kendi belirlediği bir arkadaşına ya da arkadaşlarına, hayatında olan biten bütün karamsarlıklarını bir bir anlatıp iç karartan arkadaştır. **
şu hayatta herkesin bir derdi vardır. kimisi evine 2 ekmek götüremeyecek durumda olduğu için dert yanar, kimisi altındaki arabasının modelini yükseltemediğine, kimisi de sevgilisinden ayrıldığına.
ama bunların yanında sürekli olarak kendini dertlerinin kollarına bırakmış, bataklıktan kurtarmak için sopa uzatsan tutunmaya mecali kalmamış insanlar vardır. hem kendine hem çevresine yaptığı eziyet, ajdar'ın şarkılarını dinlemekle eş değer olduğunun farkında bile değildir. artık kişiliğini farketmeden bu yönde geliştirmiş, etrafına karamsar bakışlar atıp, gelen geçeni bakışlarıyla dahi olsa "abi, bu adamın çok büyük derdi var ben sana söyleyim." tarzı sözler söylemesini sağlamıştır. ne kadar iyi niyetli, ne kadar saf duygularıyla bu durumda olsa da, kendisi bildiğin "yürüyen karamsarlık kaynağı" gibidir.
5-10 yaş arası:
- oğuz, bugün bizim mahalleye gelsene, maç yaparız tang'ine.
+ ben de para yok, siz gidin.
- paran mı yok? neden? baban sana harçlık vermedi mi ki? olsun, senin yerine ben veririm, üzülme.
+ verdi ama anca simit almaya yetti param, harcadım bugün o parayı da.
- olsun, sen gel ben senin yerine vereceğim.
+ (baş önde) tamam, gelirim o zaman. saat kaçta geleyim?
- okuldan çıktıktan sonra evde üstünü değiştir gel işte.
+ (baş önde) tamam.
paran yok oğuz, simit almışsın bitmiş, ama neden bu kadar hüzünlüsün lan! "tamam gelirim ama para vermem, zaten bizim takım yener olum, kaleye geçmem haberin olsun." falan de. ne o öğle, kedi yavrusu tavırlar. efkarlandırıyorsun ortalığı durup dururken.
10-15 yaş arası:
- oğuz, naber agam?
+ iyi ne olsun, babam işten çıkarıldı geçen hafta, iş arıyor. sen n'apıyon?
- üzüldüm hagili. ama olsun, iş bulur yakında. iyiyim ben de. gelsene yukarı parka gidelim, çekirdekte alırız hem? bizim okulun kızları ip atlıyormuş orada, onları izleriz.
+ ben gelemem.
- neden lan! ne güzel gezeceğiz olum!
+ annemin kolu bertilmiş, temizlik yapacak bugün. ona yardım edeceğim.
- geçmiş olsun hagili ne diyim. iyi o zaman, ben osman'la giderim artık. hadi okulda görüşürüz.
+ tamam, görüşürüz.
ulan oğuz, ben sana ne demeliyim artık bilemedim şimdi. tamam, baban işten çıkarılmış, annenin kolu bertilmiş, ama neden böyle gariban, neden böyle iyilik meleği ayaklarına yatıyorsun be arkadaşım. "tamam agacım gidelim, hem yan sınıftaki kız da belki ip atlıyordur, onu bana ayarlarız. çekirdek yeriz dediğin gibi, ama bana bakma, babam işten çıkarıldı biliyorsun. onlara da veririz havamız olur." de bir kerede.
15-20 yaş arası:
- oğuz, n'aber kanka?
+ iyi hacı ne olsun, sen n'apıyon?
- iyi ben de işte. olum, geçen günü arkadaşlarla içki içtik biliyor musun? kafam güzel oldu, hehehe. sigara da aldık winston. gel akşama beraber gidelim? kafa dağıtırız ne güzel.
+ olmaz oğlum, teknik resim dersi için t cetveli, pergel, gönye falan alacağım ama o da zor gözüküyor. zaten peder beyle aramız kötü. para da isteyemiyorum. hoş, istesem n'olacak adamda para mı var sanki. çok yere borcumuz var aga. manitadan da ayrılmak zorunda kaldım anasını satayım. kızla ne zaman gezmeye gitsek para harcıyorum. annem de iş aramaya başladı kendine. sizin bir tanıdık falan varsa söyleyiver, çaycı, temizlikçi olarak gelir.
- tamam aga ne deyim. gitmeyelim o zaman. fazla üzülme be oğlum, bu günlerde geçer emin ol.
+ sağol aga. hadi görüşürüz.
oğuz, her muhabbette ortalığın ağzına sıçıyorsun afedersin. adam o kadar gelmiş, gel gezelim demiş. yine mi paran yok? sen "gidelim de hacı; bu akşam gitmeyelim. cumartesi günü gideriz, hem o zamana kadar elime para da geçer. yarın pazar diye geç saate kadar takılırız hem. manitaya da verdim zaten yolu, soktumun kaşarı kanımı emdi be. hehehe. hadi görüşürüz, ben kaçtım." desene. ama yok, sen küçüklükten beri böylesin. pis karamsar.
yalnızlığın ağır darbe vurduğu arkadaştır bu. muhtemelen konuşacak, kendisini anlayacak, dertlerine derman olacak birilerinin olmayışı onu bu şekilde davranmaya itiyor olsa gerektir.
