aşık olmak aşkı başlatmaz. aşkın başlaması için iki kişi gereklidir. her karşılıksız aşk tarafı da üzgün ve bıkkındır.
dolayısıyla her insan için bir dönem doğru olan cümledir.
''büyüklerle ben yapamıyorum
çocuklar da almıyor beni oyunlarına
devlet dairesinde
yangından kurtarılmayacak
sıkışmış bir çekmece gibiyim
açılamıyorum sana.''
iki bıçak seç kendine
biri yaralamak için
biri öldürmek
pusu kur gözleri
karanlık gölgesine
biri sevmek için
biri ihanet
iki yürek seç kendine
biri yaşamak için
biri gizlenmek
bir korkak, bir kaçak, bir firar
kaç kişisin sen sevdiğim, çocuk
içimdeki bıçak bir kere daha dönüyor
olduğu yerde
kalırsan sel basar yataklarımı
gidersen uçurum çiçekleri açar kalbimde
kimi zamanlar olur sevgilim
iki bıçak bile yetmez bir tek ölüme
tercumesi zor izahlarin suurundayim
buyuk tuhafliklarin yeniledigi
kirilmalarla cogalmanin anlam buldugu
ruhalacak esyaya bakarken
herseyin olme riskiyle
alkolle, ornegin bir duble kahverengi viskiyle
icimdeki yuz kanatli atmacayla
elektronigim.
aglayan butun erkekler elektronik.
yaza sıkışan aylarla yarışıyorum
hangimiz daha kış..
nekrofili, alphaville dinliyor
ve huzunlu birer aforizma gibi yayiliyor
geceleri sehre travestiler
ruja gerek yok
onlar dudaklarini hayatin hayalarina surduler.
tercumesi zor izahlarin anlam azaltma dersindeyim
bugun biriyle sevissem
yarin cenazesindeyim
şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun ..
Bir şey söyle
Denizler tutuşturulduğunda
Dağlar yürütüldüğünde
Bir şey söyle
Yıldızlar semadan bir bir
döküldüğünde üstümüze
Bir şey söyle
Ben seni unuturum
Söyle
Yer başka gök başka olduğunda
Sallanıp çalkalandığında uçsuz bucaksız sema
Hani biz ateşin etrafını sarmış
pervaneler gibi olduğumuzda
Bir şey söyle
Unuturum ben seni, söyle
Kalplerde gizlenenler ortaya döküldüğü zaman
Gök yarıldığı zaman
Ne oluyor bu yere dediği zaman insan
Ve kalakaldığında yüzkarasışiirlerim
Ve sensiz bir zaman
ve ayaklarımızın altından toprak kayıp dümdüz eğildiği zaman
Bir şey söyle
Defterler açıldığında gökyüzü sıyrılıp alındığında
Cehennem tutuşturulduğunda cennet
yaklaştırıldığında
Bir şey söyle, unuturum ben seni, söyle
istersen hiç başlamasın;
bu hikaye eksik kalsın..
onca yaraların ardından,
yeni bir aşk yaratamazsın...
yeni bir aşk yaratamazsın... "
o kadar çok kırıldım ki... sana belki, belki kendime.. ve o kadar büyüttüm ki seni içimde; eğer olmazsak biz; birbirimize sarılamazsak, hayatı paylaşamazsak ve üzülürsek, her şey daha kötü olacak... olmayız biz.. olamayız. belki de hiç olmamışız...
örselenmis bir cocukluk..
işte benim bütün hikayem...
kaç sevda geçse de yüreğimden;
bu yıkıntıları onaramazsın...
beslenme çantasindakileri sokak kopeklerine verip aç kalan bir çocuk var yüreğimde.. maskelerim ben değil; ben maskelerim değilim.. anlatsam, anlar mısın; yüzünü güldürebilir misin o çocuğun bilmem.. bilemem... bilemeyiz, belki de hiç...
istersen hiç başlamasın;
gec kalmisiz birbirimize...
yanlış kapılarla geçmiş bunca yıl;
dönemeyiz artık ilk gençliğimize;
istersen hiç başlamasın;
istersen hiç başlamasın...
soz verelim kendimize...
yüzümdeki çizgilerle eş yüreğimdekiler... ellerim gitti; yüzüm gitti.. maskeler ardında yaşarken; bomboşken herşey, bulduğum bir deger... sen... bu sevgiyi tüketmekten korkuyorum, seni kaybetmekten.. şimdi zaten yoksun, ama içimdesin.. ama hayatıma girer ve sonra gidersen... işte o zaman... bu riske girecek kadar cesur değilim ben artık.. dertsiz tasasız koşup, hayatı yakalayabildiğim yerinden yakalayıp kuyruğunda asılı gidemem.. düşerim. ne olur; sen de... bunu yapmayalım kendimize, birbirimize.. olmamışız farzedelim.. olmamişiz
ecel olur gelirim sana artık adressiz bir zarf gibi
zarfı yalayıp kapatırken dudaklarımı kağıtla keser gibi
çünkü ben orda celladım, biraz da katil
seri haldeyim, sana paralel haldeyim
bütün suçlar üstüme yıkıldı, hataların altında kaldım
hayatım hayatına düşüp patlamayan
hayali bir bomba gibi"
yaşayamadığım bir şeysin sen, elinden tutup sokağa çıkamadığım
kış günü bir avuç kar süremediğim yüzüne
otlar ve çiy damlalarıyla sevişemediğim
kımıldatmayan bir bakış, bir söz
tam söylenecekken açıp kapıyı
karanlık ağzımı ışıklandıran, yakan fotografları
gümüş laledan masamda birden leylak...
dirhemleyen sevincimi ışıktan tartacında
can alıp veren, su verip gönül yağmalayan
kurnaz bakkal, hırkama göz diken
yaşayamadığım bir şeysin sen, kokular dağıtıp
kendine yeni adlar yakıştıran
beynimde civa damlacığı, şehvetin sinir telleriyle
dokuyan kazaklarımı göz çukurlarımı aşkın
tılsımlı gövdesiyle ovan
yastıkta bir yumak saç
boynu kıvrılıp ölmüş güvercin, dokunamadığım
şeylersin sen, bitiremediğim...
karsiliksiz ask cok kötüdür. Ciglik atarsin kimse duymaz, bogulursun askinin icinde seni tutup cikaran olmaz, öyle kendi kendi ölür gidersin, karsiliksiz ask yavas yavas kanina akan zehir gibidir yavas yavas öldürür seni ruhunu duygularini.
heR yeRi boyami$sin cok guzel ama buRda biRaz kan kalmi$. zinciR kalmi$ kiRbac kalmi$. sana dokundugum gunleRde bana sevgilim deRdin, aRtik onu unuttum diyoRmu$sun cok guzel ama buRda biRaz sonbahaR kalmi$. ihanet kalmi$ bencillik kalmi$. koRkunc yolculuklaR planlaRdik insanlaRdan uzaga. elleRimizi biRakip yuzmuzu biRakip, ayaklaRimizi biRakip gidecektik. cok guzel ama buRda benim biRaz cocuksu safligim kalmi$. aptalligim kalmi$ du$leRim kalmi$.
...
cok guzel! ama buRda biRaz heR $eye Ragmen hala benim sana hasRetim, benim senin gogsunu yumRuklaya yumRuklaya aglayi$im, benim.. benim senin bana hediyen lök gibi yalnizligim kalmi$...