-peki, benim ateşli hazlarım, isteklerim ne olacak?
-banane ve spor yapıyorsun ya işte, bir de erkek arkadaş edin hazlarını paylaş işte.
-olgunluk böyle bir şey sanırım, zaten bildiğim ve yapmam gerekeni üst sesten söyledin bana ve haklısın.
-tamam, o zaman sana iyi günler, üstünü değiştir her zaman sohbete beklerim, tamam?
-tamam, da sırtım ağrıyor dedim, masaj dedim, lütfen dedim
-(off off erkek adamım lan bende ve yalnızım, abazan değil, ruhumda, bedenimde yalnız, ne kadar tutabilirim kendimi bilmiyorum.) yatak odası bu tarafta, üstüne de bu çarşafla ört.
Şımarık bir mırıldanmayla kırıta kırıta geçti odaya.
Neredeyse 3 kişilik yatağı ve tavanda aynayı görünce süper diye bir çığlık geldi odadan, bütün kadınlar neden bayılır bu kendini seyretme olayına
Odaya girdiğimde çarşaf olması gereken yerde değidi.yere atmış ve kendisini de yatağa atmış sere serpe.
Özel kremlerimi çıkardım ve çarşafı o görmek için arkasından baktığım şortlu halinin, şortsuz hali
Önümde dururken çarşaf örttüm üzerine ve masaj yapacağım tüm sırt ve kuyruk sokumun kadar kısmı
Çıplak bıraktım yalnızca.
Sevgililerime yaptığım özel masajdan farklı bir uygulama yapmadım, özel hissetmesini sağlayacak tek
kelime etmedim, bir şey hissetmemek için verdiğim savaşta yenik düşmüştüm.
O da bu durumun sertliğini hissederek mümkün olduğunca sürtmeye çalıştı, yardımcı mı olmak istedi,
daha çok zevk almak mı istedi üstünde ona masaj yaparken soramadım o an. Ancak benim ellerimin
sıcaklığından ve onun sırtından aldığım sıcaklık,
bunun anlamı o sırada bir boşluk olması ve bu kızın da bu boşluğa acil servis gibi yetişmesi olarak
yorumlayıp geçiştirmiştim kendimce. Böyle Olmadığını anlamam için sabah rüyamı hatırlamam
yetecekti. olmayacak, olmaması gereken bir aşkın oyunu gibi.
Sakinleştirmek için kendimi duş almak üzere içeri geçiyordum ve o küstah kız seslendi arkamdan,
artık unutamazdım o sesi. Bende hali ile refleks, bir elimi cebimde durumu
kontrol ettim. Sakindi ortalık.
-affedersiniz!
-Efendim, buyurun küçük hanım.
-ne küçük hanımı, Lütfen doğru konuşun!
-ne dememi istersiniz?
-Önce sizli-bizli olayı kaldırıyoruz ve içeride bana limonata hazırlıyorsunuz!
-(küstah ben seni şimdi Neyse) limonata yapmamı istiyorsun sanırım, hazırda yok çünkü.
-yaparsın artık, misafir olan benim.
içeri geçtik, bir heyecan var içimde olmaması gereken. Acaba dedim içimden ne olacak
Ben içeride limonata hazırlarken, duştan ses geldiğini duydum ve daha önce böyle bir şey görmedim,
Her şeyi yaşadığını düşünen ben, şaştım kaldım. Bir yabancı bekar erkek evinde ne işi vardı hem de
Duşta yuh artık.
-bir ihtiyacın var mı duşta? ,kendi duşun gibi kullan !
-teşekkür ederim, sağ ol. Çıktıktan sonra ihtiyacım olacak sana.
-?!
Limonatayı hazırlamış ve onun duştan çıkmasını bekliyordum,
Karşımda benim bornozuma sarılmış, benim havlumu başına sarmış kız ve ne işi var evimde tanımam
Etmem.
Ancak tek mutlu olduğum, yalnız geçmeyecek bir Pazar günü olmasıydı.
-Sen kimsin, bu ne tehlikeli rahatlık?
-tehlike? Tecavüzcü müsün? Olmadığına göre Biliyorsun, yan komşunum, az önce de düştüm,
evinde duş aldım, birazda tatmin ettim kendimi duşta. Memnun oldum.
Aslında çok iyi tanışıyoruz düşünsene!
-(?!)
-Bu yaşa gelene kadar kendine güvenen görmedim senin kadar. Fazla değil mi?
-neden olsun? 16 bitti 17 yaşındayım. Yeterince çok şey yaşadım. Anladığım kadarıyla sen acemisin
çapkınlıkta?
-ders mi vereceksin bana, 13 yıl deneyim farkına rağmen,?
-bak ben ilkim hayatında ama bu yaptığım ilk değil bir insana.
-!?
-14 yaşımda yan komşunun 20 lik çıtır oğlanıyla deneyimler yaşadık. Anlamadım bir şey.
Öpüşürken ağzımızda buz parçaları yada çikolata parçaları olurdu, ancak oğlan ıslatırdı bir dakika sonra önünü. Bir, iki ben anlamazdım hiçbir şey
-sen bu yaşlarda okuman, gezmen, el ele tutuşman ve soft bir birliktelik, sevgi odaklı ilişki yaşaman gerek. Sen tensel duygulara inmişsin erkenden, anlamadım.
-amma geri görüşlüsün. Dar kafalı sanmıyordum seni.
-benim yanımda ne işin var?
-sen davet ettin.
-efendim, ben mi?
-evet, ayağımı incittiğim için bana yardım etin, evine aldın bileğime masaj yaptın, sonra sırtım ağrıdığı
için duş almamı önerdin, ve limonata yapacağını söyledin.
-peki, hoş geldin o zaman., afiyet olsun.( ne diyeceğim ki bir an önce gitsin evine, bela geldi başıma)
-merak etme başına bela olmak için gelmedim, çok dalgındın bahçede, beni de çok arzulaman hoşuma
Gitti, arkamdan bakışın ,beni arzulaman zevk verdi.
-doğru, o bir istekti. Bazen istekler öyle kalır .ilerlemesi gerekmez ki.
-kim demiş?
-olgunluk, yaşanmışlık.
hedonistlere için için kızardım eskiden.ne bu kardeşim tek parametreniz haz almak! hayatta başka şeylerde var diyerek serzenişte bulunurdum. fakat yukardaki hikayeyi aynıyla vaki bir benzerini bende yaşadım. 17 yaşında bir genç kız aklımı başımdan aldı ve benim asla tadmadığım ve hayatım boyunca tadamayacağım duygular yaşattıki,"haz almak" dediğimiz tüm tarifler bambaşka bir anlam kazandı. şimdi açıkça itiraf ediyorum: hedonistleri kıskanıyorum arkadaş...
-ben ayıp mı ettim sana karşı?
-* bana hissettirdiklerine isim koyamıyorum ve haklısın sanırım hiç bir yaşıtımla seninle konuştuğum gibi konuşamazdım.
sen belli bir yaşanmışlık geçirmişsin belki de bu yüzden senin fikirlerini çok önemsiyorum.
ve seninle konuşmak isterim her zaman, bırakma beni küçüğüm diye, seni seviyorum sana gereksinimim var. .
bu mesajı yolladıktan sonra aramızda ki yarıya gelen yaş farkı benim için de greenwich noktasına varılmış gibi oldu duygusal anlamda.
beyni güzel, duygusal, mantıklı, fantastik ve tüm hayat karmaşasında güzel cümleler kullanarak
ve insani duyguların yanında teenage olmanın verdiği saf güzelliği aktarmasıyla ve güzel diksiyonu ve ses tonundaki henüz çözemediğim seksapelliği hep aklımda.
sorumluluğun farkında olarak sevişeceksin senden küçük ve bakir olan kızla.
anlattığım edepsiz gibi gelebilir ancak bazen kendini tutmayı, dur demeyi öğreteceksin kendine.