tıp öğrencileri insan üstü varlıklardır. gece demez gündüz demez ders çalışırlar, sosyal hayatları yoktur, olamamaktadır. herkesin yapabileceği bir iş değildir. bir defa kan tutmayacak, ölü görmeyi ve parçalamayı miden kaldıracak, kafam kadar kitapları ezberleyebilecek beynin olacak. bunlar tıpı bitirebilmek için gerekli. ha, iyi bir doktor olmak için insan sevgisi, vicdan filan da gerekli ama bitirmek için şart değil.
ama bu zorlu şartlardan dolayı, sosyal hayattan uzak kalmaları sebebiyle, güncel sinema bilgileri olmayabilir, sizin gittiğiniz barın, cafenin yerini bilmiyor olabilirler, esprileri çok güncel olmayabilir, eve gelirken pastahaneden poğaça almayı sosyal hayata dahil ediyor olabilirler. ama bu küçümsemeyi gerektirmez. onların suçu değil, sistemin suçu.
ben, üniversitede tıpçıları görünce onlar için samimiyetle üzülmüştüm. küçümseyeni anlamak mümkün değil.
her şeyi hızla tükettiği gibi meslekleri de tüketmeye çalışan kimi yurdum insanının boş çabasıdır. bu çaba kendini "aman canım zaten herkes artık kendisinin doktoru oldu", "bu devirde zaten çocuklar doğuştan bilgisayar mühendisi" gibi tümcelerde gösterir, fakat gereksizdir.
üniversite tahsilindeki en yüksek puan isteyen bölümdür belki de ve orayı kazanabilen öğrencinin potansiyeli küçümsemeye çalışmaktır.bok atan kişi muhtemelen okumuyodur veya çok aşağı bir bölüm okuyodur.
'her fırsatta tıp öğrencilerini küçümsemeye çalışmak' tır efendim. bazı tipler vardır. tıp için yanır tutuşur; fakat puanı yetmez. sonra da tıp öğrencilerine bok atar.