aşk umuttan beslenir olsa da bazen umutla beklenen gelmez olur. bir düş daha kırılır;
gelmediniz, ben hep sizi bekledim
eksilen yanlarımla
sizden saklı eskidim
her şeyden önce aşk verilmiş bir sözdü benim için
gün, ay, saat, hafta; takvimişi zaman yani
aldıkça dönemeçleri değişmedi hiçbir şey
yalnızca ufuklar yeniledim
kaç aşktan oluşmuş bir şeydi aşk
her sevgiliyle biraz daha biraz daha
sizden saklı eskidim
--spoiler--
ben seni seviyorum, bunda bir kasıt yok
acınası tesadüflerle ayrılıyorsun moleküllerden,
hüzün hastası bir hayvansın sen
şiddetli baş ağrılarıyla çalkalanan
çok kurak iklimlerde, büyük sinir krizlerinde
ağır işkence görmüş şehirlerde
saadetin zarif, adaletin ince.
bir miktar alkol ve ürperti alıyorsun
kelimelerin karardığı peşin hükümlerde.
şahsi sevişiyorsun bütün bitki örtüsüyle.
gözlerin ucuz, tutkun ucuz, direncin ucuz
tehlikeli bir yalan gibi duruyorsun
ruh yoksulluğunun harikulade iskeleti üzerinde.
tutulamayacak yeminsin yemin ederim.
her insana gerçek aşkı özletecek bir külfetin var
ve
alelacele asılmış bir çocuk militan
gibi şaşkın ama onurlu bakıyorsun
yükseldiğin gökyüzüne.
ben seni ayakta alkışlıyorum
hep ayakta alkışlıyorum seni ben
yollarda yürürken alkışlıyorum
ağlarken alkışlıyorum
sinemalarda, üçüncü sınıf oyuncularda alkışlıyorum
afrika'nın içlerine doğru alkışlıyorum
vuruşurken alkışlıyorum seni ben
evet, hüzün hastası bir hayvansın
acınası tesadüflerle ayrılıyorsun
kainatı gösterdiğin sahte hüviyetinden
o nasıl bir hale
bana cimri, başkalarına bonkör bedeninde;
bir acı votka tadı yakalıyorum dilenen bakışlarında
'suçsuzum' diyorsun.. 'tarzım bu' diyorsun
aç bir kurt gibi iniyor gökyüzüne hüzün
kirpikler alnına deyiyor
ben de deyiyorum alnına cevapsız sorularımla
uykum geldi diyorum
seni sevmekten uykum geldi
jilete abanıyorum
korkuya abanıyorum
tek arkadaşım yok öbür tarafta çünkü!
çek perdeleri, kapat ışıkları
bu telaşlı yokoluşun fosforu aydınlatır bizi
uykum geldi diyorum
tutulamayacak yeminsin, yemin ederim
heryeri keserim, herkesi, herşeyi keserim
bıçağı taşıyan elde kader çizgim de gizli!
bitiyor
sancıda safları sıklaştıran o garip naz bitiyor
bir kez olsun samimi bak
bak! gecenin eteklerine eşkıya ayrılıklar siniyor!
acınası tesadüflerle ayrılıyorsun molekülden
ateşler içinde bırakıyorsun sana biriktirdiğim suyu
oysa hiç şansım kalmadı
yeniden doğmak için, bana ait olduğunu belirten külden,
al bu külü de götür
al bu külü de götür, diğer hayatlara üfle
muzaffer bir hain gibi ayrıl
tertemiz hayal hikayemden.
k.i
bir nedeni yok yalnızca öptüm kitabından..
--spoiler--
bir gün gelmeyeceğine tam inandığım anda ellerini avuçlarında bulduğun kişi olmasını umduğundur. belkide bulmuşundur.. sadece hala bekleyip beklemediğini bilmediğin için gitmesinden korkuyorsundur..
rüyalarda, geçmişin tozuyla biraz olsun kapanmış anılarda yüzünü gösteren ve uzak bir şehirde hayatına devam etmeyi seçse de, düşünceleri terketmeyen sevilendir. artık sevmekte midir? orası bilinmez ancak seven kalpte yaşamaya devam etmektedir.
gelemeyecek olandır belkide,
gözünde son hali, kulaklarında son söyledikleriyle her akşam gökyüzüne bakarak uyursun,
birgün biryerlerde tekrar görmeyi beklemek tek umut olur artık.
rüyalarda bile kaçandır. açılan kapıları bir hamlede kapatan, yollar açıkken engel koyan, yanınıza gelse de, ustalıkla, görünmez bir duvar örecek olandır. sizi; hep bekleyen, omuzları çökmüş aciz bir zavallı haline getirerek, koskoca bir hiç yerine koyandır. sonunda silkelenir, doğrulursunuz. o gelecek olsa da iş işten geçmiştir. sizin elinizde, öreceğiniz duvarın ilk tuğlası vardır artık.