iyi yazar, takibindeyiz. önceleri farketmemiştim ama nick altına göz gezdirdiğimde bir kaza geçirdiğini okudum.. üzüldüm sonra, ama altta kendi entrysi vardı, böyle sözlükte şifa dilekleri sevindirmiş.
demek ki sözlük bazen hayata bağlanmamıza da sebep oluyor dedim içimden.
bu yüzden burada yazmayı çok seviyorum. ben unutanlar arasında değilim, ama farketmeyenler arasındayım, ama farkettim artık.
hayat sana bahşedildi, sende bu sözlüğe hayat bahşet.
(bkz: unutulmuş yazar.)
eskiden pek bir popülerdi kendileri fakat son birkaç aydır hakkında hiç entry girilmemiş. popülerlik nick altı sayısıyla ölçülmez tabi ama yinede sanki bir unutulma, önemsenmeme durumu var sanki.
paris hiltonun kadın bile olmadığı gerçeğinin farkında olan ve bazı midesiz arkadaşlarını da aydınlatmak isteyen yardımsever biridir. ntv muhabiri yapma nolur bak mide kanaması geçireceksin. ***
soğuktu, soğuk yaz akşamlarından bir tanesi; sözlükte gezen binlerce okuyucu ve yanlarında yüzlerce yazar. sözlük sıçıyordu arada, engine kendinden geçiyordu, mysql yürüyüşe çıkıyordu. kah üzülüyorduk bu duruma; kah kadehlerimizin dibine vururken, muhabbetin dibine de vuruyorduk. üzgündüm, gözlerim doluydu. yorulmuştum, hayat beni çok ama çok yormuştu. beynimden değil belki; ama kalbimden vurulmuş gibi hissediyordum bu kahpe dünyada. bir iki şeyi anlatmam gerekiyordu birine, mümkünse tanımadığım olmalıydı. derdimi anlayacak; derman bulmasa bile, bir dost bir arkadaş gibi dinleyecek birini bulmalıydım. google da arama yaptım, sıcak sohbetler dedi; kanmadım. bu sefer şansımı sözlükte deneyeyim dedim; baktım, ettim. bir insan çıktı karşıma, her ne kadar insan demek için bin şahit gerekecek olsa da. evet evet, insan değildi o; bir melekti. ** dinledi beni. çok kızdırdı bazen, bazen ise* geyiğin dibine vurdurdu. çok sevdirdi kendini bu yazar. kankiş, tatliş. **
--sübjektif entry sonu--