sabah uyanmışım. şöyle poğaçamı alayım, gazetemi okuyayım(taraf) diye sokağın yolunu tuttum. o da nesi? kemalist karşı komşu beni yakaladı. evin kapısı aralanırken arka duvarlara çerçevelenmiş atatürk resimleri gözümü alıyordu..
ulan diyorum; hep beni mi bulur bunlar? yahu milllet beni elimde sözcü gazetesi ile görürlerse? yok bu rezilliğin haddi hesabı yok. anti-milliyetçi anti-kemalist imajım elden gidecek. ne yapalım girdik bakkala:
david: merhaba şu iki gazeteyi aldım. bakkal: hmmm hem taraf hem sözcü!? o da güzelmiş. david: yok birisini başkasına alıyorum. bakkal: hep öyle derler. nasıl okuyorsun o iğrenç gazeteyi? david: maalesef komşu sözcü istedi. bakkal: yok ben taraf gazetesi diyorum * david: ne alakası var yahu? bakkal: ülkeyi bölmek istiyor onlar. vatan gidiyor elden. david: sus sikerim kaynananı...
sabah poğaça yeme keyfim kaçmıştı. komşuya gazetesini verdim, gülümsedim falan. ama bundan sonra ilk işim bir tilki gibi sessizce evden çıkmak olacak.