mfö'nün 1986 tarihli vak the rock albümünün a2 şarkısı. mfö konserlerinde kapanış genelde bununla yapılır. bunda en etkili unsur şarkının doğaçlama enstruman performansına imkan sunan blues'a yakın müzikal yapısıdır. önce mazhar müzisyeni anons eder akabinden o müzisyen partisyonunu çalar. akabinde son kıta da söylenerek şarkı da konser de bitirilir.
şarkının sözleri de oldukça anlamlıdır ve mazhar kokar..
biz güzeli seviyoruz / alev alev yanıyoruz
uçuyoruz konuyoruz / hep aynı
geziyoruz görüyoruz / okuyoruz duyuyoruz
yazıyoruz çiziyoruz / hep aynı
hop usta aman / oynama değişmez
taka tuka / konuşma değişmez
beraberken ayrıyız / ayrılınca bağlıyız
ölü müyüz sağ mıyız / hep aynı
bu iş bizi bağlamaz / ayrı gayrı olmamız
hiç bir fayda sağlamaz
neden kıyıda köşede kaldığını bir türlü anlayamadığım güzelim mor ve ötesi eseridir.
gül kendine albümünün 11 şarkısı da birbirinden ayrılamayacak kadar özeldir, güzeldir.
"ne haldeyim, hayal miyim? aslında kimseye zararım yok..."
mfö konserlerinin vazgeçilmez şarkısıdır. özkan baba doğaçlama ses şovuyla insanı gerçekten etkiler, queen'vari bir çalışma ile seyirciye ses verilir seyirciden aynı sesi çıkarmasını isterler. fuat baba not verir, çift ses yapan 10 üstünden tam puanı alır.
en güzel "hep aynı" performansı 1988 rumeli hisarı konserinden.
üzülmek hep aynı, hep aynı hayat içerisinde en sıcak zamanlarda bile üşümek... güne başlarken bi umutla uyanıp gün içinde sürekli yıkmak için uğraşmaları bunu...gözünü kapatmak bütün gerçeklere ve açmak karanlığa aydınlık orda öylece dururken adeta... göz yaşlarının acıtması canını, dökülmesi gözlerinden amansızca... beklemek her zaman, beklemek belkide asla ve asla olmıycak olanı amansızca... daha iyisi için uğraşmak ve belkide hayat içinde ayakta kalanlar da olsa hep aynı yok olmak.