Yankı Özkan Yıldırır: istanbul Emirgan'da sokak ortasında kayınpederi tarafından vurularak öldürülürdü. Bir enerji şirketinde kurumsal iletişim müdürlüğü yapan Yankı Özkan Yıldırır 42 yaşındaydı ve çevresinde de oldukça sevilen biriydi. Bu tip cinayetlerde alışılagelmişin dışında Yankı Hanım'ın cenazesine kayınvalidesi üzüntüden başkalarının koluna girerek de olsa katıldı. Kocası Orhan Yıldırır, eşini kaybetmiş olmanın üzüntüsüyle de gazetelere oldukça duygusal bir ilan verdi.
Gönül Seferbay: izmir'de yaşayan Gönül Hanım. 75 yaşındaydı. Evine giren hırsızlarca öldürüldüğü tahmin ediliyor. Kendisinden uzun süre haber alamayan yakınları polise haber verince, kapıyı kırıp eve giren polis televizyonun çalınmış olduğunu belirledi. Bunun yanı sıra polise ithafen bir çantanın üzerine yazılmış hakaret içerikli bir mesaj da bulundu. (23.02.2014, Hürriyet)
Yeşim Yalçıntaş: Adana Seyhan ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nde çalışan 30 yaşındaki Yeşim Yalçıntaş bir süre önce ayrıldığı 35 yaşındaki Ahmet Uzel tarafından av tüfeği ile vurularak öldürüldü. Sevgilisi ile barışmak isteyen Ahmet Uzel olumsuz yanıt alınca cinayeti işledi. Ardından da aynı tüfek ile kendini de vurarak yaşamına son verdi. (03.01.2014)
Ayşe Bodur: 2 yıldır ayrı yaşadığı eşi tarafından sokak ortasında tabanca ile 5 kurşunla vurularak öldürüldü. Ayşe Bodur 50 yaşında, katili olan kocası 60 yaşındaydı. (03.01.2014)
Ebru B.: Cezaevindeki eşinin ailesiyle birlikte yaşıyordu 25 yaşındaki Ebru. Yakınları evde kocasının akrabaları tarafından sürekli şiddete maruz bırakıldığını söylediler. Cenazesi adli tıp kurumuna gönderilen genç kadının aynı evde yaşadığı kayınbiraderi ve kayınpederi tarafından öldürülmüş olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Genç kadının askerden izinle gelen kayınbiraderi cinayetin ardından tutuklanarak cezaevine götürülürken şüpheli kayınpeder ise ifadesinin ardından serbest bırakıldı. (01.12.2013, Birgün)
Bazı insanlar ne yazık ki cehennemi dünyada yaşıyorlar. 25 yıl önce dünyaya gelmiş bu kızcağız da bunlardan biri oldu. insanların gelir durumları biraz da buna sebep oluyor. Sürekli dayak yediği bir ortamda başka hangi sebepten kalmış olabilir ki? Kimbilir ne dedi ve ne yaptı ki bunca hunharca kıymışlar ona. Bir insanı bu şekilde öldürenlerin gerçekten kutsal olarak adledilen hiçbir şeye inançlarının olduğunu düşünmüyorum. Huzur içinde yatsın.
Kimi -söylemeye gerek var mı akpli ve evet uludağ'dan- yazarların "aman böyle şeyleri çok paylaşmayın sonra toplum bunlara karşı desensitize olabilir, üzerlerini örtbas edelim" mantığıyla yaklaştıkları cinayetler.
Böyle hastalıklı ruhlar nedense bu partiden çıkıyor sadece.
Tevrat Ateşal - Bedia Ateşal : Uyuşturucu madde bağımlısı olduğu için ailesinden sürekli para isteyen Selamettin Ateşal (22) kızkardeşi Tevrat Ateşal'ın çalıştığı kuaföre giderek ablasını başından silahıyla vurarak öldürdü. Ardından da anne ve babasının çalıştırdığı terziye giderek onlara da ateş etti. Anne Bedia Ateşal da olay yerinde hayatını kaybetti. Babanın durumu ise ağır. Tervat Ateşal 26, anne Bedia Hanım 50 yaşındaydı. Bu insanlar nasıl bu kadar kolay silah sahibi oluyorlar. Denetim mekanizması yok mudur? Annesini ve kardeşini öldüren bir psikopat başka insanlara neler yapmaz ki? (Hürriyet, 13.10.2013)
Gülbeyaz Özcan: Batman'da nişanlısı Kerim Başbuğ ile birlikte bayram öncesi alışverişe çıkmışlardı. Bir gelinlikçiye girdiler ama gelinliği beğenmeyen Gülbeyaz Özcan ile nişanlısı arasında tartışma çıktı. Tartışma devam edince Gülbeyaz Özcan parmağındaki yüzüğü çıkarıp attı. Bunun üzerine Kerim Başbuğ herkesin gözü önünde nişanlısının başına ateş etti. Olay yerinde ölen Gülbeyaz Özcan 33 yaşındaydı. Kerim Başbuğ aynı silahı başına ateş ederek kendi yaşamını da sonlandırdı. Silahı ruhsatsızdı. (Hürriyet, 13.10.2013)
Ayfer Güleçoğlu: Gaziantep'te, merkeze bağlı Sam köyü. Ayfer Güleçoğlu 18 yaşındaydı. Kendisinden 10 yaş büyük olan Ali'ye kaçmış, evlenme hayalleri kuruyorlardı. Babası izlerini buldu. Kızının kaçtığı adamın ailesiyle konuşarak kızının gönderilmesini istedi. Oğlanın ailesi de kızı baba evine bıraktı. Önceki gün kızını alıp bahçeye çıkan baba kızıyla bir süre konuştuktan sonra tabancası çıkardı ve ardarda ateşleyerek kızının canını aldı. Bir kez daha gördük ki ahmak bir düşünce tarzıyla namusunu temizlediğini düşünen baba kızını öldürdü. Başkasının ne düşündüğünün önemi, bir babanın kızına olan sevgisinden daha fazla olan bir ülkede yaşıyoruz ne yazık ki.
Türkiye'de bir cinayet ancak daha korkunç bir cinayetle unutuluyor. Töre, namus cinayetlerine son zamanlarda bir da kan davası cinayetleri eklendi. Ayşe Sürer(38), Emine ipek(27), Narin ipek (10): Mardin E tipi kapalı cezaevi önünde meydana gelen saldırı sonucu öldürüldüler. Henüz 10 yaşındaki Narin ipek'e kadın demek ne kadar doğru. Ama aynı olayda 4 yaşındaki Süleyman Fırat Sürer ve 7 yaşındaki Nizamettin ipek'in de öldürüldüğünü göz önüne alacak olursak katillerin sebepleri ne olursa olsun gözlerinin ne kadar döndüğü konusunda bir fikir yürütebiliriz. Geçen sene başlayan kan davasının korkunç bilançosu.
Songül Yılmaz: iddiaya göre şizofreni hastalığı nedeniyle Adana Dr. Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gören eşi Yakup Yılmaz tarafından başından tek kurşunla vurularak öldürüldü. 27 yaşında ve 3 çocuk annesiydi. Katili olan kocası kendisine, anne ve babasına şiddet uygulamaya başlayınca şikayetçi olmuş ve uzaklaştırma aldırmıştı. Yakup Yılmaz eşini öldürmeden önce aynı sokakta oturan ve eşiyle ilişkisi olduğundan şüphelendiği 2 çocuk babası Çetin Altun'u ensesinden vurdu. (21.07.2013, Hürriyet)
Fahriye Aksu: (76) Bursa Mudanya'da Ev almak için eşi Arif Aksu (84) ile birlikte kredi çekmişlerdi. Evi almaktan vazgeçtiler. Yeğenleri Gökhan Aksu sevgilisini hamile bırakmıştı ve bebeği aldırmak için paraya da ihtiyacı vardı. Yaşlı çiftte para olduğunu öğrenen Gökhan Aksu önce başlarına sert bir cisimle vurarak sonrasında da boğarak öldürdü.
Sevtap Elmas: Çorum'un iskilip ilçesinde yerel bir gazetede muhabir olarak çalışıyordu. Eşi iki yıl önce bir trafik kazasında yaşamını yitirmişti. 2 çocuk annesiydi. Bir süre arkadaşlık yapıp ayrıldığı evli ve 2 çocuk babası Rahim Bayar tarafından rahatsız ediliyordu. Sevtap Elmas bu yüzden polise başvurmuştu. Bu şikayetin ardından Rahim Bayar 15 gün gözetim altında tutuldu. Ama yetmedi. Önceki gün gazete bürosunu basan Rahim Bayar Sevtap Elmas'ın başına ateş ederek onu öldürdü, ardından aynı silahla kendini vurarak intihar etti.
Sarai Sierra: Kadın cinayetlerinde kendimizi aşıp ufkumuzu yurt dışına çıkaran örneklerden oldu 33 yaşındaki ABD'li kadın. Medyada günlerce süren haberlerinden sonra ne yazık ki istanbul'un Cankurtaran semtinde izbe bir yerde,bir battaniyeye sarılmış olarak bulundu cesedi. Olayı aydınlatmak için FBI falan dahi geldi. Diğer kadın cinayetlerinden farkı sadece yabancı uyruklu olmasıydı. ABD'liler ne yazık ki bu ülkede ortalama her gün 3-4 kadının öldürüldüğünün farkında değiller. Her ne kadar cinayeti henüz çözülmemiş ve karanlık noktaları olsa da kendisi kadın cinayetleriyle zirvede olan ülkemizin istatistik kayıtlarına girdi.
bıktık be kardeşim bıktık. insanlığınız hiç mi yok. Madem herkese öğretilemiyor bu insanlık madem herkes nasibini alamıyor bu insanlıktan, nasibini alamamışlardan koru geri kalanları, görevi vatandaşını korumak ve iyi geçinmesini sağlamak olan devlet. Yasalar var eyvallah kağıt üzerinde her şey on numara ama iş uygulamaya gelince tek görülen kocasını şikayet eden kadınla kocasını barıştırıp, kadını geri "cehenneme" yollayan karakollar, faili meçhul yada belli cinayetler ve bunlara verilen hafif cezalar.
Zeliha Çakılkaya: Adıyaman sevgilisi Mehmet Şükrü Özbilgin tarafından öldürüldü. 19 yaşındaydı. Öldürülme sebebi ise evlenmek için ısrar etmesiydi. (06.02.2013, Yurt)
Hayvanları bile öldürürken makul sebeplerimiz vardır. Koyun, inek gibi hayvanları yemek için,dini inançlarımızdan dolayı; domuz gibilerini malımıza zarar verdiği için, sinek, fare, v.b haşaratı sağlığımızı tehdit ettiği için öldürürüz. Dünyada kadınların tüm bunlardan basit sebeplerle öldürüldüğü tek ülkede yaşıyoruz. ve en kötüsü alıştık...Tepkisizliğimizden belli.
Hülya Gençoğlu: Eşinden ayrı ve 2 çocuk annesi 35 yaşındaki Hülya Gençoğlu 2,5 yıldır ilişki yaşadığı sevgilisi irfan A. tarafından öldürüldü. Ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasıyla yargılanan tutuklu sanık "bana küfretti, deliye döndüm. Küfretmese belki öldürmeyecektim." diye ağladı. (06.02.2013, Sözcü)
Cahide Gül:Çanakkale'de bir süre önce boşandığı eşi Hasan Atıcı tarafından annesinin evinde kahvaltı ederken vurularak öldürüldü. 40 yaşındaydı.Hasan Atıcı evden çıktıktan 100 metre ileride eşini vurduğu tüfekle kendini de öldürdü.(06.02.2013, Sözcü)
Gönül isterdi ki 2013 yılına umutla başlayalım ve kadın cinayetlerinin haberleri yapılmasın ama olmadı, olmuyor. Kadın Cinayetleri'ni durduracağız Platformu'nun istanbul Sorumlusu Fikriye Yılmaz Kadın katillerine ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmediği sürece cinayetlerin süreceğini söyledi.Fikriye Yılmaz bu açıklamayı Sema Danyıldız'ın evinin önünde yaptı.
Sema Danyıldız: istanbul Avcılar'da kıskançlık krizine giren 48 yaşındaki eşi Aytekin Danyıldız tarafından çocuğunun gözleri önünde silahla vurularak öldürüldü. 33 yaşındaydı.
Gülşah Sercan: istanbul Eyüp. Çocuğu hastalanınca çocuğunun babası ve eski eşi Sinan Seven'i çağırdı. Hastaneye yatırılan çocuğun doktorları tedavi ve tetkiklerin uzun süreceğini söyleyince Sinan Seven ve Gülşah Sercan yemeğe çıktılar. Yemek dönüşü Sinan Seven eski eşiyle barışmak istediğini dile getirdiyse de Gülşah Sercan bunu kabul etmedi ve aralarında şiddetli bir tartışma yaşandı. Sonuç malum... Sinan Seven eski eşi Gülşah Sercan'ı boğaz ve ensesinden 8 kez bıçaklayarak öldürdü ve cesedi Eyüp TEM Otoyolu Akşemsettin Viyadükü çıkışında, yol kenarındaki kanala attı. Tedavisi biten çocuğunu da hastaneden alıp babasının yanına gitti. Olan biteni anlattığı babası tarafından da polise teslim edildi.
Barışma teklifi ile konuştuğun eşinin yanında bıçakla mı gittin be adam? Anlayamadığım olay bittikten sonra ne hissettin. 1 saat önce beraber yemek yediğin ve barışma teklifi ettiğin birisinin katili oldun... Yani kadıncağız "düşünelim" dese belki şu an hayatta olacaktı ama kader...Ya çocuklarına ne demeli... Bu çocuk şimdi hayatı boyunca annesinin ölümünde kendisinin de payı olduğunu düşünerekten kahredici bir vicdan azabı ile büyüyecek. "Ben hastalanmasaydım annem olacaktı" diye kendi kendini tüketecek... Zor, çok zor...
Güldünya Tören: Güldünya Tören'in öldürülüşünün üzerinden yaklaşık 8 yıl geçti ama kadın cinayetlerinin sembol ismi olmasından dolayı bu başlık altında anılması lazım.
Bitlis'in Budaklı Köyü'nde doğan Güldünya Tören, 2004 yılında teyzesinin oğlu olan ve aynı zamanda da halasının kızıyla evli olan Servet Taş'ın tecavüzüne uğrayıp hamile kaldı. Bir süre sonra hamileliği ailesi tarafından fark edilen 22 yaşındaki genç kız, bir odaya kapatılıp aşiret kararı ile Servet Taş'a kuma olarak verilmek istendi. Bu kararı kabul etmeyip bebeğini bir arkadaşına vererek kaçan Güldünya, önce ağabeyi irfan tarafından otogarda vuruldu. Saldırıdan yaralı kurtulan talihsiz kadın, bu kez de kaldırıldığı Bakırköy Devlet Hastanesi'nde diğer kardeşi Ferit Tören tarafından vurularak öldürüldü. Güldünya'nın bebeği Umut ise çocuk esirgeme kurumunda devlet korumasına alındı. Güldünya'ya tecavüz eden Servet Taş ise 2004 yılında gerçekleşen olaydan sonra tam yedi yıl boyunca polis tarafından arandı. 4 çocuğu ve eşiyle birlikte Sultanbeyli'de sahte kimlikle yaşayan Servet Taş'ı, Güldünya'nın babası Mehmet Şerif Tören 14 Kasım 2011'de buldu ve işe giderken sokak ortasında 6 kurşunla vurarak öldürdü. Güldünya'yı vurarak öldüren abisi Ferit Tören ise 8 yıl kaldığı cezaevinde kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmişti.
Hülya Işık: Kendisine düğün yapan ama nikah kıymayan Hacı Demirtaş tarafından sokak ortasında tüfekle vurularak öldürüldü. Hülya Işık nikahsız birlikte yaşadığı Hacı Demirtaş'tan şiddet görmeye başlayınca annesinin evine taşınmış ve tehditlerden dolayı jandarmaya başvurarak koruma almıştı. Hülya Işık vurulduğu sırada eşinin tehditlerinden korktuğu için koruma süresini uzatmak için jandarmaya gidiyordu. (30.09.2012, Habertürk)
Cafiye Kaya: Evlere temizliği giderek geçimini sağlayan 4 çocuk annesi Cafiye Kaya, kendisine sürekli şiddet uyguladığı gerekçesiyle eşi Rafet Kaya'dan boşanmak için Kayseri 1'inci Aile Mahkemesi'nde dava açtı.
Mahkeme dava görülürken Cafiye Kaya'nın talebi üzerine, Rafet Kaya'ya eşinin ve çocuklarının oturduğu konuta yaklaşmama cezası verdi.
Cezaevinde bulunması gereken Rafet Kaya'yı polis arıyordu ancak, o cinayet planını uygulamaya koydu.
Cafiye Kaya ve çocuklarının oturduğu evin çevresinde polisin zaman zaman önlem aldığını bilen Rafet Kaya, kadın kılığına girdi.
Polisi atlatmak için kadın pijaması, kadın ayakkabısı, etek ve pardösü giyip başına eşarp takan Rafet Kaya, bugün öğle saatlerinde Cafiye Kaya'nın evinin önüne geldi.
Rafet Kaya, saat 13.00 sıralarında evinden çıkan Cafiye Kaya'ya saldırdı. Canını kurtarmak için eve kaçmak isteyen Cafiye Kaya'yı yakalayan Rafet Kaya, eşinin boğazını kesti. Cafiye Kaya olay yerinde yaşamını yitirken, Rafet Kaya kaçtı.
Cafiye Kaya'nın cesedi otopsi için morga kaldırılırken, Rafet Kaya, polisin takibi sonucu üzerinde kadın kıyafetiyle yakalandı.(11.09.2012 - cnntürk)
Arzu Korkmaz: Bursa'nın inegöl ilçesinde şiddetli geçimsizlik nedeni ile bir süre boşandığı eşi tarafından yol ortasında ve 4 yaşındaki oğullarının gözleri önünde bıçaklanarak öldürüldü. 25 yaşındaydı. (19.08.2012 - Sözcü)