hem dünyada hem ahirette kazanç

entry1 galeri0
    1.
  1. "Ahiret kazancı isteyenin kazancını artırırız; dünya kazancını isteyene de ondan veririz; ama ahirette bir payı bulunmaz."(Şura 20)

    dünya hayatında, hayatlarını idame ettiren tüm canlılar "aç kalmaya" elverişli yaratılmıştır, tüm varlıkların rızkını ve yiyeceğini Rab olan allah temin eder. Her canlının bir şekilde rızık için mücadele etmesi gerekir. tüm bu faaliyet içinde doğumdan ölümüne kadar rızıklandırılır, rızıklandırılan tüm varlıklar rabbin takdir ettiği doğrultuda ilerler, kullar dünya hayatlarında kendilerine verilen tüm rızıklardan faydalandırılırlar, Rab olan allah, kullarını rızıklandırırken onları bir ayrıma tabi tutmaz, inanan inanmayan her canlıyı kendisinin takdir ettiği kadarı ile rızıklandırır.
    Bunun karşılığından bu gelen tüm rızkın kendisinden geldiğini bilinmesini ister.
    Yaşam hayatları boyunca rızık konusunda hiç bir ayrıma tabi tutulmayan kullardan gelen rızkın allah'tan geldiğini bilenleri ve ahiret yurduna inanıp, dünya hayatında allah'ın kur'an-ı kerimde belirttiği üzere bir hayat yaşayan kulları ikinci bir mükâfat olan ahiret kazancı, cennet yurdu beklemektedir.
    Dünyada ahiret için ekenler, dünyada Allah için amel işleyip Rablerinin hatırını kazanmak için çalışıp çabalayan kimselere bu ekimlerinin karşılığı olarak, Allah dünyada bir şeyler verdiği gibi, ahirette de onun mükâfatını kat kat artıracağını vaat ediyor. Rabbimiz, "Kim de sadece dünya için eker, dünya için amel işler, ahireti ve Allah'ın rızasını hiç hesaba katmayarak, hayat programını dünya adına yapar ve karşılığını sadece dünyada görecek biçimde ameller işlerse, ona da bu yaptıklarının karşılığı olarak dünyada bir şeyler veririz ama ahirette onun hiç bir nasibi yoktur," buyuruyor. Ahirete inanmayan, tarlasını dünya için ekip diken, dünya adına plan program yaparak hareket eden kimsenin elde edeceği mükâfat, sadece dünya ile sınırlıdır. Dünyada ne kadar bulmuşsa onunla yetinmek zorundadır. Öbür tarafa intikal edecek bir mükâfatı yoktur onun.

    Burada Rabbimiz çok hoş bir husus arzediyor. Sadece dünyalık isteyen, planını programını dünyalık elde etmek için yapan ve ahireti hesaba katmayan kimselerin ne kadar akılsız ve aptal olduklarını anlatıyor. Yukarıdaki ayetle birlikte düşünelim. . . Ne demişti Rabbimiz, "dünya rızkı mü'min-kafir ayırımı yapılmaksızın Allah'ın bir lütfudur.” Yani dünyayı isteyenlere de ahireti isteyenlere de dünya rızkı verilmektedir. Bu konuda ikisi arasında bir fark gözetilmemektedir. Bu zaten ezelde takdir edilip hükme bağlanmıştır. Onun için tüm hesaplarını dünyalık için yapanlar aptaldırlar. Neden? Zaten verilecek de ondan. Zaten Allah onu onlara verecek. Allah zaten herkese dünyada bir şeyler ayırmışken, ahiretini ayaklarının altına alırcasına dünyanın ve dünyalıkların peşine takılanlar aptal değil de nedir? Öyle değil mi? Bana ayırdığını zaten bana ulaştıracak dünyada. Bana ayırdığını kesinlikle başkalarına vermeyecek, başkalarına ayırdığını da çatlasam patlasam da kesinlikle bana vermeyecek. Ben gecemi gündüzüme katarak çırpınsam da, Allah'ın bana takdir ettiğinden fazlası da bana gelmeyecek. Bunu Allah zaten vaadediyor. Hal böyleyken ben tutmuşum, zaten bana ayrılan dünyalık rızık konusunda, tüm zamanımı harcayarak ahiret konusunda plan program yapmıyorum. işte bu, aptallıktır, ahmaklıktır. Ama kim de bunu anlar, planını programını ahireti kazanmak üzere yapar, ahireti kazanmak adına salih amellerin peşinde koşarsa, Allah ona dünyadaki takdir buyurduğunu ulaştıracağı gibi, ahirette de bu yaptıklarının karşılığında kat kat ona mükafatlar verecektir. Amellerini bazan onla, bazan yedi yüzle, bazan sonsuzla katlayarak karşılığını verecektir. isra sûresindeki ayet-i kerimesinde de bu hususu Rabbimiz şöyle anlatır:

    "Dünyayı isteyene, istediğimiz kimseye, dilediğimiz kadar hemen veririz. Sonra ona cehennemi hazırlarız; yerilmiş ve kovulmuş olarak oraya girer. Ahireti isteyip, inanmış olarak onun için gerekli çalışmada bulunan kimselerin, işte onların çalışmaları şükre değer. Onların ve bunların her birine Rabbinin nimetinden ulaştırırız. Esasen Rabbinin nimeti kimseye yasak kılınmış değildir. (isra 18, 19, 20)

    Dünyayı isteyenlere dünyalık verecektir Allah. Ama sonucuna kendileri katlanmak zorundadırlar. Sadece dünyayı istediklerinden, ahirette onlar için cehennem hazırlanmıştır. Ahireti isteyenler de, zaten dünyadan mahrum olacak değillerdir. hala rabbimizin sayesinde nefes alabiliyor ve bu satırları yazmak/okumak nasip oluyorsa, ne mutlu mü'min lere.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük