insanlara yapılan iğrenç bir baskıdır. aynı zamanda komiktirde bu durum. yoldan geçen siyasi minibüslerde cabası. he sen evet diyorsun diye bende mi evet dicem?
yok işte 'bizlerrr bla bla bla yaptık onun için evet!' 'ülkeyi bla bla bla haline getirdik onun için evet' yahu cahilmiyim bende evet dicem? mal meydanda ülke meydanda sen meydanda halk meydanda. evetmiş güldürme beni.
pakistan pakistan diye ağlayıp, referandum için lüzumsuz para harcayan akp'nin son taktikleridir. her sokak başında evet yazılı afişler de bunlara dahil olmakla birlikte, günün belli saatlerinde megafonla "özgürlük için evet, demokrasi için evet" şeklinde dolaşan araçların kaynağı, kısacası bu paraların suyu merak konusu olmuştur tarafımca.
geçtiğimiz günlerde nette bir başlığa rastladım, bir blogda yazılmış. uzun zamandır aklımı kurcalıyordu zaten üzerine düşünmeye sevk etti beni. şöyle diyor blogun başlığı. akp seçim kampanyalarına örtülü ödenekten para mı aktarıyor? arından gündemde bu çerçevede tartışmalar dönmeye başladı. sessiz, sedasız, içten içe akp'nin bu kadar parayı nereden temin ettiği sorgulanmaya başlandı.
zaman zaman aslı aydıntaşbaş'ın yazılarını okurum. açık istihbarat dediğimiz husus kendisi tarafından pek güzel icra edilmekte. en son örneği de üstde linkini verdiğim yazı. neymiş, akp'nin seçim organizasyonalrını yapan kişi olan erol olçak bill board, afiş ve benzeri reklam kampanyaları için öyle ahım şahım bir para harcanmadığını, hem harcansa bile bunun yüksek seçim kurulu tarafından karşılandığını söylemiş. billboardlar tüm siyasi partilerin hizmetine sunuluyormuş. gürsel tekin'in bizden 55 milyon dolar istediler derken yalan konuşuyormuş. chp referandum için yapılması gereken reklam çalışmalarında geç kalmış.
vay anasını arkadaş ya. yani gör, duy da inanma.
allah aşkına sadece bayrak, poster, flayer basımı için binlerce yandaşınız zengin olmadı mı? anayasa referandumuna evet dedirtecek binlerce broşür bastırmadınız mı? seçim zamanı siyasi partilerden gelen reklamlar, ilanlar yazılı medyanın neredeyse bir numaralı gelir kaynağı. yerel, ulusal gazetelere akıttığınız paranın haddi hesabı yok. yandaş gazeteniz zaman, hemen hemen her hafta bir ek basıyor. şunlar bunlar evet diyor, neden evet falan diye. utanmaz arşanmazlar. hepsi bedavayamı lan bunların?
neyse, aklıma takılan blogdaki soru cümlesi hala netlik kazanmış değil. netleştiğinde ise işin işten geçeceğine eminim. sormuyorum, sorgulamıyorum, üzerine de gitmiyorum artık. yalana doydum. allah belanızı versin, başka hiçbir şey söylemiyorum.