herkesin yaşadığı ülkedeki devam eden rejimden şikayetçi olması durumudur.
Bir din tellalı çıkar, başörtüsünü savunur. laikliğin yanlış bir sistem olduğunu idda eder. atatürk'ün sike sürelecek aklı yoktur demeye getirir tüm laflarını. bir devrimci kardeşim çıkar; komünizm doğru sistem, fakirin ekmeği yeniyor 'atatürk yamuk yaptı bu ülkeye burjuva devrimi yaptı bu ülkede' diye gezerek eşitlik, eşitlik diye diye bağırır sokaklarda. bir kemalist olduğunu idda eden arkadaş çıkar; atatürk arkasında kemalist olun lan diye bir vasiyet bırakmamıştır. o da başlar kendi çapımda düşüncelerini empoze etmeye çalışmaya. sonra kürtlere ayrım gözetildiğini düşünen arkadaşlar çıkar; farkında olmadan kürt milliyetçiliği yapmaktadır, tarihi o kadar çok deşmiştir ki yeni bir sayfa açmak fikri aklında yoktur artık.
şimdi asıl sorum şu; lan herkes şikayetçi, herkesin kendi doğrusu var yaptırıma geçirtmek istediği. bu mustafa kemal yamuk yumuk bir adamdı hadi haklısınız. eee bu türkiye cumhuriyetinde mevcut sistemin ayakta kalması gerektiğini savunan bir ben mi kaldım?
üniversitelerde dahi yok oğlu yok. ya devrimci, ya cemaatçi. birde toplanıp konuşurlar! siz tartışmaya başlarken fikirlerinizin değişebileceği ihtimalini sıfırlayıp konuşuyorsunuz. yani sonu olmayan bir başlangıç oluyor. insanlar evrimi tartışır ama hiçbiri ne kitabını okumuştur, ne okulunu okumuştur en fazla google'dan aratır kendine uygun kelimelerle oradaki kaynaksız bilgiyi kopyala-yapıştır yöntemiyle bizimle paylaşır. ki bunu yapmak artık emek sayılıyor kimse bilgi sahibi değilken fikir sahibi olduğu için.
diğer tarafta laiklik tartışılıyor. laikliğin ne olduğundan çok, laiklik fikrini benimseyen insanların yaptıkları üzerinden gidiliyor. diğer taraftan kuran tartışılıyor; yine bir çok kişi okumamış yetersiz bilgi düzeyindeyken. 'aga ben okudum' tamam da güzelim anlamadığın arapçayla okumak için okuduysan muaf değilsin bu lafımdan. sonra diğeri; eşitlik eşitlik diye inlerken neyin eşit olmadığının farkında bile değil. dinlemekten çok inlemek şeklinde geçiyor tartışmalar. artık 'tartışıyoruz' diyince bile insanda bir gerginlik oluyor sanki tartışmak; küfürleşip sikerim yapacağın işi diyerek olay yerini terketmek.
sözlükte bile adam bir başlık açıyor, öteki ona yardırıyor, diğer başka bir başlık sonra küfürlü ayar verdim sanmalar falan. bu sana bana ne katar? karşıt fikirli iki insanı birbirinden uzaklaştırır ve hatta uzaklaştırmakla kalmayıp bir kutuplaşma olmasına neden olur.
sonuç olarak şu ara ülkemde; bir adam ahmet kaya'dan ağladıkça parçasını dinlerken küfür edip teybi kapattıran adamın yaptığı faşistlik, milliyetçilik, türkçülük! başka bir adam serdar ortaç parçası dinlerken ahmet kaya'ya çatal attı bu yavşak diyip teybi kapatmak; demokrasi. adama dur demek dayatmacılık, türküm demek ırkçılık, kürdüm demek bölücülük oldu bu aralar. ee peki nasıl çıkılır içinden?