Bir sahaflar bir de bu hediyelik eşya dükkanları. Dünyadaki en güzel mekanlardan. Ancak öyle ucuzluk pazarı gibi her şeyi dolduran yerler değil de anlamı olan şeyler olursa daha güzel.
ne vakit bir hediyelik eşya dükkanı görsem aklıma aynı şey gelir; fil.
o sarsak, dev, ağır vücudu ve aheste tavırlarıyla hediyelik eşya dükkanını yerle bir eden sevimli fil.
çocuklarıma okurdum o hikayeyi. zaten okul dışında okuduğum tek şey o kitaplardı. bir de şimdilerde çözdüğüm çengel bulmaca.
insan yaşlandıkça düşünmeğe vakit buluyor galiba, yahut aklı çok geç başına gelenlerdenim. çoğumuzun hayattaki sıfatı bu olabilir; hediyelik eşya dükkanına dalıp ortalığı patoz eden fil.
o halde hediyelik eşya dükkanını hayata benzetmekte bir beis görmüyorum. içerisinde süslü, ışıltılı, şık birçok şey var ama çoğumuzun nasibine bırakın onları almayı kırıp dökmekten başka bir şey düşmüyor.
dedim ya insan yaşlandıkça düşünmeğe fırsat buluyor diye, işte onu düzeltiyorum. ölüm yaklaştıkça biraz da kasvet çöküyor sanırım. ne de olsa az kaldı.