soğuktu, soğuk yaz akşamlarından bir tanesi; sözlükte gezen binlerce okuyucu ve yanlarında yüzlerce yazar. sözlük sıçıyordu arada, engine kendinden geçiyordu, mysql yürüyüşe çıkıyordu. kah üzülüyorduk bu duruma; kah kadehlerimizin dibine vururken, muhabbetin dibine de vuruyorduk. üzgündüm, gözlerim doluydu. yorulmuştum, hayat beni çok ama çok yormuştu. beynimden değil belki; ama kalbimden vurulmuş gibi hissediyordum bu kahpe dünyada. bir iki şeyi anlatmam gerekiyordu birine, mümkünse tanımadığım olmalıydı. derdimi anlayacak; derman bulmasa bile, bir dost bir arkadaş gibi dinleyecek birini bulmalıydım. google da arama yaptım, sıcak sohbetler dedi; kanmadım. bu sefer şansımı sözlükte deneyeyim dedim; baktım, ettim. bir insan çıktı karşıma, her ne kadar insan demek için bin şahit gerekecek olsa da. evet evet, insan değildi o; bir melekti. ** dinledi beni. çok kızdırdı bazen, bazen ise* geyiğin dibine vurdurdu. çok sevdirdi kendini bu yazar. kankiş, tatliş. **
--sübjektif entry sonu--
paris hiltonun kadın bile olmadığı gerçeğinin farkında olan ve bazı midesiz arkadaşlarını da aydınlatmak isteyen yardımsever biridir. ntv muhabiri yapma nolur bak mide kanaması geçireceksin. ***
(bkz: unutulmuş yazar.)
eskiden pek bir popülerdi kendileri fakat son birkaç aydır hakkında hiç entry girilmemiş. popülerlik nick altı sayısıyla ölçülmez tabi ama yinede sanki bir unutulma, önemsenmeme durumu var sanki.