"yazıklar olsun" ve "lanet olsun" sözlerini sarf etmekten bitap düşmüş bir haldeyiz.
birtakım insanlar çıksa da "helal olsun be" dedirtse kendine.
her gün bin tane kepazelik, rezillik, dolandırıcılık, kayırmacılık, hırsızlık, iftira vs vs derken alkışlanacak ve insan olduğumuz için sevinebileceğimiz insan sayısı giderek azalıyor. azalıyor azlıyor.
kaan tangöze; kendinden geçer gibi, az sonra hayata veda edecekmiş gibi umutsuzca, hisli bi şekilde yorumlamış. dünden beri taktım resmen şu şarkıya. dinlerken tüm vücudu titreme alıyor resmen. bi insanın acısı ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi:
geceler zehir, geceler kara
uçasım gelir...
kanadım yara.
bir de kaan'ın "helal olsun, aşk olsun gözlerimde yaş var!" diyişi beni bitirdi. sırf bu şarkıyı canlı dinlemek için konserlerine bile gitmeyi planlıyorum.
şarkıyı fazla dinlemek iyi değil bi de. intihar edesim geliyor lan resmen. şaka gibi.
duman a genel olarak öyle pek bayılmasam da bu şarkının yeri farklıdır. bir kere dinledin mi devamı gelir, sürekli bu şarkıyı dinlemek istersin, dinlemediğinde de mırıldanırsın, mırıldanamadığında da kafanda döner durur. garip bir şey.
bazı insanlar vardır ve acayip ön yargılıdırlar. bazen de ön yargılarını kıran birkaç şey olur ki benim için de bu şey dumanın bu şarkısı oldu. helal olsun, sor bana pişman mıyım adlı eserle süper ötesi gitmektedir. saygı duyulacak bir iş çıkarmışlardır bana göer bu iki eserlerinde. insanın gözlerini üzüntüden değil de hırstan doldurabilmektedir. boşalması ise iradenize kalmış. ben tutuyorum bir mağrifetmiş gibi.
tesadüfen bulduğum, dinlediğim, etkilendiğim duman şarkısı. ayrıca youtube'de sevmek zamanı filminin sahneleri ile beraber izledim üstüne filmi de izleyince çok fena koyuyor insana.