eli öpülesi baba olup, ilerde böyle bir baba olmayı özendirmektedir, poşetinden çıkarılan karpuz hiç bekletmeden dilimlenip buzdolabına konur ve gecenin ilerleyen saatlerinde yanında beyaz peynirle ortaya getirilip tüm ev halkıyla yenilir, bize has turkish ritüeldir.
bu işi zevk haline getirmiş olanları mevcuttu bir zamanlar. işi abartıp, pazardan tuttuğu hammalın küfesine onlarca karpuz yükleyerek, mekana giriş yaparlardı.
henüz babamla aynı evi paylaştığım zamanlardı. karşı komşumuz kocasına her gün "boyu devrilesice bak kaptan arka kapi'nın annesinin kocasına, elinde her gün karpuzla geliyor" diye çemkirirdi. onların kavgalarının müsebbibiydi yani babam. aile içi şiddetin öncüsüydü. bu çok da hoş bir şey değil. eli öpülesi omuzlara alınıp hoplatılası bir baba modeli değil yani. bardağın hep dolu tarafından bakıyorsunuz ya çok seviyorum sizi.
son yıllarda karpuzun direk tarladan çöpe gitmeye başlamasıyla uculayan fiyatından dolayı her akşam en ucuz meyveyi evine alıp getiren babadır. türk filmlerinde karpuz lüks bir yiyecek olarak algılanmış, ve memeur baba genelde felekten bir gece çalabilmek için karpuzu eve getirmiştir. artık karpuz hem siyah renkli olma özelliğini hem de lükslüğünü kaybetmiştir.