Bir ülke, Diyanet'e, bütün üniversitelerine ayırdığı bütçe kadar pay ayırıyor ve bunu son bir yılda ikiye katlıyorsa, doktordan, öğretmenden fazla imam yetiştiriyorsa, hastane değil cami yaptırıyor, kütüphaneden çok Kuran kursu açıyorsa, o ülkenin durup bir daha düşünmesi gerekmez mi?
NTV'deki "Neden" programında "Aleviler ve Siyaset"i tartıştık. Açılışta Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Turan Eser'e sordum:
"Neden her seçim öncesi 'Sünniler ve Siyaset' değil de 'Aleviler ve Siyaset' tartışılır?"
Eser, rakamlarla yanıtladı bu soruyu...Verdiği rakamlar, tartışmaya yer bırakmayacak kadar net bir tablo sergiliyordu.
Bu rakamları yorumsuz olarak sizlerle paylaşmak istiyorum:
* * *
Türkiye'de kaç okul var?
67 bin...
Kaç hastane var?
1220...
Kaç sağlık ocağı var:
6 bin 300...
Peki kaç cami var?
85 bin...
Her 60 bin kişiye 1 hastane düşerken, 350 kişiye 1 cami düşüyor.
Peki kaç kilise var?
270...
Kaç cemevi var?
100.
* * *
Türkiye'de kaç doktor var?
77 bin...
Peki kaç din görevlisi var?
90 bin...
Türkiye'de her 900 kişiye bir doktor düşerken, her 780 kişiye bir din görevlisi düşüyor.
Eğitim-Sen'e göre Türkiye'nin 200 bin öğretmen açığı var.
* * *
Türkiye'de kaç kütüphane var?
1435...
Almanya'da kaç kütüphane var?
11 bin...
Türkiye'nin kaç kentinde devlet tiyatrosu var?
13...
Kaç kentte kuran kursu var?
81...
Bu kursların toplam sayısı kaç?
3852...
* * *
Türkiye'de 1 opera derneği var; 11 bale, 10 heykel, 18 resim, 18 sinema, 38 tiyatro derneği var.
Peki kaç tane "cami yaptırma derneği" var?
35 bin...
* * *
içişleri Bakanlığı'nın bütçesi ne kadar?
783 trilyon...
Ulaştırma Bakanlığı'nın?
678 trilyon...
Bayındırlık ve iskân Bakanlığı'nın?
677 trilyon...
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın?
632 trilyon...
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın?
280 trilyon...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın?
249 trilyon...
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın?
404 trilyon...
Sadece Sünnileri temsil eden Diyanet işleri Başkanlığı'nın bütçesi ne kadar?
1.3 katrilyon...
8 bakanlığın bütçesi kadar...
22 üniversitenin toplam bütçesine denk...
* * *
Diyanet işleri Başkanlığı bütçesinin yıldan yıla büyümesine bakalım:
1997'de 66 trilyon.
1998'de 119...
1999'da 180...
2000'de 270...
2001'de 302...
2002'de 553...
2003'te 771...
2004'te 1 katrilyon...
2005'te 1 katrilyon...
2006'da 1,3 katrilyon...
2007'de 2.7 katrilyon...
* * *
Bir ülke, Diyanet'e, bütün üniversitelerine ayırdığı bütçe kadar pay ayırıyor ve bunu son bir yılda ikiye katlıyorsa, doktordan, öğretmenden fazla imam yetiştiriyorsa, hastane değil cami yaptırıyor, kütüphaneden çok Kuran kursu açıyorsa, o ülkenin durup bir daha düşünmesi gerekmez mi?
86.244 kişilik mahallemde 12 cami, 48 dene mescid, 5 ilkokul, 5 lise var. öğrenciler, 55 kişilik sınıflarda, 3erli oturuyor. fakat camiler bir tek cuma ve bayram namazlarında doluyor, diğer vakitler maksimum 3 saf oluşuyor. maksat paranoya olsun.
edit:eyy, elini eksiden çekmeyen mücahid! buraya gelenece, başlıktaki yazıları tek tek oku yeter ki, ben yine domalırım sana. he bu arada eksiye basarkene ;"dinsiz imansız gavurrr, alll sanaa!!" deyu bağırıyorsan, cuma öncesi kul hakkına girerekten güzel hazırlık yapıyorsun. eksilemeden evvel abdest almayı unutma yavrimo.
köylünün aç karnını doyurmadan cami inşaatına girişmesi, kilometre başına cami diken zihniyetin çanak tutmasıyla, bilinçaltı aşılamasıyla zuhur eylemiş hadisedir efenim. oysa çakıl taşı üzerinde namazını eda eyleyen bir peygamberin ümmetinin, peygamberinden fazlası nedir ki, namazını sarayda kılıyor deyu sormak gerekir. devlet masrafına bakmayacak, halkının en temel, çok temel ihtiyacını trilyon da olsa karşılayacaktır, eli mahkumdur. halihazırda var olan caminin yüz metre ötesine bir yenisini inşa edenece, bir okul dik bir zahmet de 60 kişilik sınıfta okuyacağına, 30 kişilik sınıfta okusun da bitlenmesin bari yavrucak, okuyup adam olmasını geçtim. hadi okumasın s.ktir et, bari hastalıktan gebermesin. köy başına hastane dikemezsin elbet, ama sağlık ocağının eksiklerini de köy başı cami dikmekten vazgeçerek karşılayabilirsin, pek mümkündür. bir köye diker, 4 köyden adam gelir kılar namazını ya da en basitinden temizinden toprak üstü kılar. şart necasetten taharet, banallikten değil. "yo yo, ben bu camide kılamiciim mon cher." açlıktan ağzın kokuyor lan! her neyse, sonuç itibariyle, doğrudur, aç da kalsa, okuyamasa da, hastalıktan kırılısa da, öncelik ibadetedir halkımızda. o bunu düşünemiyor, sen düşüneceksin...
nerden baksan en fazla 12000 kişilik mahallemde 5 cami 2 okul 2 hastane var, camiler bizde de sadece cuma ve bayram namazlarında dolu çekerken * okullarda sınıflar 50 kişilik hastanelerde ise sıradan geçilmiyor her ne kadar "internetten ve cepten randevu" "yaşaşın teknoloci" deseler de ***. ne din düşmanlığı ne paranoya yanlış yaptığımız en az iki tane iş var orası kesin...
sehrin her yerine her gün ayrı ayrı cami yapıyorlar. hiç birinin en ufak bir mimari güzelliği, bir değeri yok. bu kadar çok bütce ayırıp cami yapacaklarsa, hepsine verdikleri parayla daha güzel ve daha az cami yapsalar çok daha mantıklı olur. insanların ibadetlerini yaptıkları yerler 5 ytl ye yapılmıs yerler olmamalıdır. bunun bir güzelliği olmalıdır. kişi basına bir cami düsmemelidir. yer yüzünde bir tane çirkin kilise yoktur. ki camiler çok daha güzeldir, daha güzel olmalıdır. (bkz: mimar sinan)
bu hesaba göre bir camiye aşağı yukarı yarım imam düşüyor. demek ki memleketteki imam sayısını iki katına çıkarmak lazım, veya cami sayısını yarıya indirmek lazım. diyanetin matematikçi istihdam etmesi gerek yatırım yaparken danışmak üzere.
can dündar'a yakışmayan bir çarpıtmadır.
hastahane, kütüphane, okul ihtiyacı cami inşasına engel mi teşgil etmelidir ?
bu gereksiz ve çarpıtmalarla dolu kıyaslamaları yapanların bilmemesi doğaldır; ama her cuma camiler dolmaktadır, çoğu camide cemaat dışarıya taşar.
üstelik o camilere harcanan her kuruş, milletin cebinden çıkmıştır. bahsi geçen 85.000 camiden kaçını devlet inşaa etmiş acaba ?
hani okul, kütüphane ihtiyacı, kahvehane sayısı ile kıyaslansa, bu tutum bi' anlam ifade edecek ama şu anki haliyle samimiyetten çok uzak. hadi iyi niyetimizin sınırlarını zorlayalım, düşmanlık demeyelim ama hiç bir kıymeti olmayan, hatalı bir mukayesedir.
boş geçmeyelim cemaat, kütüphaneye/hastahaneye/okula yardım dense, bu millet elini cebine atmayacak mı sanki ?