ulaşılan sonuç, geriye kalan mantıklı açıklamadır. evet hepimiz kötüyüz, yani sen... evet tam da şu anda bu yazıyı okuyan sen kötüsün ve dünyanın böyle berbat bir hale gelmesinin sorumlususun. niye şaşırıyorsun ki? 'şu adam şöyle yalancı, böyle düşüncesiz, şöyle sözüne sadık değil' diyen sen değil misin? başkası söylediğinde onaylayan sen...
'bizim insanımız kitap okumuyor' dendiğinde hiç üstüne alınmayan ve devamlı bu eksiklikleri 'hep onlar yapıyor' diye başkalarına yıkan ve kendine toz kondurmayan sen... okumayarak kendini cahil bırakıp cehaletin tüm kötülüklerini etrafa saçan sen...
ve tabii ki ben!
herkes suçu başkasına atıyor da peki bu dünya neden bu kadar iğrenç, kaba ve çirkin? kim griye boyuyor yaşamımızı? sen o kadar temizsin de ben neden yolda yürürken yere atılmış kola kutularına tekme atıyorum hala? sen o kadar dürüstsün de neden başkalarının arkasından konuşuyorsun, dedikoduya fırsat bulduğunda büyük keyifle katılıyorsun? hayatı berbatlaştıran davranışlara güzel isimler takıp büyük zevkle bunlara devam eden sen ve ben değil miyiz? yalanları 'beyaz yalan' adını takıp söylemiyor muyuz? yalanın beyazı olur mu? dedikodunun 'ağız tadıyla' yapılanını yapıyoruz, bölenlere kızıyoruz.
sen değil misin birisinden her hangi bir şey ödünç aldığında dikkatsiz davranan sonra 'emanetin canı götündedir' diyen? öyledir tabii ki çünkü sen ve ben ve hepimiz hala başkalarına saygı duymuyoruz. çünkü kendimize saygımız yok.
borç alırsın sen, adam istemediği taktirde geri ödemezsin, istediğinde düşman kesilirsin? sen değil misin arkadaşından aldığın telefonu sağa-sola fırlatan, başka bir şeyi evin bir köşesine atan, berikini kaybeden... aldığın her şeyi sahibine sormadan başkalarına veren ve sonra 'şuna verdiydim o da kaybetmiş' diyen de başkası değil... emanet için peşinden koşturan da başkası değil... sonra size sitem edilince 'ulan bir telefonun, bi kalemin, üç kuruşun, bi bilmem nenin lafını ediyor' diyen sensin! orada bir cd'nin, 'üç kuruş para'nın aslında hiç önemi olmadığını, yapılan sitemin saygısızlığa ve sorumsuzluğa karşı olduğunu anlamayan dümdüz insan olan sensin ve benim suçlusu bu kötü dünyanın! ve en önemlisi bunun gibi milyonlarca örnek davranıştan birisi kendine yapıldığında günlerce millete sızlanan, şikayet eden, 'bunlar böyle, kimseye yardım etmeyeceksin bu dünyada' diyen sende asıl kabahat!
kırmızı ışıkta beklemeyen, sarıda kornaya yüklenen, dönüşlerde sinyal vermeyen de sensin. her kuyrukta araya kaynayan da sensin. her işinde araya tanıdıkları koyup onlarca kişinin önüne geçen de sensin. pikniğe gidince ortalığa çöpleri bırakıp giden de sensin.
bu dünyayı çevresine dar eden sensin, yaşamı çirkinleştiren sensin... başkalarına verdiğin sözleri hemen unutan, kendini övmeye gelince 'ben yalanı hiç sevmem, ben şunu yapmam, bundan nefret ederim vs vs' ile mangalda kül bırakmayan ama davranış olarak hiç dikkatli olmayan, iç güdüleriyle hareket eden bencillik abidesi sen, ben ve biz.
yine üstüne alınmayacaksın 'ben bunları asla yapmam' diyeceksin ve bu hayatı ben sana ve sen bana bunaltıcı hale getirmeye devam edeceğiz. bir derdimiz olduğunda saatlerce anlatacağız, yardım bekleyeceğiz, ama zor zamanımızda yanımızda olanlar düştüğünde günlerinde işimiz çıkacak ve ona elimizi uzatmadan kaçıp kaybolacağız.
hiç birimiz bu yazının tamamını okumayacağız, çoğumuzun içi sıkılacak ve yarısına gelmeden bırakacak, başını kuma gömecek. çünkü kabullenmek vicdanına yük olacak ki bu ağır bir yüktür,
hepimiz kötüyüz çünkü sevginin anlamını bilmiyoruz.
hepimiz kötüyüz çünkü yardımlaşmayı bilmiyoruz.
hepimiz kötüyüz çünkü sadece kendimizi düşünüyoruz.
hepimiz kötüyüz çünkü dünyanın bizim için döndüğünü sanıyoruz.
hepimiz kötüyüz çünkü beraberlikten mahrumuz.