rte'nin değişmeden önce (!) uydurduğu "hem laik hem müslüman olunmaz" yalanını boşa çıkaran düşüncedir. öyle ki, insanlar başkasının ne olduğu veya olabileceği konusunda konuşmaz ise kaşıntıları tutar. o kişinin ne olduğunu, şahsın kendisinden iyi bilirler. bir çelişki değil, pekala gerçek olabilen düşüncedir "hem laikliği savunurum hem de müslümanım" demek.
meali "dinimi yasiyorum ama devlet yonetimine dinimin yontemlerini bulastirmiyorum" olan onermedir. mesela:
namaz kilarim ama meclis yasa cikartmadan once din adamina danisilmasi gibi bir olaya asla izin vermem.
veya:
oruc tutarim ama 'bize oy vermeyen patates dinindendir' gibi afaroz mekanizmasi uygulayanlari yerin dibine gecirmek icin elimden geleni yaparim.
kisacasi osmanli'daki dinin idari yapi uzerindeki etkisi veya orta cag'daki kilisenin etkisini kabullenemem (cunku aksi takdirde benim dinime mensub olmayan insanlarin ozgurlugunu kisitlamis olurum); ama dinimin gerekliliklerini yerine getiririm.
tamam hak ettim ama bu kadarını da değil mealinde ve son derece manasız bir ifade. anlatılması istenen şey tersten okunursa belki biraz ifade gücü kazanabilir de o da o kadar işte.
çelişkendir..
kur'an da ''allahın indirdiğiyle yönetmeyen kafirdir'' benzeri ayetler vardır..
laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır,eğer ayırırsa kafir olur,ayırmazsa irticai faaliyet ve rejim düşmanı olur,yani aşağı türkürse sakal,yukarı tükürse bıyıktır..
edit : sanırım yanlış anlaşılmaya müsait bir enty olmuş,
''kur'an da ''allahın indirdiğiyle yönetmeyen kafirdir'' benzeri ayetler vardır..''
dediğim kısım ehl-i sünnet harici olan gruptur,ehli sünnet olmayan kesim bilindiği üzere,kur'an'ı döneme ve dönemin şartlarına göre değilde,salt olarak alır..
ayrıca bahsettiğim ayetler,günümüzde şeriatçılığın temeline alınıp ; ehl-i sünnet olmayan müslüman halkın rejim karşıtı hareketine sebep olur..
müslüman olmakla hak ettiğimi buldum, nasıl olsa cezamı çekeceğim, bu bana din işleriyle devlet işlerini karıştırmadığım için layıktır. manasızlığında..
gülüp geçilmesi gereken önemsiz bir söz.
ancak gönül isterki bu cümleyi kuranların at gözlüğünü çıkartıp yere çarpsak ve tartışmaya ondan sonra başlasak. laik kelimesinin ne anlama geldiğini tam anlamıyla bilmeden kendisinin veya başkasının dinini sorgulayan bir beynin cümlesidir bu. üstelik derlerki "dinciler geri kafalı, onların yüzünden ilerliyemiyoruz."
sen insanları katogarilere ayır, sınıf sınıf değer biç, birde utanmandan dini kavramlarını çarptırmaya yönelik cümleler kur sonra da "ilerliyemiyoruz." de. Geri kalmış önemsiz taktiklerle insanların inançlarına saygı duymayanlar yüzünden geri kaldık ve kalmaya mahkumuz.
eğer başlıktan kasıt, "hem müslümanım hemde laikliği savunuyorum" sa şayet, gayet doğru bir önermedir.islamiyetin temelleri bugünkü yobazların görüşlerinin aksine , inanç özgürlüğüne dayanır.
işte türkiye nin sacma gercelerinden biridir. böyle insan cok vadır hem atatürkçü hem sapına kadar laikligi atatürk ilkelerini savunur hem de müslümandır. nasıl oluyor bu! adam okumuyor ki kuranı okusa celiştigini anlayacak. atatürk inanıyormuydu hayır bunun cok acık oldugu bellidir arastıranlar bunu görecektir. bunun gibi daha bir sürü sacmalıklar zinciriyle dolu bu ülke...demek istedigim bence laikligi savunan atatürkçüyüm diyen bir insanın müslüman olması mantıklı degildir. ama burası türkiye!
Kuran diyor ki:
" Allah ın kanununda asla bir değişme bulamazsın, Allah ın kanununda kesinlikle bir sapma da bulamazsın." Kuran - Fatır/43.
Atatürk diyor ki:
Zaman süratle ilerliyor. Milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişmesini inkar etmek olur.." Atatürk
"Türk tarihinin en mutlu devresi hükümdarlarımızın halife olmadıkları zamandır. Bir Türk padişahı, hilafeti her nasılsa kendisine mal etmek için nüfuzunu, itibarını, servetini kullandı. Bu sırf bir tesadüf eseriydi. Peygamberimiz, ashabına dünya milletlerine islamiyet'i kabul ettirmelerini emretti, bu milletlerin hükûmetleri başına geçmelerini emretmedi. Peygamberimizin zihninden böyle bir fikir asla geçmemiştir. Hilafet demek, idare, hükûmet demektir. Hakikaten vazifesini yapmak, bütün Müslüman milletleri idare etmek isteyen bir halife buna nasıl muvaffak olur?!"
"Bütün islam milletleri üzerinde ulvî ve ruhanî vazifesini yapan yegâne halife fikri hakikatten değil, geleneksel din kitaplarından çıkmış bir fikirdir..."
Mustafa Kemal şükürler olsun ki müslümandır. O ulusu için tartışmasız allah yolundan kendini ayırmadı. Bu sebeple ki tarih onu yazdı.
neticede bir müslüman laik sisteme inanabilir ve hatta görüldüğü gibi onu kurabilir.
öncelikle laiklik bir yaşam tarzı- bilirsiniz ki dinler, yaşam tarzını belirleyen sistemlerdir- veyahut bir inanç sistematiği değildir.
laikliğin tanımını tekrarlayacak değilim. bir insanın deist, ateist olması, müslüman, yahudi olması.. laikliğe uymayacağı anlamına gelmez.
ammavelakin laikliğin kendisi bir sistematik, dogma ya da değişmeye açık olmayandan ziyade, hayatı yorumlayış tarzı olmadığından ötürü müslümanlık ile karşılaştırılması anlamsızdır.
kişiler değil, devletler laik olur. bu durum, devletin sosyal adaleti sağlaması ve sürekliliğini üzerinde dayandıracak ilkelerin dogmatik olmamasını sağlar. devlet zamanına göre marjinal kararlar da alabilir.
bu söylemi dile getirenlerin laiklik ile müslümanlığı birbirine düşman gösterecek şekilde kullandıkları bir gerçektir. işin felsefi özü, siyasal duruma uymamaktadır.
ben hem müslümanım, hem de devletin laikliğine sahip çıkan ve onu savunan biriyim. bu, benim hayata bakış açımın müslüman değil de laik olarak olduğunu göstermez.
