biz türk insanı için namus meselesi olan durumdur.
örneklerle gidersek:
misafirliğe gittiğimiz hakan beyler'e ev hediyesi, zart zurt olmamasına rağmen bir adet vazo getirdik.
evet, bu an itibariyle iş namus meselesine dönüşür.
hakan beyler hemen bir toplantı yaparlar. vazo fiyatı evin hanımı tarafından çoktan belirlenmiştir. plan yapılır.
ya hakan beyin üye olduğu bir lokale gidilir.
veya en kötü çicek götürülür.
altta kalmamak için diğer aile harekete geçer.
bu sefer mehmet bey olsun, hakan beyleri bir lokale davet eder falan fişman.
bu olay böyle sürer.
bunun bir benzeri ise bir size gittik şimdi siz bize geleceksiniz mevzusıdır.
aynı bokun lacivertidir anlayacağın.
çocuklar arasında bile yaşanır.
kerem doğum günü hediyesi olarak action-man getirdiyse karşılığını uzaktan kumandalı araba ile alır.
eğer kitap aldıysa karşılığını da aynen kitap ile alır.
üzücüdür biraz da...
mesela ekonomik durumu dahah iyi olan bir arkadaşınız size çok arzu ettiğiniz, pahalı bir hediye aldı. ister karşılık bekleyen türden bir insan olsun, ister olmasın altta kalmak istemiyor. kısaca değerine yakın bir şey vermek istiyor.
zor bazı insanlar için çok güç.
zamanında hali vakti yerinde bir abime neden doğum gününü neden hediyeli kutlamadığını sorduğumda:
ben kimseyi zorlamak istemem, biri alır alamaz üzülürüm sonra öyle görünce..demişti.
tam yatmamıştı o aralar...
sonra ilkokulda öğretmenizden öğrendim olayı..
öğretmenler gününde kendisine neler neler geldi.
parfümler dolma kalemler..
oysa o en çok hasan arkadaşımızın mektubunu ve köşesine sıkıştırdığı papatyayı beğenmişti.
gözlerinden okumuştu.
ilk kez maneviyat-maddiyat kavramını çözmüştüm orda.
hediye bir insana mutlu olması için verilir. sonrasında karşılık beklemek için değil. dikkatinizi çekerim, sonra arkasından çok ebklentisi olanlar oluyor...
şimdi yazarken aklıma servet çetin geldi..
kendisini sevme nedenlerimden biri de budur..
ne alaka diyecekseniz şöyle:
bir röpörtajdan...
-servet sen doğum günlerini kutlamıyor muşsun?
+evet kutlamam ben...
-neden?
+zamanında bizim ekonomik durumumuz kötğydğ..beni arkadaşlar davet ederlerdi bazen bir şey alamazdım ucuz bir şey veya üzülürdüm..şimdi de bunları bildiğim için böyle bir şey yaşansın istemiyorum...
kısaca özetlersek.
hediye bir insanı unutmadığınız göstermek, hatırlanmak için alınır.
kendinizi sürekli "şu kadarlık hediye aldım" diye hatırlatnaj içn değil.
en çarpıcı örneğini arkadaşımda gözlemlediğim olay. arkadaşım, sevgilisinin ona aldığı 120 milyonluk saatin altında kalmamak istiyordu. hemen bir mağazaya gitti ve doğumgününde sevgilisine vermek üzere 120 milyonluk bir hediye bakıyordu. aradı aradı lakin o fiyata uygun bir hediye bulamadı. en sonunda converse almaya karar verdi, fakat o da ne converse nin fiyatı 90 milyon! 120 milyonluk saatin altında kalamazdı. kalan 30 milyonluk açığı tamamlamalıydı ve sığır gibi birde 30 milyonluk bir bluz sardırdı hediye paketine. olacak iş değil, görgüsüzce bir hareket. ben tabi o esnada bu duygularımı arkadaşıma söylemedim çocuk iyi niyetle hediye almak istiyor ama hayvanlık ediyor, onun duygularını kırmak olmazdı. burda okursa oyar beni ama neyse...