Heidi çıplak ayaklı çocukları anlatmak için yazılmıştır orjinal kitabında dedesi tarafından tecavüze uğradığı yazmaktadır isviçre de eziyet gören tecavüz edilen çalıştırılan küçük çocukları temsil eder. Şimdiye kadar onlardan katolik kilisesi dışında kimse özür dilememiştir.
Annesi öldükten sonra teyzesiyle birlikte yaşayan pembiş yanaklı karakter.
Bi de atletcik durmuyo mu öyle ayy, ısırcam çocuk seni..
Heidi yine napıyorsun?
Zavallı o geçimsiz ihtiyarın yanında ne yapacakki?
ilk bölümünü açtım da sakinim tamam...
üniversite tiyatrodayken bir kısa filmini çektiğimiz dizi. heidi büyüyüp istanbula türk temizlikçisinin peşinden gelen dedesini aramak için gelir. ve istanbulun onu yutuşunu, dostun gurbette sikişini (bkz: peter) göreceğiniz iyi bir sahne skeciydi.
hala aklımda olan filmdir.
kendini doğada bulanlara hitap eden filmlerden/çizgi dizilerden biridir. bana sorarsanız, çocuk ya da büyük fark etmez, herkese hitap eder. günümüz filmleri kapitalizme odaklı olduğu için, heidi en iyi seçimlerden biri olacaktır belkide.
bir erkek olarak heidinin yaşadığı odayı, ortamı, dedesinin ateşte pişirdiği tap taze ekmekleri ve yemekleri öylesine kıskanırdım ki, daha 7 yaşımdayken emekli olunca öyle bir hayat sürmeyi hayal ediyordum. ama gel gör ki yaş ilerledikçe öyle bir hayatın neredeyse imkansız olduğunu anlıyorsunuz. buda 25 yaşıma geldiğim halde canımı sıkan konudur. kurtlar vadisinde çakır ölünce, kurtlar vadisi nasıl bittiyse, heidi ilk kez şehir merkezine inince benim için heidi bitti. heidi bitmiş.