olay tamamen yazarın kişisel görüşü olup kimseyi rahatsız etme amacıyla yazılmamıştır.
geçen ramazan arefesinde doktora işim düştü ve düşmez olaydı dedim. hastenede nefes alınacak yer , otoparkta ve yakınlardaki tüm sokaklarda araba park edecek yer kalmamıştı. hastane merdiveninden tırmanan 3 00 kişiye karşılık aşağı yönde inen 400 kişi filan var.
ulen noluyo salgın hastalık mı var demeye kalmadan o günün anlam ve önemini ve milletin oruçlar başlamadan sağlık sıkıntısını gidermek için koştuğunu kavradım. neyse gelelim konumuza eski romada insanlar hekimliği kölelere layık bir meslek gibi görürlermiş. zengin köle sahipleri evlerinde tıptan anlayan bir şifacı köle barındırır sağlık işlerini ona hallettirirmiş.
aslında günümüz hekimlerine toplumun yaptığı da çok farksız değil. insanlar olarak içten içe biliyoruz ki pis işlerimizi yapacak birisi lazım. doktor bey taşağım ağrıyo bir bakın diyebilecek birisi veya bir beyin hastalığına yakalanıp salya akıtır hale geldiğimizde bizle ilgilenecek birisi lazım.
çok da uyanığız vesselam veriyoruz insanlara gazı doktorluk kutsal meslek diyoruz, garanti iş var diyoruz ortalama yaşam standartlarının birazıcık üstünde (ya da bizim gibi 3. dünya ülkesi için insani yaşam standardına sahip ) bir hayat kalitesi vaad ederek bu zeki insanları dalavereye getirip hekim yapıyoruz.
sürekli bir prestij veriyoruz bu insanlara kendilerini kötü hissedip mesleği bırakacak gibi olduklarında 1 kişi kararlarını destekliyorsa 10 kişi dur yapma kardeş koskoca hekimlik yahu diye egolarını pohpohlayıp morallerini düzeltiyor. vatandaş çakal tabi biliyor ki tıbbın iş garantisi ve yaşam standartları biraz azalırsa olan kendi sağlığına ve çoluk çocuğuna olacak. tabi bunları ayrıntılı olarak düşünmesek de genlerimiz bizim yerine düşünüp işini yaptırtıyor bu doktorlara.
pis iş değil diyenler sağlık ocağındaki aile hekimini veya pediatri uzmanını düşünüyor. ama yeri gelir onların bile pis işleri olur reçete yazmaktan başka. en basit tıpçı olayı mesela bir insanın ağzının içini açtırıp tahta çubuk sokup bakıyosun. ulen ben normal hayatta biri 3 cm yakınıma gelip bişey fısıldasa ağız kokusundan rahatsız olurum. ki her insanın ağzı kendine özgü bir şekilde kokar sağlıklı bile olsa. kaldı ki bu adamlar hasta üşütmüş bir çocuğun ağız kokusu 3 metreden bile insanı rahatsız ediyor. bak bunlar daha en temiz iş. cerrahiye, acil doktorluğuna filan hiç girmiyorum. bunun endoskopisi drenajı rektal tuşesi var ki normal şartlar altında mesela 1000 tl maaş ve normal prestijli bir meslek olsa kimse gidip elalemin sağlık derdiyle uğraşmaz zaten.o halk o uzmana (yaşına bağlı olarak) hocam diye hitap etmese zaten bu işin pek bir güzelliği de kalmayacak. hatta hükümet sağolsun doktoru halkın 1 numaralı düşmanı ilan edip insanları birbirine kırdırtmaya başladı bile.
ne diyelim bir yolunu bulup köleliğin adını değiştirmişiz, mühendisi ofiste, işletmecisi cubiclelarda doktoru kliniklerde köle . hatta en rahatı diyeceğiniz pilot bile kokpitte köle. sadece yıllarca okuyup birbirimizle yarışıyoruz kim daha prestijli köle diye?
e insanlar da haklı bütün gün depresif hastane koridorlarında sürünüp kendilerine sağlık hizmeti sağlayacak kölelere ihtiyaçları var napsınlar, şantiyelerde yatıp kalkacak kölelere, kendilerine ev tasarlayacak kölelere. e doğal olarak meslekleri evirip çevirip 10 yılda bir krize göre bir başkasını moda edip size bunu okuyun bu bölümün geleceği parlak diye sunacaklar siz de yıllarca dersaneydi okuldu sürünüp 2000 liradan fazla maaş alırsanız halinize şükredip oturarak orta kaliteye getirmeye çalıştığınız bir hayat süreceksiniz.
son olarak atom fiziğine de profesörlüğüne de lanet olsun.
