hak etmek için çalışmak gerekli mi bu teknoloji cağinda insanların ne kadar çalışması gerekiyor çalışmak sistemin dayatısıdır olayı anlamak isteyen zeitgeisti izlesin. çalışmasa da temel giderlerini karşılayacak kadar gelir herkesin hakkıdır çünkü ortak malımız olan kainat ve ve insan zihninin teşekkülü teknoloji bunu bize sağlıyor kimsenin vermesine gerek yok.
denizcinin aldığı maaştır. son kuruşuna kadar hak eder bir denizci aldığı maaşı. herkes yaptığı iş karşılığında alır maaşını, denizciyse çektiği hasretin.
başkasının hakkına girmeden layığıyla işini yapan insanın aldığı karşılıktır.
Memur, işçi, müdür, çaycı farketmez görev tanımına uygun çalışıyorsa o kişi, hakkını savunurken nalıncı keseri değilse dili, işini yaparken boğazından geçecek olan paranın her kuruşunda emeğim var dlyorsa kişi maaşı haktır muhakkak.
Olay dönüp dolaşıp istemek için vermeye geliyor ne yazık ki.dağda çobanda olsan, şehirde müdürde olsan önce hak etmek lazım hak edilmişi almak için.
yagmurun altinda, uc kurus paraya aksama kadar dolasip, yazin sicagi yiyerek calisip, 2-3 otobusle ise gidip gelip aksama kadar binbir turlu insanla ugrasip, omrunun saatlerini uc otuza satip kazanilan maastir.
Ancak soyle olur ki, mesai saatleri boyunca kafayi isten kaldirmamak, tuvalette oyalanmamak ve isten kaytarmayi dahi dusunmemekle.is gucunu maksimum duzeyde tutup, verimi olabildigince artirmaya calisarak.aksi halde kariyer yapabilmeniz mumkun degil, 2.aya kovulursunuz hatta belki maasinizida vermezler.
