en yakın kırmızı ışıkta arabadan inmek suretiyle yanına gidilmesi ve ne ayak olduğunun sorulması gereken şofördür. böyle böyle yola gelir bu ipneler...
her boka korna çalan şoför, sabırsız bir sofördür. ve gereksiz yere çalındığı anda öndeki aracın şoförünü deli eder örnek kırmızı ışıkta bekliyorsun.
daha sarı yanar yanmaz arkadan sert bir korna sesi. bu gereksiz kornayı çalan adam öndeki araç tarafından küfüre maruz kalacağı kesindir. bu tip gereksiz korna çalmalar, yüzünden trafikte çok kavgalar çıkmıştır. bugün çoğu avrupa ülkesinde korna çalmalara kısıtlama getirilmiştir. ve doğrusu da budur. çok acil bir işi olmayan bir insanın örneğin yaralı veya kadın doğum gibi acil bir durum olmayan vakalar da. korna çalmak gereksiz bir eylemdir.
ehliyeti alıp ilk trafiğe çıktığımda kırmızı ışıkta dururken istop ettircem paniğiyle yeşilin yanmasını beklerken yeşil yandığı anda arkadan kornaya basan sabırsız sanki tabakhaneye b*k yetiştircek, küfür edilesi şahsiyetlerdir.
yedi ceddine methiyeler düzülmesi hoşuna giden şofördür. bu şoför türü için ayağını frene dokundurması yeterlidir kornaya basması için. antalya' da rehberlik yapan bir büyüğüm turistlerden birinin; " burada niye herkes kornaya basıyor? " sorusuna maruz kalmış, rezil olmayalım diye de; "birbirlerini tanıyorlar da selam veriyorlar. " demiş. durumu mu kurtarmış yoksa daha çok sıvamış mı anlamadım ama öyle işte.
insanı çıldırtan ayılardır. özellikle istanbul'da. gerçi zamanla bunlara alışıyorsun. hatta bu alışkanlık farkında olmadan bağımlılığa dönüşüyor. birgün doğu karadenize doğru yol alırken, samsun merkez ışıklarda durdum. en öndeyim. yeşil ışık yandı ancak bir tane korna sesi yok. bir tuhaf oldum. ayağım gaza gitmiyor. sanki yabancı memlekette gurbete düştüm. o korna sesini duymamak adeta rahatsız etti beni. işte böyle pis bir bağımlılık yapıyor.