utanıyorum, böyle yüz kızartıcı bir duruma şahit olduğum için, utanıyorum şahit olduklarımı burada yazmak zorunda kaldığım için ama bu omuzlarıma yüklenen bir insanlık ödevidir, yazmalıyım.
bir cumartesi günüydü, kaan beni evden almış, önce bir şeyler yemiş ardından sahile inmiştik. haldun taner'in yanından geçerken yine, pers ordusunu dar bir geçitte sıkıştıran 300 kahraman sıpartalı gibi kesmişlerdi yolumuzu çiçek satan çingene kadınlar ve biliyorduk ki milyonluk pers ordusu dayanamamıştı böyle bir güç karşısında mukavemet göstermek anlamsızdı, kaderimize boyun eğip cips poşetine sarılmış solmuş güllerden bir demet aldık.
deniz kenarında bir banka oturmuş camilerle kirlenen istanbul siluetine rağmen romantik cümleler kuruyorduk.
derken ileriden iki tane yirmili yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim ve yüzünü gözünü türbanla kapatan genç kızın gelmekte olduğunu gördüm lakin bu duruma çokta şaşırmamıştım çünkü son zamanlarda tüm şehir bir türbanlı istilasına uğramıştı, bir nevi "the walking türbanlı".
türbanlılarla tartışmak ve güzel sentimizi terketmelerini istemekten bıkmıştım artık ve her şeyi akışına bırakmıştım.
türbanlı iki kız sahil boyu biraz yürüdükten sonra gelip yanımızdaki banka oturmuşlardı, ben ise onları yok sayarak önüme dönmüş kaan'la konuşmaya devam ediyordum, bu esnada türbanlıların konuşmalarına kulak misafiri olmuştum ve duyduklarım karşısında şoke olmuştum.
türbanlı1: ayy valla çok heyecanlıyım hiranur, darısı senin başına, dün de bera... türbanlı2: ruveyda abla cidden çok sevindim bende, ee ne diyordun? türbanlı1: dün de beraber mobilya baktık, görecektin yataş'ta çok güzel bir yatak odası takımı vardı ama biraz pahalı kız. türbanlı2: düğün ne zamandı ya? türbanlı1: nasip olursa nisan ayında, ayyy iple çekiyorum artık günleri..
ben duyduklarım karşısında şoke olmuş yerin dibine batmıştım, hayatımda böyle bir rezillik böyle bir ahlaksızlık duymamıştım, kendimi bir an için boğanın orada çıplak galatasaray bayrağı satıyormuş gibi hissettim.
bu toplum nasıl bu kadar ahlaksız olmuştu, ne zaman böyle dejenere olmuştuk?
bir kız arkadaşına hiç utanmadan "düğün tarihimi iple çekiyorum" diyebiliyordu.
peki bu kız neden düğün tarihini böyle iple çekiyordu, ev kadını olmak için mi? çocuk bakmak için mi? kocasına hizmet edip yemek yapmak için mi?
tabiki hiç biri, tek nedeni cinsel birliktelikti!
ben yerin dibine batmıştım, yanaklarım kıpkırmızı olmuştu. bir insan nasıl böyle bir seks tutkusuna kapılırdı ya, bu ne ahlaksızlıktı, şimdiden 5-6 ay sonra yaşayacağı bir orgazmın hayalini kuruyordu kız ağzı sulanarak, bu ne şehvettir, bu ne dinmek bilmez bir orgazm tutkusu, bu nasıl dizginlenemez bir seks isteği?
cinsellik her insanın doğal ihtiyaçlarından biridir ve insanlar bunu da doğal bir ihtiyaç gibi hayatın akışı içerisinde gerçekleştirirler.
ama bu kızın hiç mi erkek arkadaşı olmamıştı, hiç mi biri bununla yatmak istememişti?
bu nasıl bir cinsel açlık ki böyle uluorta, aylar sonra gerçekleşecek bir orgazmın hayalini kurduruyordu?
hayatımda hiç bu kadar utandığımı hatırlamıyordum, inşallah konuşulanları duymamıştır diye içimden dua ederek kaan'ın yanağına bir buse kondurdum ve;
kaanın ,'' cinsellik her insanın doğal ihtiyaçlarından biridir ve insanlar bunu da doğal bir ihtiyaç gibi hayatın akışı içerisinde gerçekleştirirler''diyen kız arkadaşı daha ahlaksızdır.
Eğer PROVOKASYON yapılacaksa da bununda akıllıca söylemleri olmalıdır diye düşünmeme yol açan başlıkımsı zırva cümle.
Nerden bitti bu insanlar? nerden ortaya çıktı? hangi topraklarda yaşıyorlar? hangi insanların torunları? türk mü bunlar? camilerin istanbul silüetiyle özdeşleşmesi karşısında batılılar bile alışmışken nasıl bu kadar içinde yaşadığı toprakların insanlarının sahip olduğu kültüre alenen sövecek hadsizliğe düşebiliyorlar? Kim bunlar? insanların düşüncelerinin içini okuyor, olmadık yerlerden olmadık sonuçlara ulaşmaya çalışıyorlar? Türbanlı türbansız ayrımını asıl tetiklemeye çalışanlar mı bunlar?
insanları sınıflayacaksak illaki akıl sahipleri ve akılsızlar olarak sınıflamak daha mantıklı ve insanların akılsızları Üretmek yerine sevmediği şeylere hakaret için fırsat ararlar ve bunu Pis bir PROVOKASYON kokusundanda arındıramazlar.
istanbul'un güzelliğine güzellik katan camilerdir. yazarın görmüş olduğu yurdum insanı öyküleri ne kadar samimi.hayır kız evleniyor. nikahlı kocası olucak. ister bekler. ister iple çeker. nikahsız yaşıyan çiftlerin ahlaksızlıklarını yargılamak gerekiyor. o zaman en başta ! türban takan insanın evlenmeye,sevmeye hakkı yok mu? nefes almasınlar o zaman. bu ne saçma bir zihniyettir. inançlı insanlara saldıralımda nasıl saldırırsak saldırım zihniyetine son verilsin artık...
türban takması evlilik hayali kurmasına engelmi mına koyim.yoksa yağtığı günah mı yok yok günah. seni gidi seni sen nasıl evlilik hayali kurarsın gidip parklarda elin çocuklarıyla pardon pardon sevgiliyle yiyişmek varken hergün biryle beraber olmak varken gününü gün edip yaşamak varken birisine bağlanıp onunla yuva kurup çocuk doğurup onu eğitip topluma yararlı bir ferd olarak yetiştirmek kadar salaklık mı olur.kafan çalışmıyormuş senin kızım bak eleştiriyi aldın yoksa seni eleştiren mi akılsız bilemedim ben.
taktığı türban başkalarını, insanı insan gibi değerlendirebilmenin de ötesine geçirmiş, insanlığın da ötesine geçirmiş, ahlaksızca kendisine hakaret edilen kimsedir.
bir kız türban takıyor diye başka bir yaratık olmuyor. o da hepimiz gibi kalbi atan, damarlarında kan dolaşan, ribozomlu, lizozomlu hücreler taşıyan, doğal olarak bir insanın sahip olabileceği bütün duyguları da hissedebilen, et, kemik ve organları ile senden benden farklı olmayan bir insan. tek farkı inancı, buna göre giyinmesi ise sadece buna saygı duyulmasını istiyor. kendisini kullanarak popülaritesini arttırma düşüncesinde olan karaktersiz bünyenin aksine istediği sadece biraz saygı.
ve işin en acı yanı kendisini tanımayan bir bünye tarafından hayalleri karaktersizce değerlendirilmiş kimsedir aynı zamanda. bir insanın ne kadar karaktersiz olabileceğini kanıtlamıştır herkese. insan sadece cinsel birliktelik için evlenmez. hayalinde sevdiği insanla birlikte yaşama isteği, çocuk sahibi olma isteği vardır. bunu da herkes anlayamaz sanırım.
tek gecelik ilişkisini yada bekaretini kaybetmesini arkadaşına şehvetle anlatan laik kızdan yeğdir. Cinsellik herkes için ihtiyaçtır. Bunu meşru yolla yaşamak istemek ne zamandan beri ahlaksızlık oldu bu ülkede. Ayrıca evlilik yalnızca sex midir ki evleneceğim günü iple çekiyorum lafının şehvetle söylendiği anlaşılmıştır. Libidosu aşmışken duyduğu her lafı ... dan anlayan zihniyetin kokuşmuşluğunun göstergesi olarak girilmiş entrydir.
