Laiklik, din ile devleti ayrı tutmanın adıdır. Dini, ibadethaneye ve eve hapsetmenin adı olarak da kaydedebiliriz laikliği. Bunun anlamı da şudur:
Din, insanların aralarındaki ilişkilere karışmasın, isteyen kalbiyle istediğine inansın ama dili ve organları ile bunu tatbik etmesin. Böyle bir şey islam için mümkün değildir. Zira islam, her şeyden önce bizim sokaklarımızı, iş yerlerimizi, evlerimizi Allahın rızasına göre tanzim etmek istemektedir. Bunun için laikliği islam açısından tarif ederken şöyle diyebiliriz: Laiklik, islam ile sokağı, evi, iş yerini, siyaseti ayrı tutmaktır. islam ise evi, iş yerini, sokağı ve her yeri Allahın rızasına göre tanzim etmenin adıdır. Açıkça görülür ki laiklik ile islam aynı yerde bulunamaz. Bir mümin bilerek laikliği savunamaz; bilmemenin kurbanı olarak dilinden böyle sözler çıkabilir. Allaha sığınmak ve ayak kaymasına karşı hassas olmak gerekmektedir. Bu tür tartışmalarla da insanların inatlaşmalarına sebep olma tehlikesini de göz ardı etmeyelim. Kaş yaparken göz çıkarma tehlikesine düşmeyelim.
Nureddin Yıldız aynen böyle söylemiş.Bana da çok mantıksız gelmiyor dedikleri.
büyük tezatlık içersindedir.
müslüman olduğu halde islam kurallarına göre değil, laik devlet kuralları ile yönetilmeyi arzular.
'islam hukuku nedir? ' dediğin anda yobaz damgası vurur. *
yanlış bir önermedir.nithekim laiklik kişilere isnat edilebilir bir olgu degildir.laik 'halktan yana olan ' demektir ve yunanca kökenli bir sözcüktür. dolayısıyla laiklik bir devlet politikasıdır.bireyler ancak laikçi olabilirler.
(bkz: anarşist yerine anarşik demek)
kavramlar karmaşası yaşanıyor;
müslüman ülke olmaz, şerri kurallara göre yönetilen ülke olabilir.müslümanlık şahsa özgüdür.
laik insan olmaz.laiklik, insanın sıfatıyla ilgili bir terim değildir. inanan ve inanmayan insan vardır. laiklik, bir devlet politikasıdır.
vatanına, millettine geçmişten gelen tüm kültürel ve dinsel ögelerle bağlı ve aynı zamanda düşünce olarak aklı selim, ileri görüşlü insan modeli. saygı duyulasıdır.
imkansız diye birşey yoktur.
sapla samanı ayırmayı bildikten sonra gayet olası bir gerçekliktir.
demokrasilerin gereği olan laik idarenin bir ferdi olarak, yürekten inandıklarını, sadece kendin için ve olabildiğince samimi yaşamanın sonucu olarak, demokratik bir hayat paylaşımı sonucu, insanları hür iradeleri ile peşine takmakta mümkündür. devletin ve erkin gereği olan ibadet yerine, demokrasinin ve vicdanın gereği olan ibadeti hedef göstermek, samimi insanın laik bir toplumda erdemi olarak belirir.
olmayan insandır. bir insan din ve devlet işlerini nasıl ayırır arkadaş biri anlatsın bir zahmet. bugün cuma namazı var len tapu dairesindeki işimizi pazartesiye aktaralım mı diyorlar laikler? laiklik ilkesinin devletin yönetiminde var olmasını istemek laiklik ilkesi savunuculuğudur sadece. insanı laik yapmaz. laik insan diye sıfat mı olur? hukuk devleti ilkesini savununca herkes hukuk insanı mı oluyor?
