Azime Kılınç: Bu vaka oldukça ilginç ve acı. Kocasından boşanan 41 yaşındaki Azime Kılınç'ın 16 yaşındaki kızı D.A. bu boşanmadan sorumlu tuttuğu annesini boğazını keserek öldürdü. (26.08.2012 - Hürriyet)
Songül Yılmaz: Samsun'un Çarşamba ilçesinde kendisi ile evlenmek isteyen ama olumsuz yanıt alan M.Ö. tarafından başına taşla ezilerek öldürüldü. (24.08.2012 - Habertürk)
Emrah Dil: Adana'da restoran işletmeciliği yapıyordu. Eşinden bir süre önce boşanan Emrah Dil 3 çocuk annesiydi. Bir süredir birlikte yaşadığı sevgilisi Mikail Uskaner'den ayrılmak isteyince onun tarafından sokak ortasında göğsünden 3 kurşunla vurularak öldürüldü. (24.08.2012 - Habertürk)
Demet Ü: Kayseri'de hurdacılık yapan eşini terk ettikten sonra boşanma davası açmıştı. Duruşmaya bir gün kala yaşadıkları tartışma sonucu eşi ilhan Ü. tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Eşinin katili olan koca eşinin başka birini sevdiğini söylediğini ve barışma teklifini reddettiğini iddia ederken Demet Ü'nün avukatı sanığın tahik indiriminden yararlanmak için yalan söylediğini iddia etti.
Gülay Çatuk: Kocası Yavuz Çatuk ile yaşadıkları tartışma sonrası onun tarafından en az 50 bıçak darbesi ile öldürüldü. 37 yaşındaki Gülay Çatuk ve 38 yaşındaki Yavuz Çatuk'un 17 yaşında bir oğlu ve 2 yaşında bir kızları vardı.
Cinayet sonrası Yavuz Çatuk'un sabıkasını araştıran polisler şu tabloyu gördüler. Yavuz Çatuk vatani görevini yaparken komutanını evlendikten sonra ise kayınvalidesini bıçakla yaralamıştı. istanbul Tophane semtinde bir cinayet işledikten sonra girdiği cezaevinde de Uğur Ardalaç adlı bir mahkumu bıçaklayarak öldürmüştü. Tüm bu vukuatların ardından ise 3 yıl önce tahliye edilmişti. Ben böyle adalet sisteminin ve ceza kanununun götüne koyayım. Devlet resmen bir cinayet işlesin diye adamı tahliye etmiş. Kanun koyucular bir taraflarına kına yakabilirler artık.
Gülşah Karakafa: Eşi olan Eskişehir Sivrihisar ilçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 29 yaşındaki komiser Ümit Karakafa tarafından servis beklerken 4 kurşunla vurularak öldürüldü. Boşanmak isteyen ve 2 gün savcılığa başvurup koruma isteyen Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bir polis memuru olan Gülşah Karakafa 25 yaşındaydı. Eşinin katili olan Ümit Karakafa eşini vurduktan sonra aynı silahla intihar etti. (07.07.2012, Radikal)
Büşra Özer - Nazmiye Cece: Bursa'nın Karacabey ilçesi'nde boşanmak istediği eşi Savaş Özer tarafından sokak ortasında vurularak öldürülen Büşre Özer 27 yaşındaydı. Savaş Özer eşiyle birlikte pazara gitmiş olan kayınvalidesi Nazmiye Cece'yi (48) de vurarak öldürdükten sonra aynı silahla da intihar etti.
Büşra Özer bir süre önce şiddet gördüğünü bildirerek sığınma evine başvurmuştu. Burada bir ay kadar kalan Büşra Özer ailesinin isteğiyle annesi Nazmiye Cece'nin evine yerleşti. Boşanma davası da açan Özer, korunma talebinde de bulundu. Büşra Özer'in başvurusu üzerine mahkeme tarafından Savaş Özer hakkında 6 aylık ihtiyati uzaklaştırma cezası verildiği öğrenildi.
işin anlayamadığım tarafı inşaat işçiliği yapan biri ne kadar çabuk silah bulabiliyor. Bu konuda bir denetim yapılmıyor mu? Silah nereden geliyor, kimin silahıydı, nasıl ruhsat alabildi diye araştırılması gerek. (27.06.2012 - Sözcü)
Fadime Çalışkan: istanbul Bahçelievler'de evine giren kimliği belirsiz kişilerce boğularak öldürüldü. Ardından yangın süsü verilip yakıldı. Yakınları 53 yaşındaki Fadime Çalışkan'ın 6 bileziği ve cep telefonunun çalındığını bildirdiler. (09.06.2012, Habertürk)
Damla Şenler: izmir'in Yenişehir semtinde kocasının kızkardeşinin sevdiğine kaçmasına yardımcı olduğu için kocası tarafından pompalı tüfekle başından vurularak öldürüldü. 7 yıllık imam nikahlı olan 24 yaşındaki Damla Şenler'in 5 yaşında bir oğlu, 6 aylık bir kızı vardı ve 2 aylık hamileydi. (27 Mayıs 2012, Habertürk)
Funda Yıldırım: Yer başkent Ankara... Malum kadın cinayeti ülkemizde iller arasında ayrım yapmıyor. Barda konsomatris olarak çalışan 28 yaşındaki Funda Yıldırım kendisini çok seven ve konsomatrislik yapmasını istemeyen erkek arkadaşı tarafından taksiye binmek üzereyken başının arkasından 2 el ateş edilmesiyle yaşamını kaybetti. Olay 10 Mart günü oldu ve katil Mücahit Yıldız Çankırı'da bir akrabasının evinde yakalandı. "Funda'yı ona olan aşkım yüzünden öldürdüm" dedi.
Nezahat Satılmış Yanık:Tekirdağ'ın Marmara Ereğlisi'ne bağlı Yeniçiftlik Beldesi'nde işyerinde ölü bulunda. Başına ve vücuduna demir çubuklarla vurularak öldürülen Nezahat Satılmış Yanık Yeni Çiftlik Beldesi'ne yaklaşık 3 kilometre uzaklıkta olan bir çay bahçesi işlettiği ve çay bahçesinin yanında bulunan evde de tek başına yaşıyordu. Katilleri henüz bulunamadı. (01.04.2012, Habertürk)
Ayten Bülbül: Erzurum. Zakir Bülbül 3 aylık hamile eşi Ayten Bülbül'ü 12 Aralık 2011 tarihinde başından tüfekle vurarak öldürdü. Gerekçesi ise evi iyi temizlememesi, çayı geç getirmesi ve yatağa çağırdığında gelmemesi idi. Eşinin intihar ettiğini söyleyerek jandarmayı çağıran katil koca tam sıyıracakken karakol komutanı Neşet Koca, kadının ölü olarak bulunduğu şekilde yere yatıp kendi başına ateş edemeyeceğini fark etti ve Zakir Koca'yı ikinci kez sorguya alınca cinayet ortaya çıktı. 4 ay ve 2 celsede sonuçlanan davada katil koca Zakir Bülbül önce ağırlaştırılmış müebbete sonra da müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Tahrik indirimi uygulanmadı ve bu ülkemizde benzerlerine göre en erken karara bağlanan cinayet davası oldu ve bundan sonra benzer davalarda emsal teşkil edecek. (01 Nisan 2012, Habertürk)
Kamile Özbek: ilişkide olduğu Fatih Yurdakonar tarafından başına ateş edilerek öldürüldü. Bu cinayette amaç Kamile Özbek'in mal varlığı idi. Fatih Yurdakonar kardeşi ile birlikte cesedi bir araziye gömdü. Aradan 45 gün geçtikten sonra başka bir yere taşıdılar. Kamile Özbek'in kızının şikayetleri sonucu başlatılan soruşturma sonucu Fatih Yurdakonar'ın kardeşi Akif Yurdakonar cinayeti itiraf etti. Ölen kadının hesaplarından 50 bin lira çekildiği ve kredi kartlarından da 26 bin lira kullanıldığı belirlendi. Cinayet 14 Eylül 2011 tarihinde işlenmişti. Bu geçen süre içinde katil Fatih Yurdakonar yeni bir ev ve otomobil almıştı. Şimdi işin can alıcı noktasına gelelim. Kamile Özbek'i öldüren Fatih Yurdakonar evli, 3 çocuk sahibi ve hepsinden de önemlisi 19 yıllık bir polis memuru. (meslekten ihraç edilmiş) (17.03.2012, Hürriyet)
Neslihan Polatçelik : 3 Şubat 2012 tarihinde Gaziantep'te Kıbrıs Caddesi üzerindeki köprünün altında öldürülmüş olarak bulundu. Katili bir ay sonra Kahramanmaraş'ta yakalandı. Katil zanlısının Gaziantep Açık Cezaevi'nde mahkum olduğu ve iyi hal nedeniyle adliye binasında çaycı olarak çalıştığı öğrenildi. Başına taşla vurularak öldürülen Neslihan cinayet sebebi ise gasp.
artan muhafazakarlıkla birlikte kadınların güçlenmesini kaldıramaz ezik erkeklerin yediği nane. akp bunlara engel olmak yerine sırtlarını sıvazlayıp destek olmaktadır.
Naile Çatak: Şanlıurfa'da 17 yaşındaki sevgilisi tarafından boğazı kesilerek öldürüldü. 19 yaşındaydı. "Naile'yi alıp, babamın otomobiliyle Cırcıp Deresi kenarına gittim. Ayrılmak isteyince, itiraz etti. Ben diretince, tokat attı. Bir anda delirdim ve saçlarını tutup ben de ona tokat attım. Onu, otomobilden indirip dere kenarına götürdüm. Hakaret ediyordu, dayanamadım ve yerdeki bir taş ile kafasına vurdum. Yere düştü, başından çok kan geliyordu. Bu kez otomobildeki bıçağı alıp kalbine sapladım. Çok kan akıyordu ama ölmemişti, benim de gözüm döndüğü için boğazını kestim." Gerçekten gözün dönmüş allahın belası... Hayatının hangi aşamasında bu azmi gösterdin ? (11.02.2012 - Hürriyet)
Pınar Dilek: Adana'da abisi tarafından 2 bıçakla tam 92 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Buraya entry olarak girilmiş kadınların belki de en bahtsızı, en kader kurbanı olanı. Çünkü onun öldürülmesinin sebebi olarak ne namus, ne töre, ne kıskançlık, ne alkol, ne de ekonomik sebeplerdi. Abisi Mehmet Devrim Demirci onu "kardeşimin içine cin girmişti, onu çıkarttım" diyerek öldürdü. Babaları avukattı ve bir icra takibi sırasında vurularak öldürüldü, Annesi Fatma Demirci de bu olayın ardından felç geçirip 2 yıl sonra yaşamını yitirdi. Abisinin bu olayların ardından psikolojisi bozuldu. Ama durumu belli de değildi. KPSS sınavından 73 puan almış ve herhangi bir devlet kurumuna atanmasını bekleyen bir kişiydi. Ama bozuk akli dengesi onu bu olaylara sürükledi. Olayın ardından Adana Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi ve orada müşahade altına alınıp kendisine "bipolar bozukluk" (manik depresif) tanısı konuldu. Cezai ehliyeti olmadığı için kendisi yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınacak ve iyileşmesi durumunda 1,5 yıl sonra serbest bırakılacak. Olan 29 yaşındaki Pınar Dilek'e oldu. Kardeşini öldürdüğünün bile tam olarak farkında olmayan abisinin kurbanı oldu ama katil ondan daha fazla avukat babasını vurarak öldürenler daha çok.
atalarımızın yüzyıllar boyunca kadın - erkek at üstünde birlikte savaşması, ülke yönetiminde söz hakkı tanınması, elçi kabul etmesi bir yanda son yıllarda ve milenyum çağında yaşanan kadın cinayetleri bir yanda... kadın ya da erkek meşru müdafaa olmadıkça bir insanın hayatını sonlandırmanın bu kadar kolay olması acıklı ve daha da kötücü acı vericidir.
Güler Kurt - Hatice Kurt : 16 Şubat'ta Kocaeli'ndeki evlerinde boğazları kesilerek öldürülen Güler Kurt 47 gelini Hatice Kurt ise 22 yaşındaydı. Öldürülüşlerinden 10 gün sonra katillerin Güler Kurt'un istanbul'da oturan ablasının oğulları Mevlüt ve Muhammet oldukları anlaşıldı. 2 kardeş teyzelerini bir süre önce sattıkları evin parasını almak için öldürdüklerini itiraf ettiler.
Yıldız Yardım: Tekstil işçisi abisi tarafından pastaneden bir erkekle çıkıp beraber arabaya bindiği için kavga ettiler. Ardından abi Müslüm Yardım kızkardeşini kalbini bıçakladı. Ağır yaralanan Yıldız Yardım kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. 26 yaşındaydı. işin aslı Yıldız Yardım tam bir kader kurbanı olmuş. Çünkü aynı şirkette çalışan arkadaşı olan Yasemin bir süre önce oturdukları pastanede cep telefonunu unutmuş ve Yıldız'dan telefonunu almasını ister. O da arkadaşı olan Nedim Koç ile birlikte pastaneye geri gider ve sonrası malum. Eğer arkadaşı telefonunu unutmasaydı bugün hayatta olacaktı Yıldız. Tabi bu ülkedeki erkekler kafayı namusla bozmamış olsa da aynı şekilde hayatta kalabilirdi. insanın içi acımasın da ne olsun. (26.02.2012 - Hürriyet)
