yıllarca düşündüm neden neden bun insanlar değişmez diye. anladım ki belli bir yaştan sonra insan karakteri değişmiyor ve her insan içinde bulunduğu sosyal, ekonomik, kültürel şartların bir kölesi ya da ürünü. işte tam da burada en yobaz, en dindar, en bilgili, en cahil aileden bile çıkan ateistler oldukça ayrılıyor. şartların kölesi olanlar genelde müsümanlar...
bi yönüyle doğru bi yönüyle yalnıştır. Veyahut şöyle söylemekte fayda var, er kişi ve hatun işi derler ya hani herkes kendi yazdığı kaderini yaşar bu hayatta. Bundan yola çıkarak kişi şartları belirler iken şartların efendisidir. Ben sağ yoldan gitmek yerine sol yoldan gidip kaza yapıyorsam eğer bu şartı ve kaderimi kendim belirlemişimdir, burada köle olmak değil kaza ve kadere inanmaktır.
Kölelik bahsi;
Insan bazı yaşananlar için cüzi iradesini kullanır, kölelik dediğiniz şartları ise külli irade yani allahın belirlediği şartlardır. Buna itiraz veya karşı koyma gibi bir şansımız yoktur.
Şöyle bir husus var.
Şartları efendi olarak belirlemek veya köle olarak belirlemeğe güzel bir örnek.
Söz şu; babanı seçemezsin ama kayınpederini seçebilirsin.
Burada babanın kim olduğunu bilememen belirleyememen cüzi irade olup seni kölelik dediğimiz grubun içine dahil eder.
Kayınpederi seçebilirsin, nasıl ki zengin birini bulursan rahat ve refahlı bir hayat sürersin. Bu da senin ellerinde. Buradaki misallerde istisnalar kaideyi bozması baz alınarak örneklendirilmiştir.
büyük ölçüde doğru olan tespittir. kuşkusu olan bir zahmet ünlü nörobilimci david eaglaman'ın fenomen olan "Incognito - Beynin Gizli Hayatı" adlı eserini okusun.
okuyanların hiç değilse bir kısmının din, ruh, sorumluluk, bilinç, irade konusundaki görüşleri değişebilir.