amasya elması gibidir ama amasyalı değildir, alplerin maradonası desem değildir, hacı şakirde ceodur ancak çoban kankası petere yamuk yapmış gitmiş bir alaman prof'a varmıştır, peter ise bıyık bırakmış keçi sürüsünü satmış habire iddaa oynamaktadır hep sturm grazdan yatmaktadır oysa ajaxa üst verse herşey bambaşka olacaktı.
dedesi olduğum için utandığım küçük tatlı yavrucak. garibimin anası babası ölmeyeydi de ah benim gibi ayyaşa berduşa düşmeyeydi. kader... neyse ki yaşım yetti vadem doldu. bu son mektubu cehennemin dibinden yazmakla sanırım milyonların ızdırabını dindirdim. alyanacıklarında öperim güzel heidim...
Deden.
onların sofralarında yedikleri kahverengi ekmeğe hastaydım. parça parça yerlerken benim de yiyesim gelirdi. öğlenleri hep beraber ailecek oturup izlerdik.
+kartallar niye çığlık atar büyükbaba?
-şehir insanıyla dalga geçtikleri söylenir. dört duvar arasına tıkılıp kalmış insanlara seslenirler; özgürlüğün doğada ve dağlarda olduğunu haykırırlarmış.
+haksız değillermiş!
bir kaç sene önce tekrar yayınlanıyordu bir kanalda sabahları. inanın olayları takip etmezdim bile. o heidi'yi seslendiren kişinin son derece tatlı olan sesi, o müzikler, o ortam, kır, bayır, inek, süt, heidi'nin dedesi...Heidi'yi Frankfurt'a götürüyordu teyzesi bir sefer. Otobüste Heidi öyle duruyordu. Köyden uzaklaşırken öyle üzülmüştüm ki. Sonra Frankfurt'ta sormuştu Heidi kızımız:"Burada inek var mı?". Komik değil mi? Ama bir o kadar da acıydı. Lütfen Heidi köye dönsün, diyodum içimden.
Sonra tabi dublaj yapan kız değişti. Eskisi kadar zevk vermedi, büyüsü kaçtı hafiften.
Annelerimizin çocukluğunun çizgi filmi. Annem izledi, ablam izledi, ben izledim, kardeşim de izledi, çocuğum da izler herhalde, bu böyle uzar gider. Hatta bazı hafta sonları baştan sona koyarlar biz de ailecek izleriz.
Ben bir ara orta okulda öğleden sonraları okuldan kaçardım. Sonunda annemi okula çağırıp durumu anlattılar. Annem de dedi ki: Söyle bakalım neden okuldan kaçıyorsun? Cevap: Heidi'yi izliyorum, ne yapayım ne olacağını merak ediyorum. Heidi'yi çocukken ağlayarak izleyen annem bu sebepten olsa gerek hiç kızmadı (mucizevi bir durum) ve dedi ki: Yavrum sen okula git, ben sana onun sonunda neler olduğunu anlatırım. işte ben bu sayede ortaokulda devamsızlıktan sınıfta kalmaktan kurtuldum.
Heidi'yi seviyorum, onu izlemek çocuklara süt içirmek ve peynir yedirmek bakımından da faydalıdır kanımca. izleyin, izletin...
kitapta her ne kadar olursa olsun, saflık ve dürüstlüğün bir gün mutlaka kazanacağı teması işlenmiştir.
küçük heidi annesini ve babasını küçük yaşta kaybeder. teyzesi heidi'ye sekiz yaşına kadar bakar. bundan sonra küçük kıza büyük babası bakacaktır. büyük baba görünüşte aksi bir adamdır. alp dağlarında ki kulübesinde yalnız yaşamaktadır. heidi'nin gelişi ile her şey çok daha eğlenceli ve güzeldir. heidi dağlarda küçük çoban peter ve keçileri ile güzel günler geçirir.