kırmızı kan hücrelerinde bulunan oksijen taşıma görevi yapan moleküllerdir.oksijenin kanda taşınmasını sağlarlar.4 alt birim içerirler. bunların 2 si alfa altbirimleri diğer 2 si de beta alt birimleridir.her bir alt grup bir polipeptid olan globin ve oksijen ile birleştiğinde moleküle oksijen taşıma yeteneğini verir.
hem ve globin diye iki kısımdan oluşmaktadır. yapısındaki demir atomuyla rahatlıkla oksijen ve karbondioksit ile ayrılıp bağlanma yeteneğindedir. fakat yapıya karbonmonoksit bağlanırsa ayrılmaz, bu yüzden tekrar yapısına oksijen bağlanamadığından her lodosta ortaya çıkan soba zehirlenmeleri meydana gelir.
yüksek kesimlerde oksijen fazla olduğu için, sayısı fazla miktarda artan ve bu kesimlerde yaşayan bireylerin kırmızı kırmızı yanaklara sahip olmasını sağlayan, kanda oksijeni taşıyan molekül.
nefes alma aracılığıyla organizmanın hücreleri arasında oksijen ve karbon gazını iletmeyi sağlayan, bileşiminde demir, azot, oksijen, hidrojen, kömür ve kükürt bulunan alyuvarların en önemli maddesidir.
türevleri vardır..misal fetal hemoglobin , daha çok oksijen bağlama kapasitesine sahiptir..şekerlenmiş hemoglobin uzun süreli yüksek kan şekerinde hemoglobinin şekerlenmesini gösterir , diabetus mellitus tanısında mühim rol oynar..
onun dışında sentezi de meşakaatlidir..bi mitokondride bi sitoplazmada gerçekleşir..sonra dön babam gene mitokondriye..
Kırmızı kan hücrelerinde (alyuvarlarda) bulunan, kanın oksijen ve karbondioksit taşıma işini yapmasında görevli, demir ihtiva eden solunum pigmenti. Alyuvarlara kırmızı rengini, sağlıklı kişilerin cildine pembe görünüşü veren bu maddedir.
Hemoglobinin oksijen ve karbondioksit gazlarını taşıma görevi, organ ve dokuların normal görevlerini yapabilmeleri için hayati öneme sahiptir.
fetal hemoglobin anne karnındayken kanda dolaşır.oksijen tutma satürasyonları klasik hemoglobine göre daha fazladır. hmg üretiminde yaşana bazı bozukluklar dolayısıyla hbs şeklinde oluşan 'orak gücre anemisi' :dünyada birinci sıklıkla gözlenen ve ilk belirlenen anormal hemoglobin varyantı olup klinik açıdan oldukça önemlidir. Karakteristik bir coğrafi dağılım gösteren varyant en sık Afrikada ve bu kıtadan göç eden siyahların yaşadığı ülkelerde, daha az sıklıkla Akdeniz Ülkeleri, Suudi Arabistan ve Hindistanın bazı bölgelerinde gözlenir.
Orak hücre anemisine neden olan Hemoglobin S (HbS) molekülü beta globin zincirindeki bir aminoasit değişimi sonucu meydana gelmektedir. Bu da beta globin geninin 6. kodonundaki A®T dönüşümü ile glutamik asit yerine valin (GAG®GTG) geçmektedir. Bu aminoasit değişikliği ile oluşan Hemoglobin S (HbS)in deoksijene durumda çözünürlüğü azalarak eritrositler içinde çökelmesi sonucu oraklaşma meydana gelmektedir. Bu mutsyonun homozigot olduğu bireylerde orak hücre hastalığı (HbSS) ortaya çıkar. Bulgular yaşamın altıncı ayından sonra ortaya çıkmaktadır. Hastalarda orta derecede normositik, normokromik anemi vardır. Ortalama Hb konsantrasyonu 7.5g/dl olup, kan yaymalarında değişik sayıda orak formlar, ovalositler ve çok sayıda hedef hücre gözlenir.Bu hastalığı taşıyanlar asemptomatik olup A®T mutasyonu için heterozigot (HbAS) olarak bilinmektedir. Taşıyıcılar hemoglobin elektroforezi ile kolayca teşhis edilmektedir. Orak hücre taşıyıcılığında HbA ve HbS birlikte bulunur. Ancak HbA oranı her zaman HbS den fazladır. Taşıyıcılarda klinik veya hemotolojik herhangi bir bulgu yoktur. Bu hastalık resesif olarak seyretmekte olup, 11 nolu kromozomun kısa kolu üzerinde yer alan beta (b) globin gen mutasyonları sonucu meydana gelmektedir.
hemoglobin, kanda solunum organından dokulara oksijen, dokulardan solunum organına ise karbondioksit ve proton taşıyan protein. eritrositlerin içerisinde bulunur. oksijeni +2 değerlikli demir içeren hem molekülleri ile bağlar. başlıca sentez yeri eritrosit üretimi sırasında kemik iliğidir. yaş, cinsiyet ve türe göre küçük farklılıklarla da olsa kanda belli bir değerin altında bulunmasına anemi, yüksek miktarda bulunmasına ise polisitemi denir. hemoglobinin prostetik grubu hem, proteiniyse globulindir.