yaptigim seydir! zordur ama imkansiz degildir. hic zamanin olmaz, derste uykun gelir, falan filan. ama hic kimsenin eline bakmamanin keyfini ancak yasayan bilir!
ev kiranı kendin, okul harcını kendin verirsin. markete girince sigaranı gönül rahatlığıyla alırsın. kimseye yük oldum diye düşünmezsin, övgüvenin gelişir. işte böyle bişeydir hem çalışıp hem okumak. zor ama güzeldir.
4 yıllık okulu 7 yılda bitirmekle neticelenecek okumadır. çalışma kısmı ise her zaman ağır basmıştır. onun için burdan gençlere tavsiyem: ikisi bir arada olmaz.
gönül rahatlıdır, kendi kazandığın parcayı harcamanın huzur vardır içinde. ota boka para harcarken babanın bu parayı ne zahmetlerle kazandığını düşünüp vicdan azabı çekmezsin. paran bereketli olur, hesabını bilirsin, hesap kitap yapar öyle harcarsın.
bunu becerebilen insanların okul bitene kadar başarılı olamadıkları tek konu aşk hayatıdır. tek gerçekleri okul bitene kadar ev, iş, okul üçgeninde yaşamaya çalışmaktır. *
kolay değildir ikisini bir arada yürütmek gerçekten. özellikle bunu başaranı kutlamak gerek. elbette hem okuyup hem çalışmak başlı başına örnek bir davranıştır. bu iki iştende layıkıyla sıyrılana ne mutlu.
okuduğum fakülte de devam zorunluluğu olmaması sebebiyle * bir çok arkadaşım var part-time çalışan.. hatta kimisi full; asmış dersleri. şimdi türkiye'nin satış hasılatı konusunda oldukça büyük paya sahip mağazalarından birinde müdürlüğe kadar yükseldi. 8-9. senesi okulda. girmiş bir kere bir işe; beğenmiş, çalışırken hoşnut, okul arka plan olmuş onun için. ama bir insan bir işi severek yapıyorsa başarılı olmaması çok zor.
güzeldir yeni bir işe başlamak, yeni insanlar tanımak; hem çalışıp hem okumak...
koç üniversitesi'nde okuyan arkadaşlara tavsiye etmem devam zorunluluğu olması ve derslerin ağırlının yanında bir de bu eklenince (bkz: adamın götünden kan alırlar kamil kan).
ilkokul yıllarından üniversite bitene kadar içinde bulunduğum durum.öyleki kariyer hayatımı bile yazdım.
ilkokul-pazarda su sattım.
ortaokul-kısa bir süre matba elemanı
-cumartesi günleri bir mağazada tezgahtarlık
-konfeksiyonda ortacılık (getir götür işi)
lise -oturduğum apartmanın kapıcılığını yaptım (haftada 2 kez apartmanın merdivenlerini silip,girişini yıkıyordum)
lise bittikten sonra üniversiteyi kazanana kadar bir şirkette ön muhasebecilik/sekreterlik.
beni büyüten mesleklerim bunlar.şimdi işimi kaybetsem gider her işi yaparım.evimin sorumluluklarını yerine getirmeye devam ederim.hiç gocunmam.çalışmak güzel şey.
tavsiyem çocuklarınıza mücadeleci bir ruhun getirilerini öğretin ama çocukluğunu elinden almadan.
okulun bir türlü bitmemesine neden olan hadisedir. yaş ilerler ama okul olduğu yerde sayar. bir de gıcık ve kompleksli hocalarımız varsa o dersler hiç geçilmez. parasız okunmaz ama okulsuz para kazanmaya çalışırken de eğitim ekonominin gerisinde kalır.
Zorlu bir hayattır.
Ama beceri ister kanımca, çünkü Okul okuyup dersaneye gidip hayattan bağını koparanlar, hayatları baba parasından ibaret olanların birçoğu Üniversiteyi kazanamazken bu arkadaşlar hem hayatı öğrenip hem iyi yerlere gelebiliyorlar.
Bu arkadaşlar hallerine şükreden ve her daim hayat mücadelesi veren arkadaşlar.
herkes başka şey demiş. bende başka bir konudan bahsedeyim bari.
herkes ailesinden gelecek parayı beklerken, sen adam gibi çalışıp kazandığın parayı, aslanlar gibi yersin. o senin parandır, kıymetini bilirsin. o parayı kazanmak için çektiğin zorluklarıda bilirsin. elinde kolay kolay darda kalmaz. hatta yakın zamanda senden borç isteyenlerde çıkacaktır. mümkünse en geç ayın 7 'sini beklersin o parayı alabilmek için.
kolay değildir hem okuyup hem çalışmak. bazen uykunun çalınmasına, bazen vaktinin çalınmasına neden olur. arkadaşların gibi, gezip eğlenemezsin her zamanda.
birden fazla ödev veren hocalar vardır, onları yetiştirmekte zorluk çekersin, özellikle vize ve final günlerine dikkat etmek gerekir.
yorgunluktur, dersleri anlamamaktır, derste uyumaktır.
ikinci öğretime geçmiş çoğu öğrencinin hedefi budur. her dönem para verecem devlet babaya ama en azından gündüz çalışır, akşam okula gider, gece uyurum der. ancak devlet başkanları başta olmak üzere çoğu kişi ikinci öğretim okuyanları zengin züppesi sanar.