evet derdini anlatamayan bi başlıkla ifade etmiş olsam da (elli karakter belasına) kastedilen şu;
ne zaman ki cinsel bi konu açılır, o konu üstüne laflar edilir, illa ki biri -ki sadece bir kişi olsa hadi neyse ama değil- çıkar, sanki o konudan bahsedenler kötü bi şey yapıyormuş ya da duygusuzmuş gibi "bırakın bunları, sevin yeter, gerisi teferruattır falan filan" saydırıverir. işte bu insanlardır bahsetmek istediğim*.
misal konu erken boşalmadır, çıkar hemen,
sevgilinizi sevdiğiniz sürece sorun olmayacak durumdur. sevmek bi cinsel birleşmenin saniye sayısıyla doğru orantılı değildir, zürafalar saatlerce sürdürüyorlar, onların sevgileri bizimkinden daha mı derin yani (eheheh uydurdukça açılıyor insan)..
ya da konu g noktasıdır,
g noktasıymış, h noktasıymış bunlar sevgiline duyduğun hislerin yanında nedir ki.. sevmenin koordinatları mı olurmuş. sen sevgilini sev, öp, kokla.. onu sevdiğin sürece her dokunuşuna vereceği tepki tüm vücudu g noktasıymış gibi olacaktır vs.
bilimum cinsel konuyla bu örnekler çeşitlendirilebilir, kastımı anladınız. işte diyeceğim odur ki bu tip laflar ve edenleri gözümde hiç bi zaman gerçek bi samimiyet sahibi olmamışlardır. hatta kimisi gerçekten bu yazdıklarında samimi olsalar bile.. çünkü baştan sona yanlıştır tutumları.
ilki, sevmek ile cinsellik arasına duvar ören, ikisini birbirinden son derece farklı şeyler sanan insanların öne sürecekleri laflardır bunlar. sevmek ulvi bi eylemdir, cinsellikse ilkel. oysa sevme eylemi bile temeli cinselliğe ve türün devamı için doğal şartlandırmalara dayanan, elbette ki insanoğlunun sosyal bi yaratık olmasından dolayı sosyal bi mana da kazanmış ama temelde cinselliğin üstüne başka katmanların eklenmesiyle oluşmuş bi fiildir. cinsellik ve aşk ve sevgi birbirlerinden farklı değil, birbirlerini tamamlayan unsurlardır. cinsellik üstüne laflayan insanlara sevgi üstüne nutuk çekmenin manası ne olabilir ki..
şu olabilir. bu laflarının alt manalarında kastettikleri, bu cinsel konularda laf eden, bi şeyler öğrenmeye çalışan herkesin sevmekten anlamayan, sadece hayvani içgüdülerinin tutsağı olmuş, duygusuz abazanlar olduklarıdır. başka türlü bi cinsel konu altında millete "bırakın bunları da sevin birbirinizi" gibisinden ders verme çabalarını başka türlü yorumlayamıyorum.
hayır ayrıca birini sevmek onun mutlu olması için çaba sarfetmeyi de gerektirmez mi.. sevgilinizin, beraber yaşadığınız cinsellik eyleminden zevk alması için çabalamamanız, beni seviyorsa katlanır demeniz işin kolayına kaçmak değil midir. madem seviyorsun, o zaman azıcık da cinsellik konusunda kendini sevdiğin insan için geliştirmeye çalışman çok mu gariptir.
bırak bunları, sen sev yeter.. bunu diyen adamı (ki genellikle erkek olur bunlar da ha) sevgilisi her boşalmasından önce itip, "beni seviyorsan katlan" dese n'aparlardı merak ediyorum..
cinsel tatminin de sevginin bir parçası olduğunu kabul etmeyen insandır. "ben boşanmak istiyorum, bu genç yaşımda seksten soğudum, hiç zevk almıyorum. tatmin olamıyorum." diyen kadına, "bunun için adam boşanmaz." diye çıkışır, arkasından da orospu olduğunu vurgulayacak şekilde ileri geri konuşur durur. bu insana göre seks bir ihtiyaç değildir. aksine bir eğlence, bir lükstür. amaç zevk almak değil; şöyle bi gidip gelmektir. ona göre seks, olsa da olur olmasa da olur bir aktivitedir. ama cinselliğin bastırıldığı, hakkında konuşmanın bile ayıp sayıldığı, evlenmeden cinsel ilişkiye girenlere "orospu" gözüyle bakıldığı yerlerde* tecavüz oranlarının neden bu kadar yüksek olduğunu açıklayamaz. rusya'da, isveç'te, almanya'da değil de; türkiye'de her allahın günü bir tecavüz haberi çıkmasına bir anlam veremez. apışıp kalır.
özel not: bu entryden, "sevgilinle 1-2 kere seviş, baktın hiç zevkli değil; koy götüne gitsin." anlamını çıkaran insanlara algılarını açmasını öneriyorum. hani olmadı da, illaki olur.
özellikle penis boyutunun cinsel ilişkide kadın üzerindeki etkileri konulu tartışmalarda ortaya çıkar bu insan. "sevdikten sonra kaç cm. olduğunun ne önemi var?" der. bunu diyen kişi kuvvetle muhtemel erkektir ve bamyadır.
