bir müddet sonra bu yaptığından pişmanlık duyacak ve muhtemelen bir kimlik karmaşasına düşecek olan kişinin davranışıdır. insanın, çevresindekilerin söylediklerine kulak vermesi başka, ciddiye alması başka şeydir. dünyada altı milyar insan varsa altı milyar fikir de var demektir. birinin ak dediğine ötekisi turuncu üzerine mavi puantiyeli diyecektir. birisi saçını kestir der, beriki sakalı kes, saçı uzat, adonis kası yap der. der oğlu der. herkese şirin gözükmek imkansızdır. bu bağlamda önemli olan, etraftaki kişilerin sözlerine dikkat edilmesi gerektiği fakat kişinin öncelikle kendi mutluluğunu düşünme amacını gütmesi gerekliliğidir. kimi zaman gülüp geçmek en güzel çözümdür.
asıl o değil de ciddiye ne komik kelime, cildiye gibi.
(bkz: çılbır)
kişinin karaktersiz olduğuna delalettir.
--spoiler--
önce adama bakarım adam mı diye, sonra söylediği lafa bakarım laf mı diye...
--spoiler--
edit: karaktersiz yazarlarımız rahatsız...
her insanın söylediğini umursamak, kendine haksızlık etmektir. bu kimi zaman öyle bir raddeye gelir ki kendinden nefret etme noktasına ulaşırsın, mutsuzluğunun başlıca sebebini incir çekirdeğini doldurmayacak boyutta haklı/haksız eleştiriler oluşturur. belki bir gün anlarsın ne denli yanlış yaptığını (ki bu da kısa sürede olmayacaktır.) fakat iş işten geçmiş olur.bu yüzden; (bkz: salla gitsin.).
bu seneye kadar bende alışkanlık haline gelen boktan durum.
kalbimde ağrı yapmaya başladı, bende bıraktım ciddiye almayı. bundan sonra dünya sikime minare götüme.