filmin başını kaçırdığım için filmin sonundaki sarı kırmızı futbol topuna ne alaka demiştim onca zaman. geçenlerde otobüs yolculuğunda denk gelmesiyle bağlantıyı kurabildiğim yeni nesil hababam sınıflarından 10 kat daha güzel ama eşkiya gibi bir efsaneden 10 kat daha kötü yerli sinemamızdır.
konusuyla ve oyunculuklarıyla güzel bir film. mehmet ali erbil için karakter zaten biçilmiş bir kaftan gibi gayet güzel. okan bayülgen'de çok güzel oynamış yaptığı şive hiç sırıtmıyor. cengiz küçükayvaz role tam uymuş. mehmet ali erbil şahini adeta ağlatıyor patinajlar falan tam 2000 li yılların istanbulunu her anlamıyla iyi yansıtan film o dönemin meşhur sivil aracı toros falan. yakın türk sinemasının başarılı filmlerinden.
Tam anlamıyla çok kaliteli bir film. Okan bayülgen,sümer tilmaç,mehmet ali erbil,oya aydoğan gibi usta kadrolardan oluşmuş ve her sahnesinde insanı duygudan duyguya sürükleyen film.. Filmin başında Cebrailin dedesinin efsane konuşması başlar '' kahpe dünya hamamda tas gibidir. Dolaşiyi hep cenabet ellerde. Felek ne getiriyi ne götüriyi bilinmez. Senin bir amacın vardır cebrail, amacına ulaşmadan yaşam haramdır saan. Düşmanının gözü içine bakacaksan. Bakacaksan ki yüregine korku salasan. Nasıl ki desti daştan korkar o da öle korkacak. Düşmanın sana yalvarabilir. Af diler. Merhamet etmeyesen ! En büyük tehlike merhamettir. '' gibi sürüp gider. Ve filmin insanı en fazla etkileyen yerlerinden biri de cebrailin yeğeninin filmin başında amcasından (cebrailden) sarı kırmızı bir top istemesi. Ve filmin sonunda cebrailin ölürken elindeki siyah poşetten sarı kırmızı topun düşmesi.. Ayrıca cebrailin tatyanayı köylüsü zülfükar pehlivana anlatması. '' Gözleri dicle gibidir pehlivan. Hani biraz fazla baksan boğulacağından korkarsan. Dudakları, sıfatında uçuşan bir kelebek gibidir. Hani dokansan kelebeği öldüreceğinden korkarsan. Elleri dağda gezen analı kuzulu bir çift maraldır. Ellerinden tutacak olsan maralın yetim kalacağından korkarsan.
- Ya saçları ?
Saçları Diyarbakır surlarının üstünde uçan bir kuş sürüsü gibidir. Bir telini tutmak için uzansan surlardan düşeceğinden korkarsan.''
Çoğu yönüyle eşkıya filmine benzediği doğrudur. Fakat film eşkıya filmine benzedi diye yerden yere vurmak aptallıktır. Yakın zamandan örnek verecek olursak lucy filmini ele alalım. -izleyenlere soruyorum- limitless(limit yok) ile bağlantı kurmayan var mı ? Eee napalım ? -Vallahi bu lucy çakmadır olmaz çakma limitless - gibi siktiri saçma cümleler mi kuralım ? Filmin müziklerini Arto tunçboyacıyan hazırlamış söylemiş servis etmiştir. Türk sinemasının içinde barındırdığı film müziklerine altmışaltıbinyediyüzseksenüç gömlek fazla gelir. Filmi izlemenizi şiddetle ve hiddetle hatta biraz müddetle tavsiye ediyorum.
ilk olarak 2000li yılların başında izlemiş olduğum, ama o zamanlar küçük olduğum ve 10 dakikada bir konulan reklamlar yüzünden hiçbir şey hissetmediğim filmdi. neyseki şimdi tekrar izledim. açıkçası komedi, dram ve heyecan bundan daha fazla iç içe olamazdı (ayrıca erotik sahnelerin geçtiğini iddaa edenlerde var).
3 ayda bir düzenli olarak show tvde yayınlanan (filmin yarısı verilmiyor sansür vs) ve ilk izlediğimde duygulandığim daha sonra internette izleyip harıl harıl ağladığım film. cidden kaliteli. eşkıya çakmasi yorumlarıyla gelmeyin kardeşim. lütfen.