avrupa sinemasinin kirdigi klişe. takip edeniniz varsa eger avrupa sinemasi bu yuzden kotudur zaten. filmi sik gibi bitirir. siz bisiyler olacak derken kotu adam ortaligin anasini beller ve bambaska bi hayata baslayip her seyi arkasinda birakir. izleyici bunla tatmin olmaz. ben tecavuzcunun adaletten kacip hunharca kahkaha attigini zaten reelde de goruyorum. film de olsa birileri goblumuzu rahatlatmali amk.
Zeigarnik etkisi nedeniyle hemen tüm filmler de görülen klasik sondur, ve filmlerde yada gerçek hayatta aslında tüm insanlar, büyük acılar yaşasalar bile nihayetinde hep bir mutlu son beklentisi taşırlar.
Hep iyilerin kazanması Doğru olmayan görüştür. Ama bu demek değil ki iyiler asla kazanmaz. iyiler de kazanır. Ancak kötülerin, içsel vicdani sorgulamadan yoksun olmaları ve hedeflerine ulaşabilmeleri için önlerine çıkan engelleri her ne pahasına olursa olsun aşma isteği ki, genelde bu istek ve tüm bedenini ele geçirmiş bencil hırs, ardında bir sürü mağdur insan bırakırarak yoluna devam eder. Onlar herşey'i madde olarak algılar. hayatlarında duygusallığa ve vicdana yer yoktur. O yüzden hedeflerine iyi bir insana kıyasla daha hızlı ulaşırlar.
iyi olan veya iyi olmaya çalışan insan ise kendi benliğinde vicdani ve duygusal kavramlar ile kuşatılmıştır. Hedefleri doğrultusunda bir karar almadan önce karşısındaki insanın duygularını ve mağduriyetini ön plana alırlar. Çünkü bir insanın mağdur olmaması için tüm hedeflerinden feragat edebilecek kadar vicdan ve duygu yüklüdürler. Kendilerini başka insanlara ve çevreye karşı sorumlu hissederler.