ortaokul yıllarımdan kalma bir geyikten öte bir şey değil bu. "ooo kaptan kalemin çok güzelmiş kesik atıyorum buna" diye kaç tane parlement mavisi rotringten olduğumu bir ben bilirim. kalem konusunda hastalıklıyımdır, kıç cebimde olsun, boyun bağımın bir kenarında olsun zarif bir kalem taşımazsam rahatsız olurum, ha zaten bu durumda diyeceksiniz ki; evet rahatsızsın sen. diyin ne olacak? laissez faire laissez passer. felsefe bu.
çok geç oldu ama ben sonradan aydım. birisi ooo kaptan dediği anda "abi yapma ya, onun anısı var, sevgilim hediye etti, ya dur abi onu paşa dedem bana miras olarak bıraktı, geleneğimizi mahvediyorsun" şeklinde engelledim. baktım insanımız anılara cidden değer veriyor.
beleşçiler kavmini kendinden uzak tutmanın kuralı bu. ya enseye tokat atıp geri ver len şunu diye ters yapacaktım ya da kibar bünyeme ve aile terbiyeme uygun şekilde "dostum anısı var" diyecektim. ben bu yolu seçtim, ota boka anısı var diyorum, bakkaldan bir liraya aldığım çakmak için bile ben bununla bilmemkimin sigarasını yakmıştım teeey tey şeklinde bir hikaye yazıveriyorum. ayıpsa ayıp kardeşim, sizin yaptığınız beleşçilik ayıp değil sanki.