Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) veda hutbesinde ırkçılığı yasaklamıştır; milliyetçiliği değil. Eğer öyle olsaydı Selman-ı Farisi, bilal-ı Habeşi gibi sahebeler ait oldukları milletle anılmaz tek bir çatıda toplanırlardı.
dincilik kavramı dindarlıkla aynı değildir. Dinci insan dini kullanarak insanları sömürür dindar insan ise gerçekten allah için yaşar örnek olarak yunus emre verilebilir.
milliyetçilerin kendi milletini diğer milletlerden üstün tuttuğunu düşünen, etnisite ile içtimai ırk arasındaki farkı kavrayamayan, ve güneşin balçıkla sıvanamayacağını anlaması gereken kişiler için elbetteki mantıksızır.
Söz konusu milliyetçilik Türk milliyetçiliği ise son derece doğaldır. çünkü içerisinde islamiyet barındırmayan bir Türk milliyetçiliği asla tam anlamıyla var olamayacaktır. özellikle batı dünyasından olaya bakanlar daha iyi anlarlar; çünkü batıda Türk demek müslüman demek; müslüman demek Türk demektir. Daha detaylı bilgi için s.a.arvasi'yi okumak çok yerinde olacaktır.
gayet doğaldır.
dindarlık, milliyetçiliğe asla aykırı değildir.
dinin karşı çıktığı ırkçılıktır. milliyetçilik ise ırkçılık değildir, kendini diğer milletlerden üstün görmek, değildir.
ülkemizdeki milliyetçilik, gayet yalındır vatanı, milletini ve bayrağını sevmek ve bu mukaddes saydığı kavramlara karşı, hassasiyet göstermekten ibarettir.
Vasile b. El-Eska anlatıyor: Hz. Peygamber (a.s.m)e Kişinin kavmini sevmesi asabiyet/ırkçılık sayılır mı? diye sordum. Hayır, asabiyet/ ırkçılık, kişinin kavminin yaptığı zulmüne yardımcı olmasıdır. diye buyurdu. (bk. Ahmed b. Hanbel, 4/107; Mecmauz-zevaid, 6/244). hadisi ile de anlayacağımız üzere son derece doğaldır.
"arabın arap olmayana üstünlüğü yoktur" sözündeki arap kelimesini ırk anlamı ile kabul edip habeşi, farisi sıfatlarını millet anlamıyla ele almak gibi bir yanılgıdır.