sabah erkenden heyecana bağlı olarak karın ağrısıyla uyanma sebebidir. kısmen mutlu , kısmen meraklısındır. bambaşka birşey olacak gibi , çok istediğin birşeyi alacak gibi , sabrın sonunda kazandığını düşünür gibi açarsın gözünü.
14 saat sonra o yatağa döndüğünde küfrediyorsundur. fırsatlar kendi ayağıyla gelmez , ucundan kokusunu alırsın sadece . her defasında kaybetsende uzanıp tutma hevesini yitirmeyeceksin. birgün onu sımsıkı yakalıyorsun , ama elinde un ufak oluyor. tıpkı 3 gün aç susuz kalmış gibi , yapamadığın herşeyi saniyeler içinde yapmak istiyorsun. ama o parmaklarının arasından kum taneleri gibi süzülüp gider. onunla kalması yetmez gibi , tekrar tekrar çıkar karşına . işte bu sefer farklı birşey olmuştur . artık mücadele etmek istemiyorsundur. herşeye teslim olmuşsundur , ne derse onu yapacaksındır. kendi egonun kölesisindir , ama o emirleri hep senin bastırılmış aşşağılık kompleksinden alır.
bir gün bitti, ama yarın yeni bir gün diye düşünmeden, inanmadan yaşamak mümkün müdür zaten? insan hayatta hep kötü şeylere takılıp kalırsa yaşadığı güzel anlardan nasıl zevk alır ki? o yüzden; "carpe diem!"