insanı siber alem edebiyatçısı yapmaya iter. sonra o üzülen garibanlar gelip bizi üzerler.
ama aşk acısı çekerken oraya buraya iteleme ve özgün vecizeler yazmak da ayrı bir keyif veriyor, yalan değil. "belki okur da insafa gelir istediğimi verir amınam" falan gibi çocukça fikirler gelir insanın aklına. köküne kirpit suyu beyaaa gerek yok böyle şeylere.*
bir diğer boyutu da, çoğu konuda haklı olduğunu söyleseler bile, üzülen taraf olmaktan vazgeçememek durumudur. genellikle ,insanları kıracağım diye ince eleyip sık dokuyan, duygusal insanlar yaşar bu durumu. çoğunlukla kadınlar olabilir bu. ponçik kalpleri falan. swh. hemen denir mesela, şımartılarak büyütülmek. değil bu aslında. hata yaptığını düşünerek üzülen, herhangi bir davranışını umursayan insanlar, iyi insanlardır. böyleleri hep olsun. ama bu durumu da fazla abartmamak lazım. yani teselli edersin, sen hatalı değilsin, suçlu değilsin, kesinlikle üzülme diye, yok inat eder, illa kendinde bir şey arar. teselli edeni de, çileden çıkartabilir.