bide süslenip gelince sen kimin için süslendin diyen var ki ben bazen görüp kopuyorum. kıskançlığın aptallığa sebebiyet verdiğini en net orada görüyorsun zaten.
hayır kadın onla buluşmak için süslenmiş adam ona atar yapıyor kim için süsleniyorsun diye.
aşkı maddiyata döken söz. daha doğrusu olmayan aşkın tarifi.
kardeşim sen türkiyede yaşıyorsun. evli kadınlara bile aç gözlerle bakan insanların ülkesi burası. bunun sebebi sensin, benim, o, bir başkası... kimse burda " bön yopmoyorom " diye ağzını gevşetipte siktirtmesin tahtasını. yapıyoruz efendim. yapıyoruz. erkek nasıl bırakır kadınını böyle bir ülkede yalnız başına? zaten umursamasan kadın "beni önemsemiyorsun." diye başlar tatavaya.
masraf tabii bunlar. sen kadınlara prim yapmak için; erkeklerin, karılarının umarsızca para harcayışına "enayi görüyor kendini" diyebilirsin ancak öyle değil bu işte. kadının fuzuli harcamalarından daha önemli şeyler de var. kira gibi, vergiler gibi, faturalar gibi, taksitler gibi... kadının isteği fazlaymışta, yok maaşı bile karşılamıyormuşta erkeğin. ulan gavat, erkeğin isteği yok mu? erkeğin hayalleri, idealleri yok mu? derler adama. herkesin istekleri ve alması gereken zerzevatlar vardır. bakımından, entelektüel metalarına kadar. ama olmuyor öyle işte. alamıyorsun. çünkü köpekler gibi bağlı olduğun bu sistem izin vermiyor sana.
işte tam olarak evlilik burada başlıyor; fedakarlık. sen eğer beklentilerini bu fedakarlık potasında eritemezsen, siktir git. bakım sadece milyarlık malzemelerle yapılmaz. bazen en naturel halinle çıktığın o banyodan, onlarca bakımlı folloştan daha güzel olabilirsin bir kadın olarak. ve sen eğer bunu becerebiliyorsan kadınsın benim gözümde. öyle milyar para verip sürdüğün şeylerle anca güzel ilan edebiliyorsan kendini amele sümüğünden ibaretsin.
velhasılı kelam, kadın bakımlı olabilir, erkek kıskanabilir. sende bu primcilikle kız düşürebilirsin buralardan. evet.
Türk erkeğinin maço tavırlarından kadınların kendini salması nedeniyle erkeğin yarattığı tezat durumdur.
Dışarı çıkarmaz, istediğini giydirmez. Çocuğu eline verir 'artık annesin ' diye büyük bir sorumluluk yükler.
Spora gitmene izin vermez, sahilde koşmaya müsaade etmez. En ben geniş adamım diyeni bile ancak beraber gider koşmaya, yürümeye. Yüzmeye gidiyorum dese aklına türlü şeyler gelir. Karışık olmayacak der sadece kadın olan havuza git diyeni çok. Kredi kartını vermemeye çalışır. Kendini enayi görmemek için her şeyi masraf sayar. Ulan parayla oluyor her şey.
Verdiğiniz ev harçlığı ile buzdolabı bile dolmaz. Sen şimdi ben bekarken gelsen buzdolabını 500 den aşağı dolduramazsın. Benim istediğim makyaj malzemeleri, bakım kremleri, serumlar, kombinlerim, kıyafetlerim senin maaşından fazla.
Sonra niye bakmıyorsun kendine. Cok baksam kime süsleniyorsun, bakmasan niye bakmadın. Ya ben bu kadınlara hak veriyorum. En bakanı bile bostancı da gezen ihtiyar teyzeye dönecek. 18 lik çıtır da koşmayacak sen hastanede oksijen almaya çalışırken. Şekilciler sizi.
Ne istediğini bilmeli insan. Imkanına bakmalı önce.