--spoiler--
Dünya tarihinde cesur insanların
eylemlerine ilişkin bilginin dışında
değerli hiçbir şey yoktur
BU ÜLKEDE ENÇOK YENEN VE ÇiĞNENEN ŞEY 'HAK' HiÇ OLMAYAN ŞEY DE EŞiTLiK OLDUĞU iÇiN...
YURTDAŞLARIMIZIN BiR LOKMA YiYECEK UĞRUNA YAŞAMLARINI TÜKETMEDEN,iNSAN ONURUNA YAKIŞIR BiR ŞEKiLDE YAŞAMALARI iÇiN...
ÜLKENiN BÜTÜNLÜĞÜNÜ,ULUSAL BiRLiĞiNi,GÜVENLiĞiNi KORUMAK VE GÜÇLENDiRMEK iÇiN...
YEPYENi ADiL VE SAĞLAM BiR DEVLET YÖNETiMi OLUŞTURARAK,KÖHNEMiŞ SiYASi DÜZENi TASFiYE ETMEK iÇiN...
DEMOKRATiK BiR TOLUM OLUŞTURARAK,HALKIN KENDi GÜCÜNÜN VE OLANAKLARININ FARKINA VARMASI iÇiN..
BAĞIMSIZLIK VE ULUSAL EGEMENLiĞi TÜM FALiYETLERiN ESASI YAPMAK iÇiN...
iTiBARLI,GÜÇLÜ ,BAĞIMSIZ TÜRKiYENiN HERŞEYDEN DAHA KIYMETLi OLDUĞUNU KANITLAMAK iÇiN...
ÜLKENiN ULUSAL BANKALARI,iLETiŞiM KURUMLARI SATILDIĞI,TOPRAKLARIMIZ YABANCI iPOTEĞi ALTINA GiRDiĞi iÇiN...
HALK AŞIRI ZENGiN VE AŞIRI FAKiR OLARAK HIZLAiKi SINIFA BÖLÜNMEYE BAŞLADIĞI,KISA SÜRE SONRADA ORTA SINIF YOK EDiLEREK BÜYÜK KISMI DiLENCi DURUMUNA DÜŞÜRÜLECEĞi iÇiN...
YURT iÇi VE YURT DIŞINDA HERZAMAN VE HERYERDE 'HAK VE EŞiTLiĞi' SAĞLAMAK iÇiN...
GÜÇLÜ OLANLARIN DEĞiL HALKIN iKTiDARINI GERÇEKLEŞTiRMEK iÇiN...
PAROLAMIZ:
'SiYASET VE EKONOMiDE TAM BAĞIMSIZLIKTIR'
HAK VE EŞiTLiK PARTiSi HALK ATEŞiDiR .
MiLLET KENDiSiNi BUNALTAN HERŞEYDEN KURTULACAKTIR.
'BiR ÜLKEDEKi KÖTÜ GiDiŞiN BEDELi ÖDENiR,
GÜÇLÜLERDE ,ZAYIFLARDA,AKILLILARDA,ALIKLARDA ÖDER
FARK:ZAYIFLAR VE ALIKLAR BiRAZ DAHA ÖNCE ,ERKEN ÖDER ,DiĞERLERi BiRAZ DAHA GEÇ'
HAK VE EŞiTLiK PARTiSi SiYASAL VE TOPLUMSAL iLKELERiMiZ:
1 : iŞÇi,MEMUR,ESNAF VE EMEKLiLERiN ,TARIM VE HAYVANCILIKLA UĞRAŞAN ÇiFTÇiMiZiN ,ÜRETEN VE EMEK VERENLERiN,DUL VE YETiMLERiN ,ÖĞRENCiLERiN;YÜZDE YÜZ MENFAATiNE OLAN YASALAR
BiR BiR ,HIZLA ÇIKARILIP HAYATA GEÇiRiLECEKTiR.
2 : HALKIMIZIN EKONOMiK GÜCÜNÜN ARTTIRILMASI ,iŞSiZLiK VE YOKSULLUĞUN SONA ERDiRiLMESi iÇiN ,ÜLKENiN TÜM iMKANLARI SEFERBER HALE GETiRiLECEKTiR,
EKONOMi VE SOSYAL SORUNLAR ÜLKENiN BiR NUMARALI iŞi,MESELESi VE PROBLEMiDiR,BÜTÜN GAYRETLER VE KAYNAKLAR BU AMAÇLA KULLANILACAKTIR.
3 : ÜRETiM VE iHRACAT BAKANLIĞI KURULACAK ,TARIM VE HAYVANCILIK DEVLETÇE DESTEKLENiP KORUNACAKTIR.MAZOT ,TOHUM,GÜBRE VE ELEKTiRiKTEN VERGi ALINMAYACAKTIR.TOHUM ISLAH iSTASYONLARI,GÜBRE FABRiKALARI,KOOPARATiF VE BiRLiKLER TEKRAR HAYATA GEÇiRiLEREK ,YABANCILARA BAĞIMLI NE VARSA HEPSi ASGARiYE iNDiRiLiP ,AŞAĞIYA ÇEKiLECEKTiR
4 : TÜRKiYEDE TARIM VE HAYVANCILIK POLiTiKALARI iFLAS ETMiŞTiR.TÜRK ÇiFTÇiSi BORÇ BATAĞINA SÜRÜKLENMiŞ,TAPULARI YABANCI BANKALARCA iPOTEK ALTINA ALINMIŞTIR,TARIM VE HAYVANCILIK BÜTÜN iMKANLARLA ,ÖDÜNSÜZ DESTEKLENECEKTiR,
TÜRKiYE YENiDEN KENDiNi BESLEYECEK HALE GETiRiLECEKTiR
TÜRKiYE YENiDEN KENDiNi BESLEYECEK HALE GETiRiLECEKTiR
5 : Toprak ağalığı yıkılacak; devletin elinde bulunan ve üretimden uzak kalan bütün araziler, 20 yılda ödemek
kaydıyla, faizsiz olarak halka tapusu ile dağıtılacaktır.
6 : 20 sene önce Türkiye, tarımsal üretimde satın aldığının tam
7 katını ihraç ediyordu. şimdi; çiftçi perişan edildiğinden,
değil şehirlerde yaşayanları, kendisini bile doyuramaz hale
getirilmiş ve göçe zorlanmıştır. Sonuçta sosyal dengeler
bozulmuş, asayişsizlik tırmanışa geçmiştir. Hırsızlık,
kapkaç, soygunlar, adam öldürme günlük hayatın bir parçası
haline gelmiş, ülke sosyal bir bunalıma sürüklenmiştir.
Halkın hakkı olan her ne varsa hepsi halka iade
edilecektir.
7 : Küresel sermaye az zahmet, yüksek kar demektir. Neden
market zincirlerine sahip çıkıyorlar? Ortalama karları
yüzde 350 de onun için. Öz kaynaklarımızı emip yurtdışına pompalıyorlar; hem de hiç yatırım yapmadan, hiçbir riske
girmeden, uzun vadeli alıp peşin satıyorlar. Tüm kredi
kartlarından da komisyon alıyorlar. Üreten, zahmet çeken
insanlarımıza yazık değil mi? Bu düzen halkımızın lehine
çevrilecektir.
8 : IMF ve Dünya Bankası Türk ekonomisine el koymuştur.
Yolsuzluğun boyutları öylesine büyümüştür ki, anayasal ve
toplumsal düzeni alt üst etmiştir. Fatura ise ek vergileri hep
sessizce sineye çeken halkımızın üzerine yıkılmaktadır.
Bunun sonucu tehlikelidir; ekonomik ve toplumsal
bunalımdır. Bu gidişi durduracak her tedbir tereddütsüz
alınacak, ülke borç batağından çıkarılacaktır.
Çalınmayacak ve çaldırılmayacak.
9 : Bu devlet, ne yazık ki yabancılar ve zenginlerin kesesinden
borç alıp, fakirin kesesinden vergi topluyor. Asgari ücretten
vergi kaldırılacak ve asgari ücretin 1.000 TL'ye
çıkarılması için hiçbir özveriden kaçınılmayacaktır.
10 : Bu ülkede müsriflik diz boyudur. Tüm harcamalara gem
vurulacak; 60 milyon dolarlık uçakları, trilyonluk arabaları,
gösterişten öte bir işe yaramayan koruma aracı ve
personelini, kamu konut ve lojmanlarını, ekmek elden su
gölden harcama yapan kurumları bir daha kimse, rüyasında
bile göremeyecektir. Hepsini satıp halkın hazinesine irad
edeceğiz. Bu ülkede hiçbir zümrenin, hiçbir kesimin,
hiçbir grubun ayrıcalığı olmayacaktır.
Halkın hakkı olan her ne varsa hepsi halka iade edilecektir.
11 : Bu toprakların bir karışında dahi, saçı başı ağarmış hamal,
öte beri satan çocuk, yaşlı, dilenci, çöp toplayan çocuk,
tinerci çocuk, parasızlıktan okuyamayan kız ve oğlan,
sosyal güvencesi olmayan bir tek insan bırakmayacağız.
12 : Türkiye yolsuzluk ve hırsızlar cenneti haline dönüşmüştür.
Bunları yapanlar da bellidir. Ve bu ülke dünya üzerinde
ekonomisi yolsuzluktan çöken ülkeler sırasında 3
numaradadır. Bu bir ulusa yapılabilecek en büyük arsızlık ve haysiyetsizliktir .
hepsi yolsuzluk ve özel ihtisas Mahkemelerinde hızla yargılanacak ve tüm servetleri
hazineye irad edilecektir. Bu şahıslar çıkarılacak özel bir
kanunla tüm TV kanallarından halka teşhir edilecektir.
Memleket kapanın elinden alınacaktır.
Çalınmayacak ve çaldırılmayacak.
13 : Özelleştirme basit bir mülkiyet devri değildir. Özelleştirme
yoksulluğun, işsizliğin, açlığın, savaşların hüküm sürdüğü
bugünkü dünya düzeninde, bütün olumsuzlukların
derinleşerek kökleşmesidir. Özelleştirme silahsız bir işgale
dönüşmüştür. Uluslararası sermaye ve şirket egemenliği
hızla sınırlarını genişletmeye çalışmaktadır. Özelleştirme
dedikleri ülkeyi savaş ganimeti gibi taksim etmekten
ibarettir. Karma ekonomi düzeni kurulacak ve ekonominin
temeli kendi kaynaklarımıza dayandırılacaktır.
14 : Özelleştirme adı altında devletin fabrikaları, limanları,
toprakları, yer altı ve yerüstü zenginlikleri yağmalandı,
ekonomik soykırım yapıldı. 7 sene önce 213 milyar dolar
olan dış borç, bugün 540 milyar dolar oldu. işsizlik ve
yoksulluk diz boyu, tarım ve hayvancılık bitmiş, esnaf
tükenmiş, emeklilerin hali acınacak durumdayken, peki;
Nereye ve kime gitti bu paralar? Haberleşme başta olmak
üzere, stratejik kurumlardan başlayarak, pazar ekonomisi
çerçevesinde, kaybettiklerimiz geri alınacaktır. Bu ülkede
bazı babalar çocuğuna günde bir lira bile veremezken, bir
kısım babalar Jaguar marka en pahalı arabayı alabiliyor. Ve
senelerdir aynı şeyi hiç kimse düzeltemiyor.
Partilere bütçeden yapılan ve halkın parası olan
yardım kaldırılacaktır.
15 : Türkiye'nin yönetiminde iş başındakiler için: Acemi
nalbant işini devlet harasında öğrenirmiş sözü bile
geçersiz hale gelmiştir. Sebep ise nettir: Çünkü ip kısadır.
Derin veya sığ, bu kısa iple hiçbir kuyudan su çekilemez.
Sonuçta bu millet açtır, yoksuldur, sömürülmüştür,
sömürülmektedir, gururu ayaklar altına alınmıştır, insan
yerine konulmamıştır. Öz yurdunda parya muamelesi
görmektedir. Ülkenin imkanlarından hiçbir zaman adil bir
şekilde yararlanamamıştır.
16 : Ticari ve ekonomik faaliyetlerin serbestliğini bahane ederek
milleti soyma hakkını kimseye ve hiç bir zümreye
tanımayacağız. Hiç kimse işçinin ve köylünün alın terinin,
emeklerinin karşılığı ürününü, hakkını ödemeden ve hiçbir
zahmet çekmeden alamayacaktır.
17 : Özelleştirme, sosyal devletin yok edilmesinin bir aracı
olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle toplumun ortak yararı
bulunmamakta ve halkın ekonomik gücüne de katkı
sağlamamaktadır. Ekonomik güç halka değil, iç ve dış
odaklara çalışmaktadır. Banka ve finans kuruluşlarının
yarısından çoğu yabancıların eline geçmiştir. Finans
piyasasını elinde tutan yabancılar ülke siyasetini belirleme
durumuna gelmişlerdir.
18 : Genel seçimlerde % 7 barajını aşan partilere Hazineden
yardım yapılmaktadır. Oy yüzdelerine göre genel seçim
dönemlerinde 3 kat, yerel seçim dönemlerinde ise 2 kat para
almaktalar. Ne oluyor bu paralar? Örnek: geçen seçimde
bütçeden 195 Trilyon para aldılar ve bunları kağıt ve
bezlerle reklam diye ortaya saçtılar. Bir bölümünü lüks
bina, araç ve laf olsun giderlerine harcadılar. Bu paranın
çarçur edilmesi bir yana, hazır para mevcut partileri de halkı
umursamaz hale getirmektedir. Milletin parası sebil
değildir; halkın imanı gevremiş, bunlar yağma hasanın
böreği peşindeler. Bunlara halk tipi parti olmak, üye
aidatları ve bağışlarla yaşamak öğretilecektir.
Partilere bütçeden yapılan ve halkın parası olan
yardım kaldırılacaktır.
19 : Vergi adaleti sağlanacak, kanunlar herkesin mali gücüne,
servetine, gelirine göre hak ve eşitlik ilkesine uygun olarak
yeniden düzenlenecektir.
20 : Madenlerimiz üzerinde de oyunlar dönmektedir.
Yarısından fazlası yabancı sermaye tarafından
parsellenmiştir. Bizim işlettiklerimiz de ham mamul olarak
dışarı satılmakta, işlendikten sonra misli fiyatlarla bize geri
dönmektedir. Tüm lisans ve ruhsatlar yeniden gözden geçirilecek ve madenlerimiz azamisi tarafımızdan
işlendikten sonra ihraç edilecektir. Ülkenin malı olan
madenlerimiz ülke ekonomisine kazandırılacaktır.
21 : Türk özel sektörü milli sanayinin lokomotifidir. Türk
sermayesinin güçlenmesi, milli sanayinin küresel bir güç
haline gelmesi ve yeni istihdam imkanları yaratabilmesi
için, ucuz enerji, vergi indirimi, prim ve devlet desteği
kesintisiz sağlanacaktır.
22 : Türkiye enerji darboğazındadır. Bu sorun gelecekte daha da
artacaktır. Elektrik enerjisi topraklarımızda, deniz dalgaları,
rüzgarlar ve güneşten üretilecek ve dağıtımı aynı bölgede yapılacaktır
Korktuğun şey olur. Çekindiğin şey başına gelir.
Bu ikisinden nasıl kurtulunur
öğrenmek ister misin? O zaman cevabı:
Cesur ol, yeter.
Memleketinin geleceğini çamur kaynatma sanatının
çıraklarına bırakma. Kötü olsa da konuş.
Susmak daha kötüdür.Örtbas edilen gerçekler
zehirli olurlar.
((((( iÇ SiYASET ))))))
23 : Devletin bütün kurumları halkın hizmetinde olacaktır.
Millet varsa, devlet vardır.
24 : Siyasette yozlaşmanın bütün nedenleri bu ülkede yer etmiştir. Milletçe aklımızı kullanma cesaretini göstereceğiz. Bu çocuklarımızın geleceği için şarttır.
25 : Emekten, yoksuldan, ezilenden yanayız. Eşitliği bozan
durum ve şartlara karşı duracağız. Sosyal ve ekonomik
konumları ne olursa olsun ezilenleri, yoksulları daha çok
düşüneceğiz. Adalet ve toplumsal duygularımız en yüksek düzeydedir.
Bu ülkenin çocuklarına yoksulluğun utancını
yaşatmayacağız.
26 : Türkiye'nin ekonomik ve siyasi yönden bağımsızlığı
sorununa duyarsızlık göstererek milliyetçilik yapılmaz.
Milliyetçilik tantana değildir. Sadece sınırlarımız, bayrak
ve toprak da değildir. Ekonomik bağımsızlıktır. Küresel
sermaye ve emperyalist devletlerin yarı sömürgesi
durumuna düşmekten rahatsız olmayanların milliyetçiliği mi olur?
27 : Kaba ve günlük siyaset yürüttükleri ve başka bir şeyden
anlamadıkları için her meseleye günlük faydaları açısından
bakıyorlar. Kendi menfaatlerine ait yasaları hemen
çıkarıyorlar, maaş artışlarında, gazilere sağlıkta tanınan
%20'lik az ödemenin kendilerine de uygulanmasında, yedi
sülalelerinin sağlık harcamalarını meclis bütçesinden
karşılamada; hepsi şahin ve ittifak halindeler. Misafir olarak
gelip, ev sahibi olarak dönüyorlar. Bu yolu keseceğiz.
28 : Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Milletini siyasi
demagoglar ve göstermelik demokrasiden kurtaracağız.
Millet yalandan dolandan bıktığı için, artık oynayacak ipleri
kalmayan eski siyaset cambazlarının yeni cambazhane
bulmalarıyla ilgilenmiyor. Milletin derdi ne? Bunların derdi
ne?
29 : Hukukun temeli hak olacak, adalet dağıtımı acilen
düzenlenecek, halk adalet duygusunu yeniden hissedecek
ve tadacaktır. Bu ülkede adalet, güçlü sineklerin delip
geçtiği, küçük sineklerin takılıp kaldığı örümcek ağı
olmaktan kurtarılacak, ağalık, beylik, paşalık da olmayacaktır.
30 : Bu ülkeyi başkalarına el açmadan geçindirmek ve
yaşatmak için siyasete atıldık. Türkiye Cumhuriyeti'nde
kimsesiz birey olmayacak. Gücü gücü yetene hiç
olmayacak.
31 : Yoksulluk, bozuk gelir dağılımı, devlet eliyle zenginleşenler,
bütçeyi perişan eden borç faizleri, kontrol
edilemeyen bütçe açıkları, sağlanamayan vergi adaleti,
toplanamayan vergiler, ekonominin kayıt altına alınamayışı,
kamunun her yanını bir kanser gibi sarmış olan rüşvet ve
işsizlik. Düzen rüşvet, talan ve yağma düzeni. Bir devletin
yozlaşma aşamalarının hepsi var. Kargaşanın ve suçların
anası yolsuzluğa savaş açılacaktır.
Yağmacı ve bedavacı zihniyetin sonunu getireceğiz.
32 : Bu ülkede hak kavramı soluduğumuz havadan kovulmuştur.
Yolsuzluğa da kılıf bulmuşlar: Devlet sırrı açıklayamam.
Vurgun ve yağma zevkini tatmış olanlardan, hazineyi
soyanlardan bunların hesabı sorulacaktır.
33 : Soygun ve yağma dediğimiz sadece arazi çalmak, rüşvet
almak, hazineyi soymak anlamına gelmiyor. Emeği yağmalamak,
bütün bu sistemin en temel hırsızlığıdır. Kimileri
sermaye adına, kimileri devlet adına, kimileri ağalık,
beylik adına, kimileri de Allah adına emek hırsızlığı
yapıyor. Milleti ve devleti soymak o kadar kolaylaştırılmış
ki
Memleket kapanın elinde kaldı. Geri alacağız.
34 : Siyasi otoriteden bağımsız mahkemeler; keyfi siyasi
müdahalelere karşı korunmuş bir hukuk sistemi; her çağda,her devirde, hukuk devletinin temel esaslarıdır. Ülkemizde de yerleştirilecektir.
35 : Basın, dernek, sendika ve parti özgürlüklerine sahip
olmayan bir demokrasi kısıtlı veya yarım bir demokrasi
değildir; zararlı bir demokrasidir. Buna da şükür denecek
bir şey değildir. Oy verip, sırtını dönmek, hiç değildir.
36 : Demokrasi bir halk rejimidir. Demokrasiyi halk ister, halk
yapar. Halk demokrasi oyununa seyirci kalamaz. Hakkını
arayıp hesap sormalıdır. Halkımız doğruluk ve dürüstlüğe
hasret ve sahipsizdir. Biz milletimiz için hak ve eşitlik
mücadelesi yapacağız. Bize sağda mısınız, solda mısınız? diye soranlar var:
Biz yukardayız. Siyaseti kuru
bir kavga haline sokan, ağzı kalabalık, basma kalıp, siyaset
meddahlarının cila ve riyaları bizim işimiz değil.
Biz siyaseti vatan aşkı olarak biliriz.
37 : Ne teslim aldık? Neyi teslim ettik bir sonraki kuşağa? Bu
soruları herkes kendine mutlaka sormalıdır. Bütün
vatandaşlarımızın düşünmeye, konuşmaya, hareket
etmeye cesareti olmalıdır. Yurttaşlarımız eylemde
bulunmazsa ülkenin sorun ve ıstırap yükünden
kurtulamazlar. Her millet kendi başındakilerin
yaptıklarından sorumludur.
38 : Hiçbir ana, evladını terörist, katil, hırsız, gaspçı, dolandırıcı,
hayat kadını olsun diye doğurmaz. Kimse suçlu ve kabahatli
doğmaz. Kötü düzen; suç ve kabahat eğilimlerini zorlar.
Eğitilmesi gereken çocuklarımız hiçbir şeyden habersiz,
açlık ve sefalet içerisinde kimileri çalışarak, kimileri de
yatarak sokaklarda büyüyor, sayıları da her geçen gün çığ
gibi artıyor. Bir insanı eğitmek, yetiştirmek, nitelikli bir iş
gücü yaratmak, fabrika kurmak kadar önemlidir.
39 : Toplum olarak bu çocukları sokağa sürükleyen ekonomik,
sosyal, kültürel ve ailevi nedenler hep görmezlikten
gelindi, sırt çevrildi, yok sayıldı. Onlar aç açıkta, evsiz
barksız, sevgisiz, zorluklar içinde olsa da büyüyecekler ve yarının büyük potansiyel suç makineleri olarak, bir şekilde
bir gün karşımıza çıkacaklar, geleceklerdir. Bir tarafta
midesine günlerce lokma girmeyen insanlar, bir yanda
müthiş bir zenginlik, israf ve şımarıklık. Diğer tarafta
açlık, sefalet ve yalnızlık var. Bu hal vicdansızlıktır. Doğru
olan şekline getirilecektir
40 : Elbisenin tersini giyip düz diyerek,
Aç gezip tokuz diyerek,
Yalana gerçek diyerek,
Kabağa kavun diyerek; yaşanmaz
şehirlerin ve devletlerin uykuda zapt edildiğini tarih her
devirde anlatır. Bu tuzağa düşülmeyecektir.
41 : Siyasi partiler ve seçim yasası değiştirilerek parti
başkanlarının beyliklerine son verilecek, siyasetçi ve
bürokratların tümünden dokunulmazlıklar kaldırılacak,
belediyeler dahil, kamu görevlilerinin, konut, araç ve
koruma saltanatlıkları bitirilecektir
42 : Bizim dimağ ve ruhumuzda kuvvetle yer tutmuş fikir ve
duygu, halka dayanma ihtiyacımızdır. Her şey toplumun
yararına kıymetlendirilecek, toplumun gerçek çıkarları ne
ise o yapılacaktır. insan gibi yaşamak isteyenler, insanı
insan yapan nitelik ve gücü kendilerinde görmelidir. Bu
uğurda her türlü fedakarlığa göğüs germeye hazırız.
Sonu gelmez kavgalar, çığırtkanlklar ve
cambazlıklar bizim işimiz değil.
43 : Bu ülkenin insanları çocukluklarını, gençliklerini,
emekliliklerini, yaşlılıklarını hiçbir zaman için yerinde ve
gereğince yaşayamadılar. Bu ülkede milyonlarca insan
çok, ama çok ufak şeylerin hayallerini kurarak, onlara
kavuşmak isteyerek yaşam mücadelesi vermişlerdir.
Hayallerine de kavuşamadan sessiz sedasız göçüp
gitmişlerdir.
44 : Hepimiz gelecek kuşaklara karşı işlenen cürümün suç
ortaklarıyız. Çünkü Neme lazım suçu işliyoruz. Pısırık,korkak ve sinmişiz. Bana ne, sana ne, sana mı kaldı?
Sen mi kurtaracaksın, ben mi kurtaracağım!.. Böyle
gelmiş böyle gider!.. Devletin malı deniz, yemeyen
domuz! Hepimiz kafamızı kuma gömmüş, milletçe hep beraber Üç maymunu oynuyoruz.
Bu yol yol değil, hemen önünü kesmeliyiz.
45 : Din hayatın ve kültürün temel unsurlarından biridir. Ortak
değerlere ilişkin temel bir kaynaktır. Dinin siyasete alet
edilmesi ve hele bugün meslek haline getirildiği gibi, işin bir
din ticareti haline dökülüşü, bizzat dine saygısızlıktır.
Dinin siyaseten istismarı kara hastalıktır, zehirli sıtmadır.
46 : Halen iktidarda olan partinin, Anadolu'nun Müslüman Türk
kadınlarının her bölgemize göre motifleri, örgüleri,
işlemeleri değişen baş örtüsünü her bahane ile istismar
ederek siyasi ranta çevirmesi kabul edilebilir bir şey
değildir. Sonuçta hem iç hem de dış hukukta işi beceriksizce
batırmışlardır. Dini kullanarak ve dindar görünerek
toplumda hakimiyet kurarak çıkarlarını sürdürüyorlar.
47 : Hak ve Eşitlik Partisi başörtüsü (türban) istismarı ve
sorununu, milletimizin dini yaşam değerlerine bağlı kalarak
doğal bir süreç içerisinde hızla çözecektir. Kimsenin başını
nasıl örteceği, neyle örteceği bu ülkede asla mesele
olmayacaktır.
Biz hakkın, haklının, halkın dost doğru yanındayız.
inanca ve yaşayış biçimine zarar verilmeyecektir.
48 : Halk rahat bırakılacak, halka güvenilecek, devlet halkından
kuşku duymayacak, yurttaş da devletine güvenir hale
getirilecektir. Bürokratik engelli, kırmızı halılı, protokol
meraklısı, kokteyl seven, müsrif devletin tüm süs ve lüksüne son verilecektir
ÖZGÜR OLMAK DEMEK ,SEÇMEK VE DENETLEMEKTiR,
BUNDAN KAÇAN YURTDAŞ ÖZGÜR DEĞiLDiR
49 : Güya müttefikler, güya dostlar Bunlar Anadolu'da
bağımsız ve güçlü bir siyasi yapı istemiyorlar. (Anadolu
Federasyonu 30 Ekim 1918) iki koldan, hem kendileri hem
de içerdeki uzantıları aracılığıyla, mozaik kültürü
geliştirerek soy bilinci oluşturmaya, azınlık ırkçılığı
yapmaya çalışmaktadırlar. Bir yandan Türk
milliyetçiliğinden şikayet ederek, öbür yandan da tek tek
insanların farklı soy köklerine dikkati çekmektedirler.
Yapmak istedikleri 1000 yıllık bilinci, kültürü yıkmak ve
bütünlüğümüzü parçalamaktır. Milleti millet olmaktan
çıkartmak için her yolu deniyorlar.
Türkiye, coğrafyaları kontrol eden coğrafyadadır.
Kültürümüz, inancımız, topraklarımıza düşkünlüğümüz ve
tarihimiz ortadadır. işte hayat, işte mücadele alanı;
Siyaseten siz serbestsiniz, biz de serbestiz. Siz bize neyseniz, biz de size oyuz!...
50 : Türkiye'de siyasal ve kültürel bir taktik daha yürütüyorlar:
Tarihimizle Yüzleşmek. Türk'ler şu tarihte şöyle
yaptılar, bu tarihte böyle hareket ettiler Yapmak
istedikleri milletimizi suçluluk kompleksine sokarak,
geçmişinden soğutmak ve saygınlığını zedelemektir. Devam edin Ne zamana kadar?..
Biz rüşvet vermeden devlet kurmuş tek milletiz.
51 : Bu devlet 25 yıldır Güneydoğu'da kan kaybediyor. 10 bine
yakın şehit verildi, 30 bine yakın yurttaşımız hayatını yitirdi.
20 bini aşkın insanımız gazi oldu. Kimsenin hesabını tam
çıkaramadığı 100 binlerce dolar heba oldu. Anadolu ve
Trakya'da şehit mezarlığı olmayan tek köy kalmadı.
Milyonlarca anne, baba, eş ve çocuklar acı ve ızdıraplar
içinde kıvrandı ve bölgeden hep sağlık haberleri beklediler.
Halen de bekleyenler var. Gelinen sonuç ne mi? Eşkıya,
silaha sarılmasındaki siyasi hedeflerinin büyük bir
kısmını ele geçirdi. Devlet güç ve kudreti temsil eder.
52 EVLET CiHAN KAVGASIDIR KAZANMAK ZORUNDASINIZ
Devletin bu niteliklerinden içerde ve dışarıda hiç kimsenin şüphesi
olmamalıdır. şayet olursa, devletiniz eriyor ve zayıflıyor
demektir. Neticesi ise, çöküştür. Tarih sayfaları bunun
örnekleriyle doludur.
Meselenin bu hale düşmüş olmasının birinci sebebi
hükümetlerdir. Bu kadar yıl içinde silahlı mücadelenin
nerelere doğru tırmandığını hiçbir zaman kavrayamamışlar,
ne siyaset, ne diplomasi ne de askeri boyutunu algılama
yeteneği gösterememişlerdir.
Bir ülkenin topraklarında, dağlarında binlerce kişi silahla
dolaşıyor, eylemler yapıyorsa ve bu iş yıllarca sürerek
memleketi madden ve manen sarsıyorsa, bunların millete
karşı tek sorumlusu bu dönemdeki hükümetlerdir. Bunun
askerle, jandarmayla, polisle, valiyle, kaymakamla hiçbir
ilgisi yoktur. Eğer bunların eğitiminde, istihbaratında,
donatımında, yönetiminde bir zayıflık, bir eksiklik varsa,
hemen ve derhal gereğini yapacak olan hükümettir. Çünkü
ülkenin seçilmiş siyasi sorumlusu kendisidir, millete hesap
verecek olan da odur.
53 : Hak ve Eşitlik Partisi dağlardaki eşkıya ve komitacıları
365 günde temizleyecek, şehirlerdeki çeteleri ve mafya
bozuntularının da sonunu hızla getirecektir. Bu ülkenin
insanlarının kırsal ve kentlerdeki huzur ve güvenliği en
öncelikli işimiz olacaktır. Güneydoğu Anadolu'da yaşayan
Kürt vatandaşlarımızın bir an önce eşkıya baskısından,
korkusundan kurtarılması şarttır. Bunun ön şartı dağları ve
bölgeyi hızla temizlemektir.
54 : Dünyanın gidişatı siyasi ve ekonomik çıkar mücadelesinde
hemen her coğrafyada terör ve terörist faaliyetlerinin
artacağını göstermektedir. Hak ve Eşitlik Partisi
iktidarında terör örgütü kuranlar ile böyle bir örgüte
liderlik edenler için; Türk mahkemelerinin elinden alınan
yetki hakimlerimize iade edilecek;
idam geri getirilecektir.
55 : 1960'dan başlayarak, gerçekleşmiş veya yarım kalmış
teşebbüsler halinde ordunun siyasi sürece müdahaleleri
vardır. Ordu, direkt veya dolaylı; hayatı boyunca fiilen
siyaset dışı kalacaktır. Ordu siyasete girmesi halinde bir
kuvvet olmaktan çıkar. Güçlü bir ordusu olmayan devletin
özellikle dış politikada, ne cismi ne de esamesi olmaz.
Ancak tarih boyunca görülmüştür ki, orduları kontrol etmek
suyu kontrol etmek gibidir. Bu da güçlü bir önderlikle,
yüksek bir devlet adamı niteliği gerektirir. Aksi halde her şey
tersyüz olur. Hak ve Eşitlik Partisi yönetiminde hükümet
de, ordu da olması gereken yer ve sınırlarda duracaktır.
56 : Bu memlekette adil olmayan, hak ve eşitliğe yasal kılıf
uydurularak yürütülen bir askerlik (Yurt savunması hizmeti)
düzeni vardır. 21 gün askerlik yapanla, 15 ay hizmet yapan
aynı kabın içindedir. Eğer savaşçı yetiştirmek ve olmak 21
günde gerçekleşiyor ve bu derece kolaysa niye 15 ay
süreyle yüzbinler silah altında tutuluyor? Madem bu kadar
basit, savaştan üç hafta önce milyonları silah altına alın, bir
ay sonra da sürün cepheye, savaşı kazanın!.. Konuyu
uzatmanın anlamı yok! Okudum, param var; 3 hafta
askerlik. Eğitilmedim, fakirim; 60 hafta askerlik. Bu mu
hukuk devleti?..
57 : Kalabalık değil, demir bilye gibi bir ordu reformuna
gidilerek, mevcutlar 200 - 250 bini aşmayacaktır. Askerlik
süresi 6 9 ay arasına indirilecek ve tek tip askerlik olarak,
hayata yeni atılan gençler arasında eşitlik ve hakkaniyet
sağlanacaktır. Kalabalıklarla değil, yıldırım seferberlik
planlarıyla savaşa hazırlanılacaktır. Coğrafyanın ve genç
nüfusun bize sağladığı avantajlar kullanılarak gereksiz
harcama ve silah altında yüksek sayılar tutmaktan
vazgeçilecektir. Paralar halkın ekonomik gücünün
arttırılmasına kullanılacaktır. Profesyonel mevcutlar
uzmanlık alanları için geçerlidir ve bir ölçüde tutulacaktır.
Çünkü savaşı, o ulusun gençlerinin yurtseverliği,
heyecanı, coşkusu ve amatör ruhu ile genç liderler kazanır.
Savaş gençlerin işidir.
58 : Turizm, kültür ve sanat bütçe imkanlarının azamisi ile desteklenecek ve teşvik edilecektir,doğa ve çevre gelecek kuşaklara alnımız açık devredilecektir
59 : Okullarda resim ve müzik gibi sanat dersleri yeniden
zorunlu hale getirilecek, ilköğretim okullarından itibaren,
üniversiteler de dahil olmak üzere sanat kulüpleri
oluşturularak gençlerimizin sanatlarını icra edebilmeleri
için okullarda sahne ve atölyeler kurulacaktır.
Cesaret en iyi öldürendir; saldıran cesaret.
Cesaret acıyı bile öldürür. Acı en derin uçurumdur.
Ölümü bile öldürür,saldıran cesaret.
Çünkü der ki;Bumuydu hayat?
peki öyleyse! Bir daha cesaret;
bando müziği gibidir.Bütün sesler vardır.
Herkesen iyi þekilde anlar.
Toplumlarda her zaman insanlar bir şeylerden
şikayet ederler, ama bir þey yapmaya hazır değillerdir.
Bu eylemsizliğin bir dayanma noktası vardır.
Bu düzen böyle mi gidecek?
Artık yeter dönemi. Artık olayların akışına
müdahale zamanı geldiğinden,aşırı derecede
dayanıklı ve iddialı vatanseverlere ihtiyaç vardır.
(((((((( DIŞ SiYASET )))))))))
60 : Dış siyasetimizin esası, eşit haklara dayanan, dış
denetimden uzak, bağımsız ve haysiyetli bir dış politika
olacaktır. Başı dik bir Türkiye olarak dış ülkeler nezdinde
ulusal ve küresel haklarımız korunacaktır.
61 : Türkiye'nin siyasi geleceğine ve toprak bütünlüğüne karşı
yapılacak her türlü tehdidi karşılamaya hazırız. Her şeyde
son hakem de, baş hakem de halkımızdır.
Hiç kimseye ne bir hak, ne de toprak borcumuz
vardır.
62 : Demokratik rejimde her vatandaşın dış politikadan haberli
olması gerekmektedir. Ulusun yaşamsal çıkarları
kamuoyunun haberli kılınmasını, karar vermenin her
aşamasında görüş ve düşüncelerini oluşturabilme,
anlatabilme imkanının tanınmasını gerektirir. Milli
çıkarların bir grup yerine, kamuoyu eliyle korunması (açık diplomasi) çok daha yerinde ve güvenli olacaktır.
Kamuoyu ağırlıklı bir diplomasi uygulayacağız.
63 : Devlet ekonomisinin büyük ölçüde yabancıların eline
geçmesi, halkta Batı karşıtı düşüncelerin yerleşmesi ve
büyümesine yol açmıştır. Bu sorunun bağımsızlıkla
doğrudan ilgisi vardır. Çünkü bağımsızık bir anda değil,
süreç içinde kaybedilir. Sonuçta elden çıkan kaynaklar
yüzünden milliyetçilik ruhu en derinden örselenir, halkın
elinden alınanlara karşı özlemi artar. Sosyal ve ekonomik
ilişkiler düzeninde hızla değişime gidilecektir.
64 : Bizim vatandaşlarımıza vize vermeyenler, bizim topraklarımıza vizesiz giremez.
65 : Avrupa Birliği'ne ne pahasına olursa olsun katılma
düşüncesi, geniş çapta bir saplantı ve teslimiyettir.
Kimse bize siyasi dayatma yapamaz ve siyasi direktif veremez.
66 : Anayasalarına bizim için referandum koyup siyasi
manevralarla dolap çevirme tavırları Hak ve Eşitlik
Partisi'ne sökmez. Görüşmeleri donduracağız.
Coğrafyamız, yer altı ve yerüstü zenginliklerimiz, genç
nüfusumuzla, AB'lilerden kat kat güçlüyüz. Onlar bizim
kapımıza gelecekler. Ve o zaman politikalarımızı Hak ve
Eşitlik üzerinden yürüteceğiz. Tam üyelik masalı diye
diye ülkeyi size soydurtmayız.
67 : On yılı aşkın süredir Türkiye'ye Avrupa Birliği ilerleme
raporu adı altında siyasi, ekonomik, askeri, sosyal ve
kültürel talimatlar yağdıran Avrupa Birliği, 2009 yılı Ekim
ayı içerisinde ki raporunda ilk kez bir partiye sataştı. O da
Hak ve Eşitlik Partisiydi. Halbuki bizim partinin geçmişi
henüz bir yıllıktı, seçime bile girmemişti. Meclis içinde ve
dışında bu kadar parti mevcutken AB bunlardan hiç
şikayetçi değildi. Yeni kurulan bir partiyi kendilerine karşı
olumsuz tavırda buluyor ve rahatsızlığını belirtiyordu.
Bizden başka herkesten memnundu. Yaşlı, coğrafyası sığ,
toprakları kısır, mallarını satacak yer sıkıntısı çeken, büyük
ordular kuramayacak Avrupa Birliği'ne Hak ve Eşitlik
Partisinin diyeceği bir Türk atasözüdür: Korkunuz, ürkme
ve tedirginliğiniz olacak olanı değiştirmeyecektir.
Yabani otlar buğday yerine geçmek istiyor. Yol
vermeyeceğiz.
68 : 17nci yüzyıldan itibaren Avrupa diplomasisi şudur:
Fethedemediğin yerleri ve insanları parayla satın al.
Bugün de aynı strateji yürürlüktedir. ikinci cumhuriyet
çocuklarını, bölücüleri ve din sömürgenlerini satın
alabilirsiniz. Ama bu ülkeye aşkla ve inançla bağlı Türk
Halkını karşınızda bulacaksınız.
69 :Kıbrıs adası imparatorluktan bize kalan son toprak
parçasıdır. Her kaybettiğimiz yerin özlemini türkülerde
yaşatan bu millet, Kıbrıs için kaybetmenin ezikliği türküsü
yakmayacaktır. Türk Milleti anne ve babasının kaybını
bile sineye çekebilir. Ama toprak kaybını asla unutmaz.
Birleşmiş Milletlerin planı, Avrupa Birliği'nin planı, hiçbir anlam taşımaz.
Haklarımız ve ulusal çıkarlarımızdan zerrece taviz vermeyeceğiz.
70 : Dünyanın her yerinde yaşayan Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşları için Yabancı Ülkelerde Yaşayan Yurttaşlar Bakanlığı kurulacaktır. Vatandaşlarımızın A'dan Z'ye tüm
sorunlarının çözümü bu bakanlığın sorumluluğuna
verilecektir. Örgütlenmesi de bu amaca uygun yapılacaktır.
71 : Dünya kamuoyuna Yeni Dünya Düzeni diye sunulan
küreselleşme ideolojisini reddediyoruz. Bu emperyalizmin
hukuk, kültür, maliye ve savunma konularında milletin
ulusal direncini çökertip ulus devleti yok etmek üzere
planlanmış bir işgal oyunudur. Dışarıdakiler ve onların
içerdeki işbirlikçileriyle uyum halinde topraklarımızda
sahnelenmektedir. Önce rahatsızlık ve tedirginlik, sonra
yılgınlık ve bezginlik, sonunda da teslimiyeti getirmek
istemektedirler.
Bu zincir bileğimizi sıkıyor, kıracak ve kurtulacağız.
Yarı bağımı bir ülkede yaşayan insan;
yürüyen bir ızdıraptır. Bir millet siyasi ve ekonomik
bağımsızlığını kaybedince, o millette herkes hiç olur.
Bu durumdan kurtulmanın tek yolu ;genç, ateşli ve ihtiras sahibi
insanların ortaya çıkarak siyasi mücadeleye atılmalarıdır.
Bir milletin kendini unutması en büyük kusurdur.
Kendi benliğini kanıtlamazsan dünya sana saygı duymaz.
Gençliğin yakıcı ateşini söndürmek ise,
bir millete yapılabilecek en büyük kötülüktür.
TÜRK MiLLETi
DEVLETiN EFENDiSi SENSiN
BiZDE SENiN HiZMETiNDEYiZ
SÖZÜMÜZ SÖZ VE NAMUSUMUZDUR
72 :Deniz Bakanlığı, Yabancı Ülkelerde Yaşayan Yurttaşlar
Bakanlığı ile Üretim ve ihracat Bakanlığı kuracağız.
Bakanlık sayısı 16'ya indirilecek.
73 : Yolsuzluk suçlarında zaman aşımını kaldıracak ve yolsuzluk
ihtisas mahkemelerinde hepsini yargılayacağız. Hepsinin
servetlerine el konularak satılacak, paralar halkın
hazinesine irad edilecektir.
74 : Yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvet denilen rezilliğe, halktan
çalınanlara karşı hiç kimsenin tevessül edemeyeceği yasal
düzenlemeler hızla hayata geçirilecek ve tam tatbik
edilecektir.
75 : Çalınmayacak, çaldırılmayacak ve cumhuriyet kanunları
tam olarak uygulanacaktır.
76 : Milletvekili, üst bürokrat ve memur dokunulmazlığı derhal
kaldırılacak. Herkes vatandaş gibi adalet önüne çıkıp hesap verecek.
77 : Parlamentoda milletvekili sayısı ilk seçim döneminde
450ye, ikinci dönemde de 350'ye indirilecektir. Kıyak
emeklilik mevzuatı iptal edilecek, memur maaşlarına % kaç
zam geliyorsa Cumhurbaşkanı dahil herkes aynıoranda zam alacaktır.
78 : Örtülü ödenek denilen, kurum ve kişilerin keyfine kalan
harcamalar yasa ile iptal edilecektir.
79 : Halkın aç gezdiği bu memlekette halkın parası olan
hazineden, partiler, çarçur etsin diye onlara yardım
yapmak akıl dışıdır, kaldırılacaktır. Kanun çıkararak
partilere verilen para haramdır
80 : Bütün keyfi harcamalara, saltanatlıklara, ayrıcalıklara, lüks
yaşama, kamu ve mali yönetimlerde son verilecektir. Yağma
sofrası ortadan kaldırılacaktır. Paraya muhtaç olan insanlarýn manevi ve ahlaki değerlerinden taviz vererek
bozulmalarına müsaade etmeyeceğiz.
81 : Bugün dünyada dolaşan paranın %50'si yiyecek alanında
bulunmaktadır. 1/3'de petrol için kullanılmaktadır.
Dünyanın geleceği kıymetli tarım alanları ve suya bağlıdır.
Türkiye bugün kendini besleyemeyen ülke durumundadır.
Tarım ve hayvancılık iflas etmiş, üretim durmuştur. Tarım ve
hayvancılığı % 40 sübvanse edeceğiz. Elektrik, gübre,
mazot ve tohumdan vergiyi kaldıracağız. Vergi borçlarını
iptal edeceðiz. Bizim bir ovamız bile orta büyüklükte bir
ülke nüfusunu besleyecek durumda iken, utançla söylemek
gerekirse, her yıl sınırlarımızdan 5 ila 6 milyar dolarlık
kaçak et ve tarım ürünü topraklarımıza sokulmaktadır. Bu
akıl almaz gidişatın önü kesilecektir.
82 : Tohum, gübre, ilaçta yabancılara olan bağımlılık hızla
aşağıya çekilecek, kapatılan, satılan üretim destekli milli
kaynaklar hızla devreye sokulacaktır
83 : Bütçenin kullanımında, tek lira dahi üretim ve istihdama
ayrılacak, işsizlik ve yoksulluk utancından insanlarımız ve
çocuklarımız kurtarılacaktır. Devletin hiçbir konu ve
meselesi halkımızın ekonomik gücünü arttırmanın önüne
geçemeyecektir.
84 : Asgari ücretten vergi kaldırılacak ve asgari ücretin 1.000
liraya yükseltilmesi için bütün imkanlar kullanılacaktır.
85 : Sosyal devlet esastır. Vatandaşa harcanacak para (maddi servet) devletin zararı değil, insanlığıdır.
86 : Türkiye'de gençler geçim sıkıntısı ve düşük gelir nedeniyle
evlenip yuva bile kuramamaktadır. Bu durum yüz binlerce
genci ileri yaşlara kadar tek başına yaşamaya mecbur
etmektedir. Gençlere 10 yıl vadeyle ve faizsiz evlilik kredisi verilecektir.
87 : Vergi sistemi gelire, servete, kazanç seviyesine göre adil ve
dürüst bir şekle sokulacak, kayıt dışı ekonomi düzeni
yıkılacak ve vergi sisteminin içine alınacaktır.
88 : Bu ülkede kimse aç yatmayacak, kimse işsiz kalmayacak,
parasızlıktan okula gidemeyen çocuk olmayacak, kimse
çöplüklerde debelenmeyecek, dilenci ise asla görülmeyecektir.
Sosyal güvenlik sistemi içine alınmayan (parası
olsun olmasın) kalmayacaktır. Türk Ulusunun
yardımseverlik duyguları, devletin geliriyle birleþtirilerek bu utanç aşılacaktır.
89 : Siyasi Partiler ve Seçim Yasasının mutlaka değiştirilmesi ve
tam bir demokratik düzene sokulması şarttır. Genel
Başkanlar imtiyazı ve sultasını yıkmak için, seçimi birkaç
yüz seçilmiş delegeyle değil, Edirne'den Kars'a kadar
binlerce parti üyesinin aynı gün oy kullanmasıyla yapılması
esası getirilecektir. %10 barajı %5'e düşürülecektir.
90 : Yargıya bütün dünyada olabildiğinden de daha üst
bağımsızlık sistemi getireceğiz. Adalet Bakanı ve bu
bakanlığın hiçbir bürokratı yargı sisteminin içinde yer
almayacaktır. Bakanlık ve yargı personelinin, idari ve
lojistik hizmetler dışında yargıyla uzaktan ve yakından
asla bağı olmayacaktır.
91 : Davaların hızla, biran önce sonuçlanarak halkın devlete ve
toplumsal düzene olan güveninin sağlanması için yargıda
tam bir reform yapılacaktır. Buna adli kolluk kuvveti
kurulması da dahildir.
92 : Söze, yazıya, fikre ve düşünceye hiçbir sebep ve gerekçeyle
gem vurulmaz, sansür uygulanamaz. Aksi halde halk, kör ve sağır duruma düşer.
93 : Bölücüler ve teokratik devlet peşinde koşanların önü
tamamen kesilecektir. Devletin asli işi adaleti ve güvenliği
sağlamaktır. Dağlar eşkıyalardan, şehirler çete ve mafya bozuntularından hızla temizlenecektir.
94 : Terör örgütü kurup ona liderlik yapan ile kurucu üyeler
için, idam geri getirilecektir. Bomba koyun, patlayıcı atın,
27 kişi, 16 kişiyi öldürün, hem de her yaşta günahsız insanı
katledin, halk düşmanlığı yapın, sonra da idamla
yargılanmayın. Buna vicdanın pörsümesi denir. Dünya hızla
terör kaosuna gidiyor, caydırıcı ve kesin bir hesap
zorunludur.
95 : Dış siyasette tek ilke olacaktır: Başı dik devlet, onurlu
millet. Her tavır, her görüşme, her protokol, her tutanak, her antlaşmada esas budur.
96 : 1996 yılında Avrupa Birliği ile imzalanan Gümrük Birliği
Antlaşması Türkiye'ye yapılan en büyük haksızlık ve
adaletsizliktir. Dünkü kapitülasyonların ta kendisidir.
Gümrük indirimleri, kotalar ulusal üretim ve rekabeti
mahvetmiştir. Tütün bitti, şeker pancarı bitti, bunların
fabrikaları satıldı savıldı. Biz ne kazandık? Milyonlarca
işsiz, açlık ve yoksulluk Bu imtiyazı baştan ele
geçirdikleri için de şimdi Türkiye'yi, sanki birliğe
alacaklarmış gibi siyasi demagojilerle dolap beygiri gibi
döndürüyorlar. Siyasi talimat vermeye alışkın sömürge
kültürünün uzantıları eski alışkanlıklarından da
vazgeçemiyorlar. Gümrük Birliği Antlaşması yeniden ele
alınacak ve Avrupa Birliği'ne girme çalışmaları
dondurulacaktır. Onlar bizim kapımıza gelecekler; Hak ve Eşitliği göreceklerdir.
97 : Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına vize uygulayarak, ayrım
yapan ve bunu kendinde hak diye gören ülkelerin
vatandaşları da bizim sınırlarımızdan içeri vizesiz
giremeyecektir.
98 : Feodal yapı ve buna bağlı olan toprak ağalığına son
verilecektir. Topraklar kamulaştırılarak bölge halkına
tapusu ile dağıtılacak, halkın toprağında kendi
ürünlerinin sahibi olması sağlanacaktır. Cumhuriyetin bir garabeti olan bu mesele kökünden halledilecektir.
99 : Devletin elinde, muhtelif bakanlıkların envanterinde
milyonlarca dönüm arazi, anlaşılmaz bir sürü gerekçeyle
bomboş durmaktadır. Üretime girmeyen bir metrekare dahi
toprak bırakılmayacaktır. Tüm araziler faizsiz 20 yıl
vadeyle, 30 yıl satılmamak ve işlenmek koşuluyla halka
verilecektir.
100 : Üniversiteler tam özerk hale getirilecek, YÖK denilen yapay
ve siyasi teşkilat kaldırılacak, rektör seçimleri kendi
konseyleri nezdinde yapılacak, Cumhurbaşkanlığı onayı
denilen kurum da iptal edilecektir.
101 : Üniversite giriş sınavları ve öğrenci harçlarıkaldırılacaktır.
Türkiye genelinde hızla kız ve erkek öğrenci yurtları inşa
edilecek. ilk öğretimin başladığından itibaren parasızlık
nedeniyle eğitimi aksayan ve devam edemeyen tek bir çocuk dahi kalmayacaktır.
102 : Özel dershaneler her yıl öğrenci velilerinden 4 ila 5 milyar
dolar para kazanmaktadır. Aileler bu parayı binbir güçlükte
karşılayabilmekte veya çocuklarını buralara gönderememe
acısı çekmektedirler. Devlet liselerinde eğitimin kalitesi
arttırılacak, dershaneler özel okullara dönüştürülmek
üzere kapatılacak, bunun için sahiplerine lüzumlu kredi
verilecek ve çalışan öğretmenlerde mağdur edilmeyecektir.
103 : Ülkedeki tüm eğitim ve öğretimin müfredat, konu ve
kapsamları akılcı, çağdaş sistemlere uygun şekilde
değiştirilecektir. Nazariyatçı değil, hayata hazır, pratik ve
üretime hemen katılabilecek insanlar yetiştirilecektir.
104 : Liselerin kategorileri ikiye düşürülecektir. Daha çocukları
baştan yeteneksizlik sistemine dönüştüren dört lise sistemi
kaldırılacaktır. Beraber olacaklar ve birbirlerini daha iyi
anlamaları sağlanacaktır. Bu ülke mesleksiz insanlar
ülkesidir. Bir düz lise, bir de meslek sanat liseleri olacaktır.Liselerin % 75'i de sanat liseleri haline getirilecektir.
105 : Köylere öğretmen ve imam yanında ziraat mühendisleri de
atanacaktır. Bu mühendislere o bölgeden 10 dönümden az
olmamak şartıyla arazi tahsis edilecektir. Tohum, ilaçlama,
ekim, ürün alma dahil her şeyi çiftçilere bizzat arazilerinde
uygulayarak öğretecekler, devamlı köyde kalacaklar ve
maaşlı olarak hizmet edeceklerdir. Aynı uygulama bazı
coğrafyalarda veterinerler için de uygulanacaktır.
106 : Güney ve Doðu Anadolu bölgelerinin mahrumiyet
yörelerine atanan sivil devlet görevlilerinin (memurlar)
aynı bölgede sürekli 10 yıl görev yapmaları halinde, batıya
dönüşlerinde kendilerine bir daire verilecektir.
107 : Şehitler ve gaziler devlet ve topraklarımızda en çok hakları
olanlardır. Onlara karşı kadirşinaslık ve vefa göstermek adam gibi insan olmak demektir.
108 : Anayasanın temel nitelikleri değiştirilemez. Etnik ve inanç
farklılıklarına dayalı bütünlüğümüzü zaafa uğratacak
şekilde hiçbir girişim kabul edilemez.
109 : 2 milyona yakın esnaf Bağ-Kur primlerini
ödeyememektedir. Bir ay ödeyemeyen esnaf sağlık
sisteminden yararlanamamaktadır. Eksik olan para icra yolu
ve faizle geri alındığına, aksi halde emekli olunmadığına
göre bu saçma uygulama niye? Engeli kaldıracağız.
110 : Son üç yılda toplumsal ve ekonomik bunalımlar
cezaevlerindeki tutuklu ve mahkum sayısını % 116
arttırmıştır. Bu sonuç ülkenin geldiği durumu en iyi
açıklayan bir göstergedir. Cezaevleri sanat okulları haline
getirilerek, mahkumların meslek kazanmaları ve topluma katılmaları sağlanacaktır.
111 : Rüşvet ve hırsızlıkta (dolandırıcılık) zaman aşımı
olmayacak. Vergi kaçırma, hırsızlık ve dolandırıcılık derecesinde bir suç kabul edilecektir.
112 : Politika, insanların yaşam mücadelelerini dünyada var
olabilmek için sürdürme sanatıdır. Sonuçta tüm mücadele
temelde nüfusunu besleyecek yeterli toprağa sahip olmak ve
elde etmek için yapılır. Mücadele budur. Halkın gücü silah
stoklarından çok daha üstündür. Halkın kararlılığı, azmi ve
inancının tam olduğu yerde hiç bir þey kaybedilmez.
Ülkemizin size ihtiyacı var, bize katılın
113 : Milletin yaşamındaki nihai başarı mücadeleden çıkar,
çünkü bu olmadan güç kazanılmaz. Hiç kimse, fazla bir
fedakarlık yapmadan parlak bir gelecek beklemesin.
Tarafsız gruplar her zaman kaybeder.
114 : Ulusal bağımsızlık ve ulusal onur her şeydir, hak ve eşitlik
demektir. şeref ve onurun savunamadığı hatları hiçbir güç savunamaz.
115 : Hak ve eşitlik demek fırtına kuşları demektir. En ağır rüzgarlarda bile, rüzgara karşı uçacağız.
116 : Devletler de efeler gibidir. Efe gibi duramazsa, efeliği beş para etmez. Devlet halkının, insanının gurur ve haysiyetinin
siyasi yapısıdır. Cihan kavgasıdır ve mutlaka kazanmalıdır
117 : Bizim hayat felsefemizde kadın ve erkek diye ne cinsiyet, ne
de hak ayrımı yoktur. Parti sadece insan merkezli
değerlere sahiptir. Ne ayrım, ne kota, ne de başka bir özellik
asla söz konusu değildir. Cinsiyet, ekonomik düzey, sosyal seviye, meslek v.s insan tanımlamasının önüne geçemez.
118 : Sakın oylar bölünmesin lafı siyasi rakiplerinden korkan
ve onları durdurmaya çalışanların sarıldığı bir sözdür ve yosun bağlamıştır. Aldanmayın
119 : Türk Milleti, bize dört yıllık bir süre ver, sonra da bizi
değerlendir ve yargıla. Biz senden başkası değiliz
121 : Şikayetimiz var, davacıyız. Uyutmaya, avutmaya, soymaya son vermeye geliyoruz.
122 : Safları sıklaştırın. Bu girdaptan ancak böyle çıkabiliriz.
Kartalın pençesi halkın güvencesi olacaktır.
123 : Kaybetmek ve kazanmak komşudur. Kazanacağız.
124 : Artık sızlanmayı, şikayet etmeyi, ağlamayı ve kafayı kuma
sokmayı bırakın. Asıl mücadele şimdi başlıyor.
Çocuklarımız için yurtseverler görev başına!
125 : Biz söylemleri alışılmışın dışında bir partiyiz. Sözümüz söz ve namusumuzdur.
''MiLLETLERiN iÇiNDEKi GELiŞMELER ,ÇATIŞMALAR ,KAVGALAR
MiLLETi BÖLECEK HALE GELDiMi,
iKTiDAR BUNLARIN SOSYAL VE RUHi YAPISINI DOĞRU DEĞERLENMELiDiR.
BU YETENEĞi YOKSA YADA KAYBEDERSE ,
iKTiDARIN VARLIĞI ŞÜPHE GÖTÜRÜR.
BU TAKTiRDE iKTiDAR, MiLLETiN HAK VE MENFAATLERiNi DEĞiL,
KENDi iÇGÜDÜLERiNiN ESiRi OLUR .
O ZAMAN DA SAĞDUYU DEĞiL
HiDDETLER VE iHTiRASLARHAKiM OLUR,
iŞ BURAYA VARINCA ,
MEŞRULUK KAYBOLUR.
HALKIN BU DÜZEN VE KiRLENMiŞ SiYASETTEN UMUDU KALMAMIŞTIR,
HÜR iNSANLAR UYANINIZ..
KiŞiNiN KENDiNi KANITLAMA VE BAŞKALARINA -
iSPAT ETME KAYGISINDAN KURTULMASININ TEK YOLU,
CESARET VE ÖZGÜVENDiR.
TAM VAKTiDiR TÜRKiYE
SiYASET BiR GÜÇLER MÜCADELESiDiR.
SiYASETE GENiŞ KATILIM PEK ÇOK SORUNU ÇÖZECEKTiR,
BU DEMOKRASi DEMEKTiR ,HERŞEYiN ALIN YAZISI ÜLKENiNDE ALIN YAZISIDIR.
HALKÇIYIZ ,MiLLiYETÇiYiZ ,SOSYAL ADALETÇiYiZ
OSMAN PAMUKOĞLU
HAK VE EŞiTLiK PARTiSi
GENEL BAŞKANI
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
Feryadı bırak kendine gel,
çünkü zaman dar...Uğraş ki,
telafi edilecek bunca zarar var.