materyalizim hegel'de gaye ve temel idrâk olarak teessüs ediyor, faide mevzuu olarak değil.
onca fikirde üç hareket vardır: tez, antitez, sentez. (hüküm, ters hüküm ve terkip) eserden müessire yol arayan bir prensipte, maddede kalarak ruhu tasdik ve mutlak müessiri (Allah)ı kabul felsefesi...
bu yine bir nev'î panteizm... ama bu arada cihan çapında bir silâh olarak "diyalektik"i kuruyor.
hegel diyalektiğini aynen aparan komünistler, onun maddeden ruha geçiş yolunu tıkayarak ve böylece fikir namusuna kıyanlardır...
Hegel böyle dönemler olacağını nasıl biliyordu?
Tarihte türümüzün geleceğine yalnızca yaratılıştan iyimser olanların umutla bakabileceği zamanlar olmuştur. Atina'nın altın çağının sonunu, Roma imparatorluğu'nun çöküşünü, Rönesans'ın miadını dolduruşunu, aydınlanma'nın sonunu, faşizmin yükselişini düşünün.Bu hakikaten kasvetli olan zamanlar bizim 19. Yüzyıl Alman filozof Hegel'i hatırlamamıza yardımcı oluyor.
1830'da yayımlanan dünya tarihi felsefesi üzerine dersler isimli eserinde hegel tarihteki karanlık dönemlere bir bakma usulü önerdi,bu öneride ne (dönemlerin) acılarını açıklıyordu,ne de umudu kaybetmeyi reddediyordu, (hegel) insan gelişiminin her şeye rağmen vuku bulduğuna güvenmemiz konusunda bizi yüreklendirmek neden çizgisel olamayacağını anlamamıza zekice yardımcı oluyordu.
Hegel için tarih,onun deyişiyle "diyalektik yolu" izleyerek ileri gitmektedir.
Diyalektik üç parçadan oluşan bir argüman için kullanılan felsefi bir terimdir.Bir tez, bir antitez ve bir sentez.
Hem tez hem de antitez hakikatin parçalarını barındırır. Fakat aynı zamanda bütün abartılı ve çarpık kısımlarını barındırır.ve bu nedenle çarpışmalı ve etkileşime görmediler,ta ki en doğru elementleri bir sentez yoluyla çözüme ulaşana kadar.
Kısacası, insan tek sıçrayışta bu noktaya ulaşamaz.
Hegel bu düşüncenin tarihte sürekli olarak gözlemlenebilir olduğunu düşünür.
Dünya bir aşırı uçtan ötekine sallanarak gelişmektedir, önceki hatalarını gidermeye çalışırken ve herhangi bir konuyu doğru dengeye ulaştırmadan önce genelde üç hamle yapmak gerekmektedir.
Örneğin antik yunan'da bireysel özgürlük fikri keşfedilmişti fakat rejimleri kolektif disiplin ve düzen ihtiyacını görememişlerdi.antik iran bu ihtiyacın farkındaydı ve bu nedenle savaş alanında Atina'yı ele geçirebildiler fakat özgür düşüncenin despot düşmanlarıydılar. Bu da zamanla onların kendi engeli halıne geldi. özgürlük ve disiplinin doğru bir sentezi bin Roma imparatorluğu formunda ortaya çıkması yüzyıllar aldı.
Hegel in kendi döneminde boğucu ve adaletsiz 18. Yüzyılın monarşi sistemi Fransız devrimi tarafından yıkılmıştı fakat temsili yönetim barışçıl bir şekilde doğması gerekirken terör döneminin anarşi ve karmaşasıyla son buldu.boylece düzeni geri getiren Napolyon'un ortaya çıkmasına neden oldu. Fakat o da sevdiğini açıkladığı özgürlüğü ezen askeri kaba kuvvete dönüştü.yalnizca 40 yıl sonra pek çok kan dökülerek modern "dengeli yapı" azınlıkların haklarının popüler temsilini makul bir biçimde dengeleyen bir düzenlemeyle ortaya çıktı.
Diğer bir örnek ise Avrupa'nın aydınlanması aklın önemine vurgu yaptı fakat pek çok açıdan kısır ve indirgemeci TDI.
Romantizm olarak bilinen akım ortaya çıktı ve duygu'nun önemi vurgulandı fakat o da kendi aşırı halini içinde barındırıyordu. Yalnızca zamanla akıl'a ve duygu'ya olan meşru, yoğun ihtiyaç arasında doğru bir uzlaşma sağlandı.
Hegel'in argümanının bir tür gelişimin tümüyle kaybediliyormuş gibi göründüğü zamanlarda rahatlatıcı bir etkisi vardır. Hegel yalnızca sarkacın bir süre için geriye doğru sallandığını görmekte olduğumuz konusunda bizi rahatlatmak için hazırdır. Fakat aynı zamanda bilgece bir şekilde birincil ilerlemenin bir dizi önemli içgörüyü göremediği için bu (sallanışın) gerekli olduğunu önerir.
Bir konu hakkındaki tüm taraflar abartılan ve süslü sözlerin arasına yerleşmiş önemli hakikatleri barındırır, bu hakikatler zamanla zamanın bilgeliği yoluyla ortaya çıkacaklardır.
Hegel bize büyük aşırı tepkilerin en sonunda da doğru yönde giden olaylarla fazlasıyla uyumlu olduğunu hatırlatır. Karanlık zamanlar son değildir. Zorlayıcı oldukları kesin fakat bir antitezin belli açılardan gerekli parçaların bile zamanla sentezi ait daha bilge bir görüşe ulaşacaklardır.
Geist'a girdiğimizde neden mantıktan uzaklaşıyor ki? Hegel'i gerçeğe uygunluk bakımından eleştirmek gayet basittir lakin tutarlığı ve mantığa uygunluğu bakımından eleştirmek oldukça zordur. Zira tamamen rasyonel yapılar içerisinde hareket eden bir düşünce sistemi var. Spekülasyonlar, metafiziğe uydurmak adına garip rasyonalizasyonlar pekala görülebilir ama kendisi içinde çok büyük çoğunlukla çelişmez. Hegel'i ben de eleştiririm ve ayrıca kişisel olarak da sevmem ama bu felsefe, açık bulmak açık kapatmaktan daha zor; geist'a mantıksız demekse çok ciddi bir yetkinlikte eleştiri ve açıklama gerektirir.
felsefi dizgesini hristiyanlığa oturtma çabasıyla sona eren yöntemi ve çalışmasıdır. kendi geliştirdiği bu yöntemi ilk başlarda gayet oturaklı kullanmıştır ama daha sonradan kurgusal aklın bu yöntemi onu yer yer hatalara düşmeye maruz bırakmıştır. yine de peşinden gelen düşünce adamlarını etkilemesi yolunda epey önemli bir yöntemdir bu-yadsınamaz.
herşeyin zıttıyla var olduğunu irdeler.
bir tez , bir anti-tez ve bunların birleşiminden sentez doğar , doğada ilerleme bu şekilde mümkün olur.
illuminatinin kullandığı yöntemdir.kamuoyunu istediği yöne yönlendirmek için bir düşman yaratır , o düşmanı besler büyütür , ardından bu düşmana bir rakip oluşturur , bunların savaşından yeni düzen ortaya koyar.
yani düşmanda düşmana karşı koyanda ve bunların arasını bulan da aynı kişidir.afrikadaki iç savaşlarda görebilirsiniz bunu.x afrika ülkesinin güney kısmıyla kuzey kısmını savaştırır ( tez ,anti-tez ) bu sırada onlara silah satarak bir güzel para kazanır , üzerinden ürettiği haberler , filmler , belgeseller de işin tadı tuzudur , ve asıl boyutuyla ufak para kaynaklarıdır.iki taraf yeterince birbirini kana bulayınca , oraya bir "ağabey" gönderilir , iki taraf da artık savaşmaktan yorulmuştur ve barış istenmektedir.dolayısıyla bu "ağabey" herkes tarafından saygı görür.tabii ki x afrika ülkesinin tüm kaynaklarının üstüne konulur böylece.savaştan bitap düşmüş ülkenin inşası da aynı örgütün firmalarına verilir.savaşan taraflarsa böylece tüm satıhlarıyla yenik düşmüş olurlar ,fakat kimse olayın farkında değildir , zira iki tarafta savaş dışında herşeye razı noktaya gelmiştir...
ülkemizde de kürtlere yönelik baskı oluşturulması , pkk , kontgerilla ve bunların sonucunda ülkemizin kaybettikleri irdelediğinde benzer bir sistematikle karşılaşılır.kürtlere baskı kurulması da , pkk da , kontrgerilla da farklı şeyler için oluşturulmuş olgulardır , ancak son kertede hepsi amaçlarından uzaklaşmışlardır ve kendi çıkarlarına göre zarardadırlar.kazanan kişi ise onların kuruluşunu ve çatışmasını sağlayıp , alacağını önceden kestiren "büyük organizasyondur"
teolojik olarak doğal dünyaya yaklaşan hegel'e göre; çevre zihnin eseridir fakat bu zihin insanın değil mutlak zihnin düşüncesiyle oluşmuştur. mutlak zihin olarak tanrıyı baz alır.